Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi-manevi tazminat (TMK m. 174/1-2), yoksulluk nafakası (TMK m. 175) gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkündür. Davalı-davacı kadın; İzmir 22. Aile Mahkemesi 2021-286 esas sayılı dosyası ile TMK 161 ve 166/1 maddesine dayalı boşanma davası açtığını beyan etmiştir. Buna göre, davalar arasında bağlantı bulunduğu anlaşılmakla, eldeki boşanma davası ile kadın tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek, davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

    SAVUNMA: Davalı-karşı davacı kadın vekili, karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların öncelikle zina (TMK md.161), bu talep yerinde görülmediği takdirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK md.166/1,2) hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye bırakılmasına, müşterek çocuk yararına 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili yararına 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, hükmedilecek nafakaların her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Davacı kadın tarafından akıl hastalığına dayalı (TMK m. 165) olarak açılmış bir dava bulunmamaktadır. Davalı erkeğin hareketleri iradi olmadığından, kusur yüklenemez ve Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı "evlilik birliğinin sarsılması" hukuki sebebine dayanılarak boşanmaya karar verilemez. O halde kadının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır....

      (TMK. md.28 f.I) Vesayet altında bulunan kısıtlının ölümüyle vesayet kendiliğinden sona erer. Vesayet altındaki kişinin ölümü ile sonlandığı anlaşılırsa vesayet makamı tarafından 4721 sayılı TMK.'nun md.489-491 hükümleri uyarınca işlem yapılır. Vasilik görevinin kendiliğinden sona ermesi hali ile vaseyetin sona ermesinin sonuçları doğacaktır. (TMK.489- 494 md.) Vesayet altındaki kişinin ölümü ile vasi; yönetimle ilgili son raporu ve kesin hesabı vermekle yükümlüdür. (TMK.489 md.) Son rapor ve kesin hesap belli zamanlarda verilen rapor ile TMK.490. madde hükmü gereğince vesayet makamınca incelenir. Rapor ve hesapların kabul edilmesi ile TMK.464 f.II.madde hükmü gereğince gerek vasiye karşı vesayet altındaki kişinin ölümü ve benzeri haller sebebi ile vesayetin sona ermesi sebebiyle tazminat davası, gerekse vasinin yapılan masraflar sonucunda alacak davası açmak için zamanaşımının başlangıç gününün tayini söz konusu olacaktır....

        Davalı-karşı davacı erkek vekili, karşı dava ve cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin babaya verilmesine, davalı-karşı davacı erkek yararına 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminat ile ev eşyalarının davalı-karşı davacı erkeğe teslimine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

        Dava; taraflarca, karşı eşin kusurlu davaranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı TMK.'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca açılan boşanma davalarına ilişkindir. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; tarafların, 11/12/1984 tarihinde resmi olarak evlendikleri, bu evliliklerinden, iki ergin müşterek çocuklarının olduğu, taraflarca, karşı eşin kusurlu davaranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı TMK.'...

        Davacı/davalı kadın vekilinin; erkek yararına hükmedilen manevi tazminata yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Boşanma yüzünden kişilik hakları zarar gören, kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu diğer taraftan uygun bir manevi tazminat isteyebilir (TMK md.174/2). Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olmasının yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması da gerekir (TMK m.174/2). Davacı/davalı kadının boşanmaya neden olan " müşterek evi terk etmek ve evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmemek" şeklindeki kusurları erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde görülemez. Bu bakımdan, olayda davalı/davacı erkek yararına manevi tazminata (TMK m.174/2) hükmedilmesini gerektiren bir sebep bulunmamaktadır. O halde, davalı/davacı erkeğin manevi tazminat talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru değildir....

        GEREKÇE : Davalar erkeğin davasında TMK 166/son, kadının davasında TMK 166/1.md.gereğince temelden sarsılmaya dayalı boşanma ve ferileri taleplerinden ibarettir. HMK 355 nci maddesi gereğince istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Tüm dosya kapsamı ile; Mahkemece davacı-davalı erkeğe "...aynı işyerinde çalışan başka kadınla ilişkisinin olması, bu ilişkinin ilk dava tarihinden itibaren devam etmesi,eşinin bakım ve geçimi ile ilgilenmeme" kusurları yüklenmiş,kadına kusur vakıası yüklenmemiş ve belirtilen şekilde karar tesis edilmiştir....

        Davalı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kusurlu tarafın davacı olduğunu, bu nedenle davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların öncelikle zina nedeniyle boşanmalarına, bu talep kabul edilmediği taktirde TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, müvekkili için aylık 2.000 TL tedbir - yoksulluk nafakası, 100.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminat takdirine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın reddine, karşı davanın kabulü ile TMK 161 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, 30.000 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminatın davacı davalı kadından alınarak davalı davacı erkeğe verilmesine, tarafların tedbir - yoksulluk nafakası taleplerinin ve davacı davalı kadının maddi manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir....

        Mahkemece her iki boşanma davasında da, bu davaların esasını oluşturan boşanma talepleri konusunda ayrı ayrı hüküm kurulması gerekmekle birlikte, erkeğin evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK m.166/1) dayalı boşanma davası ile, kadının evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK m.166/1) dayalı birleşen boşanma davası için ayrı ayrı kusur belirlenerek, sonucunda boşanma davalarının eki niteliğinde bulunan tazminat talepleri konusunda ayrı ayrı değerlendirme yapılması doğru olmamıştır. Evlilik birliği sona erinceye kadar herhangi bir sebeple açılmış boşanma davalarında taraflara yüklenmiş tüm kusurlar birlikte değerlendirilip tarafların kusur oranlarının bir kez belirlenmesi ve belirlenen bu orana göre maddi ve manevi tazminatlar ile, yoksulluk nafakası konularında, her bir taraf yönünden bir kez hüküm kurulması gerekir....

        UYAP Entegrasyonu