Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, çocuk için aylık 500 TL tedbir - iştirak nafakası, müvekkili için 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat takdirine karar verilmesini talep etmiştir....

Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). TMK'nun 175.maddesinde boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği hükme bağlanmıştır. TMK'nın 176.maddesine göre yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır....

Ayrıca TMK M. 337 uyarınca; anne ve baba evli değilse velayet anaya aittir. Somut olayda, nufüs kayıt örnekleri incelendiğinde adı geçen çocukların annesi ve velayet hakkı sahibi anne ...’ın yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olacağı hususu kuşkusuzdur. Dosya kapsamından, adrese dayalı nüfus kayıt sistemi bilgilerine göre velayet hakkı sahibi annenin yerleşim yerinin "... Mahallesi... Yüreğir/..." adresi olduğu anlaşılmasına göre, uyuşmazlığın ... 7. Aile Mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 7. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davacı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; ilk derece mahkemesi kararının hatalı ve yanlış olduğunu, TMK 166/1.maddeden boşanma kararı verilmesinin yanlış olduğunu, TMK 163.maddeden boşanma kararı verilmesi gerektiğini, çocuk için verilen nafaka, kadın için verilen maddi ve manevi tazminatın az olduğunu, baba ile yatılı kişisel ilişki kurulmasının yanlış olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesi ile; çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin kesinleşmeden itibaren başlatılmasının yanlış olduğunu, kusur belirlemesinin ve kadına maddi ve manevi tazminat verilmesinin yanlış olduğunu belirterek tarafların TMK 166/1.madde gereğince boşanmalarına, kadının tam kusurlu sayılarak maddi ve manevi tazminat talebinin reddine, tedbiren şahsi ilişkinin kaldırılmasına, kararın kesinleşmesi beklenmeden baba ile kişisel ilişkinin kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    dayalı boşanma davası, birleşen ilk dava kadın tarafından 14.02.2017 tarihinde açılan Türk Medeni Kanunu'nun 166/1, 161. ve 162. maddelerine dayalı boşanma davası, birleşen ikinci dava ise yine kadın tarafından 02.03.2018 tarihinde açılan Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. ve 161. maddelerine dayalı boşanma davasıdır....

      Kanuna uygun olarak çocuk veya aile için yaptıkları harcamalardan dolayı tazminatla yükümlü tutulmazlar (TMK m. 363). Somut olayımızda; yukarıdaki hükümler çerçevesinde dava konusu uyuşmazlık ergin olan çocuk tarafından baba aleyhine Türk Medeni Kanununun 363. maddesine dayalı olarak açılan ana ve babanın sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davasıdır. (TMK m. 363). Mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgilidir. Yargılamanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK m. 118-395, 5133 S.K m. 2-3) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağı hükme bağlanmıştır. Açıklanan hükümler çerçevesinde görevli mahkeme Aile Mahkemesi'dir. İşin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

        Esas dava; fiili ayrılık sebebine (TMK md. 166/4) dayalı boşanma ve fer'ileri, birleşen karşı dava; fiili ayrılık (TMK md. 166/son) ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1) sebeplerine dayalı boşanma ve fer'ileri istemine ilişkindir. Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar (HMK m. 166/1). Davalar arasında bağlantı bulunması durumunda, davaların birleştirilmesine karar verilir (HMK m. 166/1). Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması, ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır (HMK m. 166/4)....

        Davalı/davacı kadın vekilinin; kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. (TMK m. 174). Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, boşanma yüzünden kadının mevcut veya beklenen menfaatlerinin zarar göreceği gibi söz konusu eylemlerin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği belirtilerek kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmolunması isabetlidir....

        Boşanma sonucu maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir (TMK m. 174). O halde mahkemece, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğe göre ağır kusurlu kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddedilmesinde usulsuzlük görülmemiştir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). Tedbir nafakası davanın her aşamasında talep edilebilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği, her iki eşin birliğin giderlerine katılma zorunluluğu vardır....

        Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî (TMK m. 174/1) ve manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Koray'a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Oya'ya geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 23.12.2021 (Per.)...

          UYAP Entegrasyonu