Davacı Kurum sigortalının sürekli iş göremezlik derecesini 34,2 olarak belirlemiş, itiraz üzerine Yüksek Sağlık Kurulunun 11.01.2013 tarihli kararıyla da sürekli iş göremezlik derecesinin %34,2 olduğu belirlenmiş, bu karara karşı itiraz nedeniyle Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan alınan 04.07.2014 tarihli rapor ile iş göremezlik derecesi bu defa sigortalının kalça ekleminin tama yakın iyileşmesi nedeniyle %31 oranı olarak belirlenmiş, oluşan çelişki nedeniyle Adli Tıp Genel Kurulundan alınan 05.03.2015 tarihli raporunda da sürekli iş göremezlik derecesi, sigortalının kalça ekleminin tama yakın iyileşmesi nedeniyle %31 oranı olarak tespit edilmiştir. Sürekli işgöremezlik derecesindeki düşmeye bağlı olarak değişime uğrayan gelir, yüksek işgöremezlik oranı nedeniyle bağlanmış olan başlangıçtaki gelir olup; gelir hesabındaki unsurlardan biri olan işgöremezlik oranındaki düşme karşısında, başlangıçtaki gelirin, değişen işgöremezlik oranına uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır....
Sigortalı; iş kazası veya meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremez duruma düşmeyebilir. Ancak kaza sonucu örneğin, ayağı kırılan bir işçinin aylarca raporlu kalması durumunda veya meslek hastalığına yakalandığı tespit edilen sigortalının bu hastalığının henüz sürekli iş göremezlik derecesine ulaşmamış olması durumunda, bu olay nedeniyle üzüntü duymayacağı söylenemez. O halde, iş göremezlik oranının %0 olduğu bu gibi durumlarda da manevi tazminat hakkının doğduğunun kabulü gerekir. Yargıtayın yerleşmiş içtihatları da bu yöndedir" (Mesut Balcı - İş Kazası Veya Meslek Hastalığından Doğan Maddi ve Manevi Tazminat Davaları Uygulaması- Ankara 2011- Sayfa 1057- 1058) "Maluliyet oranı % 0 olsa dahi davacının iş kazası neticesi oluşan rahatsızlık nedeniyle üzüntü ve elem duyacağı, vücut bütünlüğünün zarara uğramış olduğu, ruh bütünlüğünün ihlali, sinir bozukluğunun oluşması kaçınılmaz olup, manevi tazminatın düzenlendiği TBK 56....
Uyuşmazlık; davalıya ait iş yerinde çalışan Kurum sigortalısı Hüseyin Can'ın, 03/09/2015 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle Kurumca sigortalıya bağlanan sürekli iş göremezlik geliri ile ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin ve yapılan tedavi masrafının rücuan tazminine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava,iş kazası sonucu oluşan sürekli iş göremezlik nedeniyle davacının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Bu tür davalarda sigortalıda oluşan iş göremezlik oranının tazminat miktarını doğrudan etkileyeceği açıktır. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 19. maddesidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava,iş kazası sonucu oluşan sürekli iş göremezlik nedeniyle davacının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Bu tür davalarda sigortalıda oluşan iş göremezlik oranının tazminat miktarını doğrudan etkileyeceği açıktır. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 19. maddesidir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; "Davanın KABULÜ ile; davacının 28/05/2009 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu meydana gelen maluliyet oranının %15,2 olduğunun tespitine" karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; yüksek sağlık kurulu raporunda davacının sürekli iş göremezlik oranının %0 olduğunun tespit edildiğini, kurum işleminde hata bulunmadığını, davacının iş kazası nedeniyle maluliyetinin oluşmadığını, davanın reddi gerektiğini, kararın usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, iş kazası nedeni ile sürekli iş görmezlik oranının tespiti talebine ilişkindir. Sürekli işgöremezlik oranının tespitine ilişkin davanın asıl amacı, 506 ve 5510 sayılı Yasa gereğince sigortalıya sürekli işgöremezlik geliri bağlanmasının teminine yöneliktir....
Sürekli işgöremezlik derecesindeki düşme sözkonusu olursa, buna bağlı olarak değişime uğrayan gelir, yüksek işgöremezlik oranı nedeniyle bağlanmış olan başlangıçtaki gelir olup; gelir hesabındaki unsurlardan biri olan işgöremezlik oranındaki düşme karşısında, başlangıçtaki gelirin, değişen işgöremezlik oranına uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda, peşin sermaye değerli gelirin, başladığı tarih itibariyle düşen işgöremezlik oranına göre belirlenmesi zorunlu olup; başlangıçtaki yüksek işgöremezlik oranı nedeniyle, fazladan (yüksek işgöremezlik oranı ile düşen işgöremezlik oranı arasındaki fark işgöremezlik nedeniyle) ödenen fark gelirlerin, yeni oran üzerinden belirlenmiş olan peşin sermaye değerli gelire ilavesi gereği bulunmaktadır....
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vemiştir. Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanunî gerektirici sebeplere ve özellikle; iş kazası sonucu uğradığı sürekli işgöremezlik kaybının artması nedeniyle davacı Kurumun, sigortalıya bağladığı gelirlerin ilk peşin sermaye değerinde meydana gelen artışlardan dolayı uğradığı zararın tazmininin ilerde açılacak ek rücuan tazminat davasında istenmesinin mümkün bulunmasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 05.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. .........
İtiraz Hakem Heyeti tarafından kazanın iş kazası olup olmadığı ve SGK Başkanlığı tarafından davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda araştırma yapılmadan davalının itirazı reddedilmiştir.Bu durumda Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti'nce; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından davaya konu kazaya ilişkin olarak iş kazası yönünden araştırma yapılıp yapılmadığı ve olayın iş kazası olarak kabul edilip edilmediği; olayın iş kazası olarak kabulü suretiyle, davaya konu kaza sonucu davacıya gelir bağlanıp bağlanmadığı; gelir bağlanmış ise, rücuya tabi olup olmadığı; incelenmek suretiyle 5510 sayılı Kanun'un 21. maddesi hükmü gereği şartları var ise tazminattan düşülmesi suretiyle davacı tarafın talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Manevi tazminat açısından: Davacıların sosyal ve ekonomik durum araştırmasının kolluk marifetiyle araştıralanak tespit edilmiş olduğu anlaşılmıştır. "Genel olarak manevi tazminat, doğrudan doğruya mameleke tesiri olmadığı, karşılığı para olmayan ve ticari değeri bulunmayan bir olgu olan manevi zararı dindirmek için para veya paradan gayri bir tazmin şeklidir. İş kazası ve meslek hastalığı sebebiyle manevi tazminat, işçi veya ölümü sebebiyle destek olsun olmasın yakınlar tarafından kazaya sebep olan işveren veya üçüncü kişilerden istenebilir. Manevi tazminat bir defada dava yolu ile talep edilebilir , maluliyet oranı artmadıkça yeniden istenmesi mümkün değildir. Gerçekten üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle manevi tazminatın bölünmesi hukuken mümkün değildir. Manevi tazminat işçinin maluliyeti olmasada uğradığı iş kazasında kusurun ağırlığı kendisinde olmadığı takdirde olay sebebiyle uğradığı elem ve acının karşılığı olarak şahsına bağlı bir hakkıdır....