Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, toplanan delillere göre; huzurdaki davanın menfi tespit davası olduğu, menfi tespit davasının konusunun da bir miktar alacağa ilişkin bulunduğu, dolayısıyla arabuluculuk dava şartına tabi olduğu ancak davacı tarafın arabulucuya başvurmadan dava açtığı gerekçeleriyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, menfi tespit davasının arabuluculuk dava şartına tabi olmadığını, mahkemenin Yargıtay 11 H.D kararına dayanmış ise de, bahsi geçen Dairenin bu görüşünden döndüğünü bildirmiştir. GEREKÇE: Dava İİK 72. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; dava şartı eksikliği nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 4077 sayılı tüketicinin korunması kanunundan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 10.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, icra takibine dayanak senetteki imzanın sahte olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, menfi tespit davasının ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine, 600.00 TL. icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

        Ayrıca, davacı hem 10.000 TL'lik bono hakkında hem de %40 tazminat hakkında talepte bulunduğu halde 10.000 TL'lik bono hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacının bono ile ilgili iddiası çaldırıldığı ve davalı tarafından bir şekilde ele geçirildiğine ilişkin olduğuna göre davacı bu iddiasını ispat edecek delillerini göstermek suretiyle ispat edilmesi gerekir. Öte yandan, davacının işbu menfi tespit davası imza inkarına dayalı bir menfi tespit davası olmadığından davacının daha önce İcra Mahkemesi'nde açtığı ödeme emrine karşı itiraz davasını kaybetmesinin bir sonucu olarak İcra Mahkemesi tarafından aleyhine hükmedilen %40 tazminatın kaldırılmasına yönelik verilen hükmün gerekçeleri de yerinde değildir. Mahkemece açılan davanın yukarıda açıklanan hususlara dikkat edilerek incelenmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....

          İcra Dairesi'nin 2013/6906 esas sayılı takibe konu edilen 30/07/2013 ödeme tarihli keşidecisi ... lehtarı ... olan 5.850,00 TL'lik senedin geçersizliğine, davacının bu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve davacının yatak odası takımı bedeli 1.250,00 TL ve oturma grubu takımı bedeli 1.400,00 TL'den borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, ayıplı ürün sebebiyle tüketicinin açtığı menfi tespit davasına ilişkindir. Davacı tüketici olduğuna göre, tüketici hukuku ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)'un 4. maddesinde yer almaktadır....

            Bu nedenle ilk derece mahkemesinin menfi tespit davasında vermiş olduğu arabuluculuk dava şartının bulunmadığından bahisle usulden red kararı yerindedir. Tüm bu nedenlerle davacıların tüm istinaf sebeplerinin esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasında görülen rücuen tazminat davasında istanbul 2. Tüketici ve 9. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -KARAR- Dava, yaralanması nedeniyle sigortalısının tedavi giderlerini karşılayan davacı sağlık sigortacısının, davalı işyerine TTK'nun 1301. maddesine göre halef sıfatıyla açtığı rücuen tazminat davasıdır. İstanbul 2. Tüketici Mahkemesince, tarafların tacir olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sigorta hukukunu ilgilendirdiği ve 4077 Sayılı Yasa kapsamında olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 9....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasında görülen rücuen tazminat davasında Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk ve İstanbul 4. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -KARAR- Dava, işyerindeki hırsızlık nedeniyle sigortalısının hasar giderlerini karşılayan davacı sigortacısının, davalı iş yerine TTK'nun 1301. maddesine göre halef sıfatıyla açtığı rücuen tazminat davasıdır. Küçükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davacı şirketin sigortalısına yaptığı ödeme nedeniyle onun haklarına halef sıfatıyla dava açtığı, temel ihtilafın tüketici ile sağlayıcı arasındaki ilişkiden kaynaklandığı, buna göre uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....

                HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/219 KARAR NO : 2022/212 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇORUM TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 16/11/2021 NUMARASI : 2021/61 ESAS-2021/110 KARAR DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalı T3 tarafından müvekkil aleyhine 19/01/2021 tarihli maddi hasarlı trafik kazası sonucunda alkol raporu olmaması nedeni ile ödenen tazminatın rücuen tahsili talepli icra takibi yapıldığını ancak ancak böyle bir borcu bulunmamakta olduğunu, söz konusu ilamsız takiplerdeki ödeme emri, müvekkilinin evde olmadığı bir tarihte muhtarlığa bırakılmış olduğundan haberi olmadığını, müvekkil, kaza gerçekleştikten sonra gerekli tutanakların tutulması ve alkol raporu alınması noktasında üzerine düşen sorumluluğu gerçekleştirmiş, Ekte sunulan rapordan da anlaşılacağı üzere müvekkilin alkol oranı 0,00 promil çıkmış...

                Tespit Davası" bulunuyor olup; söz konusu dosya kapsamında verilen hüküm işbu dosya kapsamında "Kesin Hüküm" teşkil edeceğini, Borçlunun açtığımenfi tespit davası’’ndan sonra, alacaklı tarafından "itirazın iptali davası" açılması durumunda, açılan “itirazın iptali davası’’nda davacı-alacaklının hukuki yararı bulunduğu gerek uygulamada ve gerekse doktrinde tereddütsüz kabul edilmektedir....

                UYAP Entegrasyonu