Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi öncelikle uygulanacaktır....
ASLİYE SEKİZİNCİ TİCARET MAHKEMESİ K A R A R ESAS NO : 2021/225 KARAR NO : 2022/555 DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 06/04/2021 KARAR TARİHİ : 28/10/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı ile müvekkili genel müdürlük arasında 24/07/2000 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile Adıyaman ve Kahramanmaraş illeri elektrik dağıtım ve ticaretinin davalıya devredildiğini, 11/11/2010 tarihinde sözleşme tadil edildiğini, bu sözleşmeler kapsamında işletme hakkı devredilen ve mülkiyeti davacıya ait taşınmazlar ve tesisler üzerinde reklam alınması , baz istasyonu, tesis ve TV aktarıcısı v.b....
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacaktır....
Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf itirazlarına itibar edilmemiştir. Davalı vekilinin açılan davada avans faizi uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı)....
Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi imzaladığını, faaliyetlerin davalı tarafından yürütüldüğü sırada elektrik kaçağı sonucu hayatını kaybeden ....mirasçılarının tazminat talebi ile açtığı davada mahkeme kararına istinaden icra dosyasına yapılan ödemelerin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7. maddesi gereğince sorumluluğunun davalıya ait olduğunu ileri sürerek, 57.210,00 TL ve 53.751,58 TL'lik teminat mektuplar ile 2160,00 TL temyiz harç ve masrafının ödeme tarihinden avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da ödemenin yapıldığı 12.07.2011 tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinde 25.01.2018 tarihinde süresi içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır....
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Rücuen alacağa dayanak dava ... Genel Müdürlüğü aleyhine açılmadığından somut uyuşmazlıkta sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde zaman aşımı itirazının değerlendirilmesi yoluna gidilmemiştir. Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşmenin 7.3 maddesine göre şirket yatırımlarından doğacak her türlü mali yükümlülüğün şirkete ait olduğu, talebe konu davanın kamulaştırmasız el atmadan kaynaklandığı, bundan kaynaklanan mali yükümlülüğün davacıya ait olduğu, diğer yandan Özelleştirme İdaresi ile ... Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri A.Ş. arasında imzalanan Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.3 maddesine göre de davacının davalıdan talepte bulunamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir....
ın özelleştirilmesi esnasında dağıtım sisteminin biri müvekkiline ait olmak üzere 20 ayrı dağıtım bölgesine ayrıldığını, davalıya ait olan işletme hakkının bu şirketlere "İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi" ile devredildiğini, müvekkilinin hisselerinin tamamının dava dışı Beda Enerji Dağıtım ve Perakende Hizmetleri A.Ş.'...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/702 E. sayılı dava dosyasının İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile Hisse Devir Sözleşmesi kapsamında taraflardan hangisinin sorumluluğunda olduğu noktasında toplandığı, davacı vekili dava konusu talebini 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1, 7.4 ve 7.6 maddelerine dayandırmakta ise de; İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 18.6. maddesinde yer alan “Şirket, (…) bu sözleşmeye dayanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere başkaca bir kamu kurum veya kuruluşundan talepte bulunulamayacağını, (…) ...’tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında hiçbir talepte bulunmayacağını gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız olarak beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükmü bulunduğu, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.maddesinde belirtilen 3. Kişi, şirket tüzel kişiliği ile bağlantısı olmayan kişidir....