Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması HÜKÜM : Hükümlülük Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanık ve müdafinin,sanığın yokluğunda verilen 09.09.2014 tarihli hükme yönelik infaz durdurma ile birlikte eski hale getirme talebinde bulunmaları üzerine mahkemece 17.12.2014 tarihinde sanığın temyiz isteminin süreden reddine dair ek karar verildiği,sanık müdafinin talebiyle ilgili olarak ise, 25.12.2014 tarihinde eski hale getirme talebinin kabulüne dair ek karar verildiği, eski hale getirme talebi hususunda karar verme yetkisinin CMK.nun 42/1. maddesine göre hükmü temyizen incelemekle görevli Yargıtay'a ait olduğu gözetilmeksizin, mahkemenin eski hale getirme talebinin kabulüne dair 25.12.2014 tarihli ek kararının hukuki değerden yoksun olduğu kabul edilerek ve mahkemenin 17.12.2014 tarihli temyiz talebinin reddine dair ek kararı da kaldırılarak yapılan incelemede; 5271 sayılı Yasanın 34/2. maddesine gore; “Kararlarda...

    SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet TEMYİZ EDENLER : Suça sürüklenen çocuk ..., suça sürüklenen çocuk ... ve müdafii Dosya incelenerek gereği düşünüldü; I- Suça sürüklenen çocuk ... ve müdafiinin eski hale getirme istemleri hakkında yapılan incelemede; Yoklukta verilip, 09/02/2015 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilen kararı, suça sürüklenen çocuk ... ve müdafiinin 17/03/2016 tarihinde sundukları ortak imzalı dilekçeleri ile temyiz talebinde bulunulmaksızın eski hale getirme, infazın durdurulması ve gerekçeli kararın tebliğ edilmesi talebinde bulundukları, mahkemenin 18/03/2016 tarihli ve 2014/305 Esas, 2015/19 Karar sayılı ek kararı ile infazın durdurulması ve eski hale getirme talebinin reddine dair karar verildiği, ek kararı öğrenmesi üzerine suça sürüklenen çocuk ...'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık,mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyetine, temyiz isteminin reddine ve eski hale getirme talebi konusunda karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay'a gönderilmesine Dosya incelenerek gereği düşünüldü; CMK’nın 42.maddesinin 1. fıkrasında, “Süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse,eski hale getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir” şeklindeki düzenleme karşısında,hükmün temyizi aşamasında ileri sürülen eski hale getirme istemi hakkında Dairemizce ve öncelikle karar verilmesi gerektiğinden,hükümlünün eski hale getirme ve temyiz istemi hakkında yerel mahkeme tarafından 03.04.2014 tarihinde verilen temyiz isteminin reddine ve eski hale getirme istemi hakkında karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay'a gönderilmesine ilişkin hukuken geçersiz olan ek karar kaldırılarak hükümlünün eski hale getirme ve 25.03.2011 tarihli karara yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde; Hükümlünün...

        Ancak; Dava konusu taşınmaza davalı idarenin hafriyat döküp taş yığarak el attığı anlaşılmakta ise de; taşınmazdaki hafriyat ve taşın kaldırılarak taşınmazın tarım yapılabilir hale getirilmesinin mümkün olup olmadığı, mümkün ise taşınmazın eski hale getirme bedeli ile el atılan yerin bedeli ayrı ayrı tesbit edilip, eski hale getirme bedeli fazla ise taşınmazda el atılan yerlerin bedeline ve bu yerlerin davacı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesi; yer bedelinin fazla olması halinde ise eski hale getirme bedeline hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talebinin reddine dair hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir....

          Sanık müdafiinin temyiz istemi yönünden yapılan incelemede; Sanık müdafiinin 23.12.2015 havale tarihli dilekçe ile eski hale getirme ve temyiz talebinde bulunduğu anlaşılmakla, mahkeme tarafından eski hale getirme talebinin reddine karar verilmiş ise de, temyiz talebi ile birlikte yapılan eski hale getirme istemi 5271 sayılı CMK'nun 42/1. maddesi gereğince Yargıtayca karara bağlanacağından, bu konuda verilen 23.12.2015 tarihli eski hale getirme hususundaki karar hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğu gözetilerek yapılan incelemede; 15.05.2014 tarihli gıyabi mahkumiyet hükmünün sanığa usulüne uygun olarak 02.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği cihetle, sanık müdafiinin 1 haftalık yasal süresinden sonra hükmü temyiz ettiği anlaşıldığından, şartları dosyada bulunmadığından sanık müdafiinin eski hale getirme ve temyiz talebinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 21/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            Ceza Dairesinin 26.05.2017 tarihli ek kararı hukuki değerden yoksun olup bu karar kaldırılarak yapılan incelemede; Sanık müdafiinin, 22.02.2017 tarihinde avukata ait kaşe ve imza ile birlikte usulüne uygun olarak bizzat tebliğ olunan istinaf mahkemesinin asıl kararını yasal süresinden sonra 19.04.2017 ve 20.04.2017 tarihli dilekçeleriyle eski hale getirme talebiyle birlikte temyiz ettiği anlaşılmakla, incelenen eski hale getirme talebi yerinde bulunmadığından sanık müdafiinin eski hale getirme ve temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK'nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE, 08.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Hal böyle olunca; Mahkemece, heyelan tehlikesinin var olup olmadığı, varsa davalının müdahalesi sonucu gerçekleşip gerçekleşmediği, davalının müdahalesi sonucunda gerçekleşmiş ise heyelan tehlikesinin nasıl giderilebileceği, eski hale getirilmesi için istinat duvarının yapılmasının gerekip gerekmediği, gerekiyorsa imar planı da nazara alınarak duvar ile birlikte eski hale getirme bedelinin, dava konusu taşınmaz kısmı için ne miktarda olacağı, duvar yapılmadan eski hale getirilme imkanı varsa eski hale getirme bedelinin ne miktarda olacağı uzman bilirkişi kuruluna hesaplattırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yol kenarı istinat duvarı tazminat alacağına yönelik olumlu-olumsuz hüküm kurulmamış olması doğru değildir. 3....

                Ağır Ceza Mahkemesinin eski hale getirme talebinin kabulüne ilişkin 30.11.2011 tarih, 2011/801 D.İş sayılı kararlar kaldırılarak yapılan incelemede; Sanığın yokluğunda verilen 06/05/2010 tarihli kararın, savunmasında beyan ettiği adresine 06.09.2010 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ olunmasına rağmen, sanık müdafiinin yasal süresi geçtikten sonra 21/10/2010 tarihinde eski hale getirme talebinde bulunduğu, sanığın da 12.05.2011 tarihli dilekçesiyle eski hale getirme ve temyiz talebinde bulunduğu anlaşılmakla, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca eski hale getirme ve buna bağlı temyiz isteminin REDDİNE, 23/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  un eski hale getirme konusundaki iddiaları yerinde görülmediğinden eski hale getirme istemi ile temyiz isteminin, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi gereğince REDDİNE, 25.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    bu adresten taşınmış olması nedeni ile karardan haberi olmadığını bildirerek eski hale getirme isteminde bulunmuşsa da; sanığın adres değişikliğini bildirmediği, tebligatın usulüne uygun olduğu ve eski hale getirme isteminin yerinde olmadığı belirlenerek yapılan incelemede; Yokluğunda verilen ve 27.05.2013 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmü 1412 Sayılı CMUK'un 310/1-2. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 21.03.2014 tarihinde temyiz eden sanığın eski hale getirme istemi ile temyiz isteminin aynı kanunun 317.maddesi gereğince REDDİNE, 23/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu