Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacı- davalının TMK 162. ve 163. Maddelerine dayalı olarak açmış olduğu davalarının reddine, Davacı- davalı kadınının ve Davalı-davacı erkeğin TMK 166/1. Maddeye dayalı boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki kurulmasına, 14/01/2021 tarihli ara kararı ile, kadın için aylık 200,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, nafakanın erkekten alınarak, kadına ödenmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın erkekten alınarak kadına ödenmesine, erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, karar verildiği görülmüştür....

Davalı erkek vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının davasının reddine, tarafların evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı olarak boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı-karşı davalı kadın vekili, 20.03.2019 tarihli dilekçe ile; kadın yararına 20.000,00 TL (TMK md. 174/1) maddi tazminata hükmedilmesi talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince; dava ve karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle TMK'nun 166/1. Maddesi uyarınca boşanmalarına, davacı-karşı davalı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL manevi tazminata, davacı-karşı davalı kadının dava dilekçesinde belirttiği maddi tazminat talebinin bu dosyadan tefrikine, davacı-karşı davalı kadının 20/03/2019 tarihli dilekçesinde istediği maddi tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir....

nın 166/1 maddesine dayalı açılan asıl ve karşı dava ile zina nedeni ile TMK. 161 maddesine dayalı açılan birleşen boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı davacı kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile; TMK.'nın 174/1 maddesi uyarınca boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 20.000 TL maddî tazminatın davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, davalı-davacı kadının manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile; TMK.'nın 174/2 maddesi uyarınca boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 15.000 TL manevî tazminatın davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, davacı-davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacı kadının karşı davada zina (TMK m. 161) sebebine dayalı davasının reddine karar verilmiştir. Ankara 8....

O halde, ...... yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk ......sı (TMK m. 173) takdiri gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak isteğin reddi doğru görülmemiştir. 5-...... veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK m. 169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ...... ve sosyal durumları da gözetilerek ...... davası tarihinden geçerli olmak üzere, davalı ...... yararına uygun miktarda tedbir ......sına hükmedilmesi gerekirken, tedbir ......sı talebinin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

    Davalı-davacı kadının Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı bir davası bulunmadığı gibi usulüne uygun olarak yapılmış bir ıslah da bulunmamaktadır. Münhasıran özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan bir boşanma davasında genel boşanma sebebine (TMK m.166/2) dayalı olarak karar verilmesi mümkün değildir. Zira hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır (HMK m. 26/1). Ondan fazlasına veya başka birşeye karar veremez. Gerçekleşen duruma göre, mahkemece delillerin zina hukuksal sebebine dayalı dava çerçevesinde değerlendirilerek gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

      TMK. nun 225/1. maddesi uyarınca mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona ermiş (ki başka bir mal rejiminin kabulü halinde sözleşme söz konusu olur) ya da aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince mahkemece evliliğin iptaline karar verilmesi hallerinde de 4721 sayılı TMK. nun 5. maddesinin yollamasıyla BK. nun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı uygulanmaktadır. 01.01.2002 tarihinden sonra eşler arasında mal rejimi konusunda yapılmış bir sözleşme söz konusu ise, yine 10 yıllık zamanaşımı uygulanacaktır. TMK. nun 225/2. fıkrasında; “Mahkemece evliliğin (…) boşanma sebebiyle sona ermesi…” halinde katılma alacağı bakımından TMK. nun 178. maddesinde yer alan bir yıllık zamanaşımının uygulanacağı Dairece kabul edilmektedir. Daha önce mal rejimine ilişkin davaların görüldüğü Yüksek Yargıtay 2. Hukuk Dairesinde de; 4721 sayılı TMK. nun 231. maddesine dayalı katılma alacağı konusundaki kararlar oyçokluğuyla verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT YRG.GELİŞ TARİHİ:22.03.2012 -KARAR- Dava, tapu sicil müdürlüğünde yapılan işlem nedeniyle TMK.'nun 1007.maddesinden kaynaklanan Hazine'nin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir. Dosyanın Yargıtay'a geliş tarihi ve davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun12.05.2011 tarihli kararı uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek 4.Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki, anılan Dairece 05.03.2012 tarihli kararla görevsizlik kararı verilmiş olduğundan Daireler arasında temyiz incelemesi yönünden ortaya çıkan uyuşmazlığın Hukuk Başkanlar Kurulunca giderilmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulmasına, 07.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT Yargıtaya Geliş Tarihi:25.10.2016 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; TMK.' nın 1007.maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 20.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 20.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır....

              Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir (TMK md.161/1). Zinanın objektif unsuru evli kadının kocasından başka bir erkekle ya da evli erkeğin karısından başka bir kadınla cinsel ilişkide bulunmasıdır. Zina hukuki sebebine dayalı boşanma davalarında, dava hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer (TMK md. 161/2). Yapılan inceleme ve toplanan delillerden; davalı kocanın zinasının sabit olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, ilk derece mahkemesince kadının zinaya dayalı davasının kabulü doğru olmuştur. Boşanma yüzünden beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları zarar gören, kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu diğer taraftan uygun bir maddi ve manevi tazminat isteyebilir (TMK md.174/1,2)....

              UYAP Entegrasyonu