Mahallesi, ... ada ... parseldeki taşınmazın trampa edilmesine dair Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü Trampa Dairesi Başkanlığına yapılan ... sayılı başvurunun zımnen reddine dair işlemin iptali istemiyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına karşı açılan davada Ankara ......
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iktisabın trampa yolu ile gerçekleştiğinin ve bedel farkının da alındığının resmi senette yazılı olduğunu, İDM'nin ise bu hususa hiç itibar etmediğini, hem trampa işleminin resmi senede bağlı bir işlem olduğunun hem de bedel farkının alındığının yine resmi senette yazılı olduğunu, trampa işleminin ve bedel farkının ödendiği ibaresinin trampa işleminin gerçekliğini gösterdiği, trampa işleminin muvazaalı olduğu iddiasına dayanılamayacağını, davacının bedel farkının ödenmediğine yönelik iddiasını destekleyecek hiçbir delil sunmadığı gibi davacı tanıklarının hiçbirisinin de trampa edilen taşınmazların arasında oluştuğu iddia edilen bedel farkının ödenmediğine dair görgüye dayalı duyuma dair bile hiçbir beyanda ve anlatımda bulunmadıklarını, bilirkişi raporunun hükme esas kabul edilebilecek niteliklerden ve Yargıtay içtihatlarınca denetlenebilir olmadığını, davacının önalım hakkının kullanımına ilişkin hak...
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.05.2011 tarih ve 2011/6- 232 Esas 2011/306 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere trampaya konu edilen taşınmazlar arasındaki değer farkı tek başına tapuda trampa olarak yapılan temlikin aslında satış olduğunu göstermeye yeterli değildir. Resmi senette trampa olarak gösterilen devir işleminin gerçekte satış olduğu hususu tanık beyanları ve toplanan diğer delillerle kesin olarak kanıtlanması gerekir. Davacı vekili 16.10.2020 tarih ve 3441 yevmiye numaralı trampa işleminin muvazaalı olduğunu satış işlemi yapılmasına karşın önalım hakkının kullanılmasının engellenmesi için trampa olarak gösterildiğini ileri sürmüş ise de bunu ispat bakımından gösterilen deliller trampa işleminin öncesindeki olaylara ilişkin olup 16.10.2020 tarihli trampa işleminin satış olduğunu kanıtlamaya yarar görgüye dayalı ve birbirini doğrulayan net tanık beyanları veya bu doğrultuda başkaca bir delil bulunmamaktadır....
Davalı, 13.05.2009 tarihli işlemin trampa olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ilk hükümde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmü taraf vekillerinin temyiz etmesi üzerine, Dairemizin 04.11.2014 tarihli 2014/6834 Esas – 2014/12330 Karar sayılı ilamı ile “Davalı 13.05.2009 tarihli resmi senet ile dava konusu 3789 ada 3 parseldeki 345/9056 payı trampa yolu ile edinmiştir. Davacı gerçekte bu işlemin satış olduğunu trampanın muvazaalı olduğunu iddia ederek önalım hakkını kullanmış ise de, muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır. Taşınmazların değer farkı tek başına işlemin satış olduğunu kanıtlamaya yeterli değildir. Mahkemenin trampa işleminin muvazaalı olduğuna dair gerekçesi ise soyut niteliktedir. Önalım hakkı ancak satışlarda kullanılabileceğinden davalının 345/9056 payı trampa ile edindiği anlaşıldığından davacının önalım hakkı bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacı ... adına kayıtlı 8 parsel sayılı taşınmaz ile davalıya ait 199 parsel sayılı taşınmazın Belediye Meclis kararı olmaksızın trampa edildiğini, sonradan davalının taşınmazı üçüncü kişiye sattığını ileri sürerek, tazminat tapu iptali ve davalı adına tescili isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Belediye Meclis kararı olunmaksızın yapılan temliki işlemin yok hükmünde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 14.12.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ......
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüğün ayıplı yerine getirilmesi nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince, davalının 4077 sayılı Kanunun 3. maddesinin (f) bendinde tanımlanan satıcı, davacının ise aynı Kanunun 3. maddesinin (e) bendinde tanımlanan tüketici olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde 4077 sayılı Kanunun uygulanması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ......
parsel sayılı taşınmazdaki hissesinin, davalı idare lehine oluşan 2.478,00 TL bedel farkının ilgilisinden peşin tahsil edilmesi kaydıyla trampa yapılmasına karar verilmiştir. Bunun üzerine adı geçen tarafından, yapılan parselasyon ve trampa işlemleri sonucu taşınmazdaki hisse oranının düştüğü ve kendisinin satın alma teklifi görmezden gelinerek çok küçük bir bedel karşılığında trampa yapılmak suretiyle kamunun zarara uğratıldığı iddiasıyla bakılan dava açılmıştır. Dava sırasında ...'a ait hissenin ... isimli şahsa satılması üzerine, ... davacı sıfatıyla davaya devam etmiştir. İLGİLİ MEVZUAT: 5393 Sayılı Belediye Kanununun 18....
Ayrıca, 2 m2 miktarındaki bir hissenin trampa edilmesi taraflara menfaat sağlamaz. Taşınmaz satılıp parası alınabilecekken, bu çeşit bir trampa yoluna gidilmesi hayatın olağan akışına uygun düşmez. Davalı ... trampa yolu ile pay edindikten sonra taşınmazda diğer bir kısım payları da satın alarak, sonuçta 298/2935 payın sahibi olmuştur. Gerçekte satış olan işlemin sırf diğer paydaşların önalım haklarını kullanmalarının engellenilmesi için trampa olarak gösterilmesi halinde kanunun dolanılması söz konusu olur ki, bu hususu kanun korumaz. Öyle ise, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere, davalı ... tarafından, taşınmazda trampa yolu ile pay edinimi muvazaalı olup, gerçekte satış işlemi ile pay edindiği ve davacı yan yönünden önalım hakkının var olduğu kabul edilmelidir....
Tazminat davasında amaç, zararlı davranışta bulunanı cezalandırmak değil, uğranılan zararı telafi etmektir. Bu yüzden, soyut zarar iddiası yeterli değildir, somut olarak zarara uğranılmış olması gereklidir. Aksi halde buradaki tazminat bir anlamda cezalandırıcı tazminat niteliğine bürünmektedir. Oysa usul hukuku kurumu olan HMK.m.125 hükmünün, maddi hukuk kurumu olarak tazminat hukukunun amacını değiştirme gibi bir gayesi veya etkinliği yoktur. Usul hukuku kurumlarının somut olaya uygulanması esnasında yapılacak yorumlarda maddi hukuk kurumlarının vazediliş gayelerinin sınırları dışına çıkacak eğilimden kaçınılmalıdır. Tazminat hukukunda (sorumluluk hukukunda) "zarar olmadan tazminat olmaz" ilkesi geçerlidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAZMİNAT Dava, davacının trampa işlemi sonucu maliki olduğu taşınmazın 3402 sayılı Yasa’nın 41. maddesi gereğince yapılan düzeltme işlemi sonucu yüzölçümünün azalması nedeniyle sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat istemine ilişkin olup, verilen kararı inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 09.02.2018 tarih, 2018/1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu halde bu husus maddi hata sonucu göz ardı edilerek dosyanın Dairemize gönderilmiş olduğu anlaşılmış olmakla dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 17.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....