Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanımından kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 14/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Hâl böyle olunca, velayet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklanan eldeki dava bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davacıya geri verilmesine, 11.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece, uyuşmazlığın vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklandığı, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesince onanmış, karar düzeltme talebi üzerine aynı Dairece ".... Somut olayda da, mahkemece davacıların 20.1.2010 tarihli ıslah dilekçesi nazara alınmadan davanın dayanağının vekalet akdinden kaynaklandığından bahisle (5) yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gözetilerek reddedilmişse de, az yukarıda açıklanan nedenlerle davanın ıslah edilip "muris muvaazasına" dayanıldığı, bu durumda davalının ıslah dilekçesine yönelik bir zamanaşımı def'ide bulunmadığı gibi, mirasçılar arasında zamanaşımı da işlemeyeceğinden, mahkemece, ıslah dilekçesi nazara alınarak taraf delilleri toplanıp hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

        Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; "Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/07/2022 tarihli ve 1047. sayılı Konya Bölge Adliye Mahkemesi İş Bölümü Kararı ilgili daire 16. maddesine göre "Kararı veren mahkemenin ve tarafların sıfatına bakılmaksızın adi ortaklıktan kaynaklanan davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararlar" açısından istinaf incelemesi yapma görevi Konya Bölge Adliye Mahkemesi'nin 6. Hukuk Dairesine aittir." şeklinde karar verilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Açılan dava vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi kamu düzenini ilgilendiren konularda resen diğer yönlerden HMK'nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılmıştır. Hakimler ve Savcılar Kurulu 1.Dairesinin 01/07/2022 tarih 1047 sayılı kararı ile; 01/09/2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Konya Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümü düzenlenmiştir. İŞ BÖLÜMÜ KARARININ 5....

        Bu defa verilen ek kararı davalı vekilinin temyiz etmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava; vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklanan zararın tazminine ilişkindir. Davalı tarafından, asıl ve birleşen dosyada verilen hüküm temyiz edildiği halde asıl dosya yönünden sadece maktu temyiz karar harcı yatırılması ve birleşen dosya yönünden de temyiz harcının yatırılmaması üzerine, Yargıtay 3....

          Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi'nce tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, işbu kararın temyizi üzerine Dairemizin 22/09/2020 tarihli ve 2020/3228 E. 2020/4552 K. sayılı ilamı ile bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir....

            Sanığın Bolvadin Sulh Hukuk Mahkemesinin 17/08/1999 tarih, 1999/268 Esas, 1999/303 sayılı Kararı ile akıl hastası olan mağdura vasi olarak atandığı, son olarak yine aynı Mahkemece 28/03/2007 tarihli karar ile vasilik görevinin iki yıl uzatılmasına karar verildiği, sanığın 09/04/2007 tarihinde ilgili Mahkemeye başvurarak mağdurun evinde tadilat ve tamirat yapacağını belirterek mağdurun hesabından para ödenmesi talebinde bulunduğu, Mahkemece 03/05/2007 tarihli karar ile mahallinde yapılan keşif neticesinde tespit edilen 1.726,58 TL masrafın sanığa ödenmesine karar verildiği, 28/05/2007 tarihinde bu paranın sanık tarafından mağdurun hesabından çekildiği, 21/11/2008 tarihinde mahallinde yapılan keşifte mağdura ait evde hiç bir tadilat veya tamiratın yapılmadığının tespit edildiği; iddia, savunma, tanık beyanları, vesayet dosyası ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla; Delillerle iddia ve savunma duruşma gözönünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun...

              Mahkemece, davacının davalı ...’a karşı dava açmasında hukuki menfaati olmadığı ve vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklı pay oranında açılan davada üçüncü kişi konumunda olan davalı ...’a karşı husumet yöneltilemeyceği gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın husumetten reddine, diğer davalı yönünden ise vekalet görevini kötüye kullandığı iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin kararın temyizi üzerine, Dairece; "…vekalet görevinin kötüye kullanıldığı belirlenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

                Hemen belirtilmelidir ki, kural olarak ehliyetsizlik ve vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istekli davaların pay oranında açılmasına olanak yoktur. Ancak bu ilke üçüncü kişilere karşı açılacak davalar için geçerli olup, mirasçılar arasında görülen davada miras payı oranında tapu iptal ve tescil talebinde bulunulmasında usûle aykırı bir yön yoktur. Somut olaya gelince, davacının kendisi gibi mirasçı konumunda olan davalılara husumet yöneltmek suretiyle miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemli dava açması mümkündür. Hâl böyle olunca, işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, davalının da mirasçı konumunda olduğu gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı yerindedir....

                  Hemen belirtmek gerekir ki, iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davada velayet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanıldığı anlaşılmaktadır. Velayet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasına dayalı isteğin, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 2. kitabının 2. kısmının 7. ayırım başlığını taşıyan “Çocuk Malları” ile ilgili bölümünde yer alan ( T.M.K. nun 352 ila 363. maddeleri ) düzenlemelerden kaynaklandığı açıktır. Bu tür iddialarla açılan davaların 18.1.2003 tarihinde yayınlanıp aynı tarihte yürürlüğe giren 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasa’nın 4. maddesi hükmüne göre Aile Mahkemelerince çözüme kavuşturulacağı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, velayet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklanan eldeki dava bakımından görevli mahkeme Niğde 1. Aile Mahkemesidir. Bu nedenle, davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin Niğde 1....

                  UYAP Entegrasyonu