Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı Uluslar arası tır şoförü olarak çalışmaktadır. Dairemizin yerleşik içtihatları uyarınca uluslararası tır şoförlerinin kendi mesailerini kendilerinin belirlediği, sıkı kurallara tabi uluslararası trafik mevzuatına uymak zorunda oldukları, bu tür çalışanların araç kullanma saat sınırlamasına tabi bulundukları ve dolayısıyla fazla çalışma yapmadıkları kabul edilmiştir. Bu nedenlerle davacının yaptığı iş ve işin niteliği dikkate alındığında fazla çalışma alacağının reddine karar verilmesi gerekirken bu alacağın hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 17.09.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

    Davacı, murisinin, ölüm tarihi olan 06.09.2003 tarihine kadar 20 yıl süre ile davalılara ait kamyonlarda uluslar arası taşımacılık yaparak şoför olarak çalıştığını ve Kurum’a bildirilmeyen sürenin tespitini istemiş; Mahkemece, davacı murisinin, davalılardan şirkete ait işyerinde çalışması bulunmayıp, 27.06.2002 – 06.09.2003 (ölüm) tarihleri arasında davalılardan ...’e ait işyerinde çalıştığı esas alınarak karar verilmiştir. Mahkemece, öncelikle davacı murisinin 1479 sayılı Kanun kapsamındaki dosyası tümüyle getirtilerek, kabulüne karar verilen dönemde, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışması nedeniyle ... ... sigortalılığının bulunup-bulunmadığı araştırılmalıdır....

      Uluslar arası Tahkim Mahkemesinin 16267/SHN nolu 23.11.2010 tarihli kararının tanıma ve tenfizine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile, Uluslararası Ticaret Tahkim Mahkemesi’nin (...) 16.267/SHN nolu ve 23/11/2010 tarihli hakem heyet kararının tanıma ve tenfizine karar verilmiş, mahkemenin gerekçeli kararı taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin kararı temyiz etmemesi üzerine hüküm mahkemece kesinleştirilmiştir. Davacı vekili, 20.02.2013 havale tarihli dilekçesi ile dava açılırken yatırılan harcın, davalıdan tahsili ile taraflarına verilmesine karar verilmesi gerekirken, bu şekilde karar verilmediğini belirterek hükümde tashih talep etmiştir....

        Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/02/2015 tarih ve 2014/742-2015/133 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili; müvekkili şirketin uluslar arası nakliyat organizasyonu işi ile iştigal ettiğini, davalıya ait malların çeşitli zamanlarda müvekkili tarafından taşındığını, ancak taşımalara ilişkin ücretlerin ödenmediğini, taşımalara ilişkin üç adet fatura alacağı olan toplam 10.733,32 Euro asıl alacak için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek davalının icra dosyasına vaki itirazının iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Davacı vekilince manevi tazminat talep edilmiş ise de davalı tarafın manevi tazminat gerektirecek bir eylemi bulunmadığı anlaşılmakla manevi tazminat yönü ile davanın reddine karar vermek gerekmiştir" gerekçesiyle davanın adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi talebi yönü ile kabulüne, davaya konu adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, davacı tarafça adi ortaklığa konulan sermaye bedeli olan 106.980,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davacı tarafın manevi tazminat talebinin reddine şeklinde karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen karar taraflarca istinaf edilmiştir....

          İlinde hava yağışlı olsa da deneyimli ve basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken taşıyıcının, taşıma sorumluluğunu üstlendiği yükü gecikmeli de olsa her türlü hava şartından koruyabilecek donanıma sahip, tentesinden yüke hasar verecek türde herhangi bir sızıntı yapmayan araçla taşımasının gerektiği, gönderenden mutat ambalajına çekince koymadan teslim aldığı yükü, alıcısı emrine teslim aldığı haliyle kuru ve ıslanmamış bir şekilde çekincesiz olarak teslim etmesi gerektiği, somut olayda hasarlı olarak teslim ettiği, davacının hasara ilişkin yapmış olduğu icra takibi neticesinde yapılan itirazın iptaline, % 9 yasal faiz işletilmesine, alacak likit olmadığından inkar tazminatı hükmedilmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı davalı temyiz etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/06/2015 tarih ve 2014/672-2015/459 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, hava taşıması kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacıların tüketici oldukları, 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3,1/l maddesi gereğince taşıma ve hizmet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yerinin tüketici mahkemeleri olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir....

              İl Çevre ve Orman Müdürlüğü tarafından baca gazı emisyonlarının online olarak izlendiği, Müdürlük tarafından Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliği Kontrol Yönetmeliği hükümlerinin aşılmadığının bildirildiği, bu durumun baca gazlarının tarımsal üretimde herhangi bir olumsuzluğa yol açmaması gerektiği biçiminde değerlendirildiği, hava kalitesi verileri ile alınan ürün ve toprak örneklerinde yapılan analizlerin santral kaynaklı herhangi bir kirliliği doğrulamadığı, santral civarında toprakta pH değerinin yüksek olduğu, bu durumun da toprak niteliğini değiştirecek bir asitlenme bulunmadığının göstergesi olduğu, dolayısıyla santral emisyonlarının ürün kaybına yol açtığının söylenmesinin mümkün olmadığı bildirilmiştir. Şu halde, termik santrallerden kaynaklanan bir zarar olup olmadığı hususunda, dosya kapsamında alınan raporlar ile yukarıda özetlenen raporlar arasında açık bir çelişki bulunmaktadır....

                İl Çevre ve Orman Müdürlüğü tarafından baca gazı emisyonlarının online olarak izlendiği, Müdürlük tarafından Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliği Kontrol Yönetmeliği hükümlerinin aşılmadığının bildirildiği, bu durumun baca gazlarının tarımsal üretimde herhangi bir olumsuzluğa yol açmaması gerektiği biçiminde değerlendirildiği, hava kalitesi verileri ile alınan ürün ve toprak örneklerinde yapılan analizlerin santral kaynaklı herhangi bir kirliliği doğrulamadığı, santral civarında toprakta pH değerinin yüksek olduğu, bu durumun da toprak niteliğini değiştirecek bir asitlenme bulunmadığının göstergesi olduğu, dolayısıyla santral emisyonlarının ürün kaybına yol açtığının söylenmesinin mümkün olmadığı bildirilmiştir. Şu halde, termik santrallerden kaynaklanan bir zarar olup olmadığı hususunda, dosya kapsamında alınan raporlar ile yukarıda özetlenen raporlar arasında açık bir çelişki bulunmaktadır....

                  Ancak her iki dilekçede de her bir taşınmaz için ne kadar tazminat istendiğine dair bir açıklama yapılmamıştır. Yargılama süresince de bu husus, Mahkemece davacı yana açıklattırılmamıştır. Bu nedenle her bir taşınmaz yönünden, eşit miktarda tazminat talep edildiği kabul edilmelidir. Mahkemece, ... Köyü 208 ve ... Köyü 668 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddedildiği belirtilmesine karşın, talep edilen miktarın tümüne hükmedilmesi doğru değildir. Santral kaynaklı bir zarar doğduğu sonucuna varılması halinde tazminat tutarı, dava ve ıslah dilekçesindeki istemin, her bir taşınmaz yönünden eşit olduğu benimsenerek belirlenmelidir. Bu yön gözetilmeksizin hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 2- Dava, delil tespit dosyasına dayanılarak açılmış olup, Mahkemece dosya,......

                    UYAP Entegrasyonu