Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı Ve Vekaletin Kötüye Kullanılmasından Kaynaklanan Alacak K A R AR Davacı vekili, davalı aleyhine açtığı katılma alacağı ve vekaletin kötüye kullanılmasından kaynaklanan alacak davasında, ihbar olunan 3. kişi ... adına kayıtlı ise 1074 ada 1 parselde bulunan 11 nolu bağımsız bölüm hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesine, sözkonusu taşınmazın ihbar olunan 3. kişi ... adına kayıtlı olmaması halinde 3.000.000,00 TL'yi karşılayacak şekilde ...'in malvarlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul Anadolu 5....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : Beraat Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanık hakkında verilen beraat hükmü katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü; Kamu davasına katılma istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeyen müşteki vekilinin 5271 sayılı CMK'nın 260/1. maddesine göre, sanık hakkında kurulan hükmü temyize hakkı bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede; Sanık ... Topal ile katılan ...'in 26.01.2009 tarihinde evlendikleri, bu evliliğin öncesinde katılan ... için Eynesil Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.01.2008 tarih ve 2008/223 esas 2009/11 karar sayılı kararı ile ...’ın şizofreni hastası olması gerekçesi ile kısıtlama kararı verilerek anne ve babası olan ... ile vasi olarak atandığı, evlilik birliğinden sonra vasilik görevinin daha iyi yürütülebilmesini teminen 08.06.2010 tarihinde sanık ......

      in dava açılmadan önce vasilik görevinin sona erdiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacı ...'in dava tarihi itibariyle vasilik görevinin sona erdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 0,90.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/03/2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/07/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, muhafaza görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklanan zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı, davalı tarafından ......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1997/802 Esas sayılı dosyasında sanığın 08/07/1997 tarihinde vasi olarak atandığı, vasiliğin TCK'nın 6/1-c maddesi kapsamında kamu görevi, vasinin ise kamu görevlisi olduğunda bir tereddüt bulunmadığı nazara alındığında, sanığın vasilik kararının kaldırıldığı 13/11/2007 tarihine kadar kısıtlıya ait ...'...

            Davacı ... kısıtlıya vasi olarak atanan ...’nın görevini gerektiği gibi yerine getirmediğinden bahisle vasilik görevinden azline karar verilmesini ve kısıtlıya yeni bir vasi atanmasını talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....

              Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, vasilik görevinin uzatılması istemine ilişkindir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince, hakkında, vasilik süresinin bitmesi nedeniyle vasilik görevinin 2 yıl süreyle daha uzatılması istenen kısıtlının MERNİS kayıtlarına göre yerleşim yerinin, özel bakım merkezi olan “ ...” olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesi ise, kendisine vasi atanması istenen şahsın, özel bakım merkezine yerleştirilmeden önceki MERNİS kaydına göre “... Köyü /...” adresinde oturduğunu belirterek yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. Türk Medenî Kanununun 411. maddesine göre, “Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir." Aynı Kanunun 19/1. maddesi uyarınca da; “Yerleşim yeri, bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir."...

                Mahkemece, davanın velayet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklandığı, uyuşmazlığın aile mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Ne var ki, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair 4787 sayılı Kanun'un 4. maddesinde öngörüldüğü üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2. kitabından kaynaklanmadığı, anılan Kanunun ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun mülkiyet ile ilgili düzenlemelerinden kaynaklandığı; davanın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, görev kamu düzeniyle ilgili olup, mahkemece davanın her aşamasında ve re’sen(kendiliğinden) gözetilmesi zorunlu bir usul kuralıdır. Hal böyle olunca, işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir....

                  Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 15.025.24 TL'nin 20.05.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5/3 fıkrası uyarınca dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, somut olayda uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı, tacir olmadığı gibi eldeki davada Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan değildir. Hal böyle olunca davaya bakmaya ticaret mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir....

                    ya yönelik vekalet görevinin kötüye kullanılması ve her iki davalıya yönelik muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tazminat istekli eldeki davada, yukardaki ilkeler ışığında hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığından söz etmek mümkün değildir." şeklinde hüküm kurarak davalı vekilin mirasçı olup olmadığı noktasında ayrım yaparak; davalı vekilin mirasçı olması durumunda tüm mirasçılarca birlikte açılmasa dahi, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tazminat davasının açılabileceğine ve işin esasına girilmesi gerektiğine işaret ettiğini, Yargıtayca böyle bir ayrım yapılmasının nedeninin zaten mirasçı bulunan davalı vekilin kendi kendisine dava açmasının maddi hukuk anlamında mümkün olmaması nedeniyle, diğer mirasçıların vekalet görevinin kötüye kullanılmasından doğan zararları açısından hak arama özgürlüklerinin kapatılmaması ve hukuken korunan yarara halel gelmemesi olduğunu, davacı müvekkillerin, davalı vekilin mirasçıyı kendisine dava açması için ikna...

                    UYAP Entegrasyonu