Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, 5510 sayılı Yasanın 21. maddesinde yer alan, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” hükmü karşısında; basit rücu hakkına dayanan tazminat davasında, ilk peşin sermaye değerli gelirin Kurum yararına tazmini mümkün kısmının belirlenebilmesi için gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunlu olup; meslek hastalığı sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalının, muhtemel aktif yaşam sonu olarak öngörülen 60 yaşını aşmış olduğu ve pasif dönem güvencesini oluşturan yaşlılık aylığından...
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, 5510 sayılı Yasanın 21. maddesinde yer alan, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” hükmü karşısında; basit rücu hakkına dayanan tazminat davasında, ilk peşin sermaye değerli gelirin Kurum yararına tazmini mümkün kısmının belirlenebilmesi için gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunlu olup; meslek hastalığı sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalının, muhtemel aktif yaşam sonu olarak öngörülen 60 yaşını aşmış olduğu ve pasif dönem güvencesini oluşturan yaşlılık aylığından...
Somut olayda SGK Çerkezköy Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 8.11.2012 tarihli cevap yazısına göre 1.8.2010 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacı ...’e 5.8.2010-26.5.2011 ve 4.5.2012-12.6.2012 tarihleri arası 284 gün karşılığı 5.319,83 TL geçici işgöremezlik ödeneği ödendiği bildirilmiştir....
Davacının 07.11.2003 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu meslekte kazanma gücü kaybı oluşmadığının Kurum tarafınca, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nca ve Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunca belirlendiği, geçirilen iş kazası nedeniyle sigortalıya 07.11.2003-14.02.2004 tarihleri arasında 4.874,13 TL geçici iş göremezlik ödeneği ödendiği, anlaşılmaktadır. Yapılacak iş, 07.11.2003 tarihli iş kazası nedeniyle davacının iyileşme süresini belirleyerek geçici iş göremezlik dönemi olan bu sürede %100 oranında iş göremez durumda olduğunu değerlendirerek, bu dönemde çalışamaması nedeniyle yoksun kaldığı ücreti kadar bir zararının olduğunun kabulüne göre maddi zararını bilirkişiye hesaplattırmak, hesaplanan bu zararından Kurumca sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin rücuya tabi kısmını düşmek ve çıkacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Davaya konu iş kazası sonucu davacının sürekli işgöremezlik derecesinin Kurum tarafından 01/09/2017 tarihinde kontrol kaydı ile % 63 olarak belirlendiği ve ilk derece mahkemesince bu kontrol kaydının sonucu beklenmeden yazılı şekilde karar verildiği görülmektedir. Davacının geçirdiği kaza sonucu oluşan iş gücü kayıp oranının kontrol kaydı var iken saptanan orana göre tazminat hesabının yapılamayacağı açıktır. Gerçekten sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminat tutarlarını doğrudan etkileyeceğinden sürekli iş göremezlik oranının kesin olarak saptanması, bunun için de kontrol kaydı sonucunun araştırılması gerektiği ortadadır....
aralarındaki tazminat davası hakkında Of Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinden verilen 20.9.2006 gün ve 155/222 sayılı hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. K A R A R Yargıtay 21.ci Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı, özel Kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı taktirde, "Yargıtay Kanunu" nun 14'ncü maddesiyle sınırlıdır. Anılan madde hükmünde ise, Dairemizin hasren 506 ve 1479 sayılı Yasalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak İş Mahkemelerinden verilen hüküm ve kararları inceleyeceği öngörülmüştür. İnceleme konusu karar, iş kazası sonucu sürekli işgöremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olup, yargılamanın Asliye Hukuk Mahkemesinde sürdürülmesine göre belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir....
Sürekli işgöremezlik derecesindeki düşmeye bağlı olarak değişime uğrayan gelir, yüksek işgöremezlik oranı nedeniyle bağlanmış olan başlangıçtaki gelir olup; gelir hesabındaki unsurlardan biri olan işgöremezlik oranındaki düşme karşısında, başlangıçtaki gelirin, değişen işgöremezlik oranına uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda, peşin sermaye değerli gelirin başladığı tarih itibariyle düşen işgöremezlik oranına göre belirlenmesi zorunlu olup; başlangıçtaki yüksek işgöremezlik oranı nedeniyle fazladan (yüksek işgöremezlik oranı ile düşen işgöremezlik oranı arasındaki fark işgöremezlik nedeniyle) ödenen fark gelirlerin, yeni oran üzerinden belirlenmiş olan peşin sermaye değerli gelire ilavesi gereği bulunmaktadır. Yapılacak hesaplamada yüksek iş göremezlik derecesine göre belirlenen ilk peşin sermaye değerli gelirden daha fazla olamaz....
Maddesi uyarınca iş kazası olarak kabul edildiği aynı kararda davacıya 28.06.2016- 04.07.2016 tarihleri arasında işgöremezlik ödeneğinin ödendiğinin bildirildiği, 04.12.2018 tarihli İstanbul Kurum Sağlık Kurulunun raporuna göre mevcut yaralanmadan dolayı işgöremezlik oranın % 0 olarak belirlendiği, kontrol kaydının bulunmadığının bildirildiği, kurum yazısının 06.11.2019 tarihli karar duruşmasında okunduğu, davacı tarafından mevcut hali ile dosyanın bilirkişi incelemesine gönderilmesinin talep edildiği bu konuda olumlu olumsuz değerlendirme yapılmadan davanın reddine karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararda olayın iş kazası olmadığı hem de SGK işgöremezlik oranının %0 olarak belirlendiğinden bahisle davanın reddine karar verildiğinin açıklandığı ancak gerekçenin dosya kapsamına uygun olmadığı anlaşılmıştır....
Meydana gelen iş kazası sonucu kazalı işçinin %33 oranında sürekli iş göremez olduğu rapor edilmişse de mahkemece gerçek zarar hesabı yaptırılmış, ancak meslekte kazanma güç kaybı oranının % 60’ın altında kaldığı durumlarda, sigortalının işgöremezlik oranına bağlı olarak emsallerine göre daha fazla çaba harcamak suretiyle de olsa, çalışmasını sürdürüp yaşlılık aylığına hak kazanması mümkün bulunduğundan, 60 yaş sonrası pasif dönem için zarar hesabı yapılmasına olanak bulunmadığı gözetilmeden pasif dönem hesabı da yapılmak suretiyle hesaplanan miktar üzerinden hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2- Kurum Müfettişi ... tarafından düzenlenen 26.06.2015 tarihli İnceleme Raporunun 3.2.İşyeri Kayıt ve Belgelerinden Tespit Edilen Hususlar kısmının 4. paragrafında “Elektrik ustası ... adına düzenlendiği ve Bölge Müdür Yardımcısı ... tarafından imzalandığı görülen 13.07.2011 tarih 271346 sayılı yazı eki İş Kazası Bildirim Tutanağının elden kuruma verildiği hususunda...
İncelemeye konu dava ile 13.02.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren davacı Kurum sigortalısına bağlanan 12.462,87 TL ilk peşin sermaye değerli gelir, 3.022,50 TL geçici işgöremezlik ödeneği ve 4.313,88 TL tedavi giderinden oluşan toplam 19.799,25 TL Kurum zararının fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak (% 40 na tekabül eden) 7.919,70 TL'nin, gelirler için onay, masraf ve ödemeler için sarf ve tediye tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilinin talep edildiği, mahkemece iş kazasının meydana gelmesinde davalı işverenin % 75, sigortalının % 25 oranında kusurlu olduğu kabul ile alınan hesap bilirkişi raporuna istinaden davanın kabulü ile talep edilen 7.919,70 TL'nin hüküm altına alındığı, ancak bu miktarın sadece peşin sermaye değerli gelire hasredildiği, geçici işgöremezlik ödeneği ve tedavi giderine ilişkin alacak kalemlerinin ayrılmadığı, dolayısıyla faiz başlangıç tarihinin hatalı tespit edildiği anlaşılmıştır....