Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şt. ve ... terekesi tasfiye memurunun tüm, davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 935.15 TL. kalan harcın davalılardan alınmasına, 28.9.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Daha sonra şirket ortağı olan davacının talebi üzerine atanan tasfiye memurunun da görüşü alınmak suretiyle ilk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen ek kararla şirketin ihyası davası kapsamında atanan tasfiye memurunun görevine son verilmiş, yeni bir tasfiye memuru atanmamıştır. Davalı ... vekilinin istinaf istemi ise tasfiye memurunun atanmasına ilişkin ek kararın kaldırılmasına ilişkindir. HMK'nın "İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar" başlıklı 341. maddesinin 1. fıkrası, "İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir." hükmünü içermektedir....

      Açıklanan tüm bu gerekçelerle; tasfiye memurunun istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- a.4- 6 maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine, karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Tasfiye Memurunun; İstinaf Başvurusunun ESASTAN KABULÜNE, 2- Sakarya 2....

      in, hükmü temyiz etmekte hukuki yararı bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen davalı tasfiye memurunun temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmü temyiz etme yetkisi bulunmayan ... ve ...'in temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı tasfiye memurunun temyiz itirazlarının REDDİ ile hükmün ONANMASINA, peşin harcın istek halinde yatıran tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.11.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....

        Bu durumda, münferit yetkili tasfiye memurunun ek tasfiye için yeniden atanmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Diğer taraftan, yargılama giderleri, tasfiye giderlerine eklenebileceğinden ve HMK'nın 326. maddesi uyarınca yargılama giderlerinden aleyhine hüküm verilen taraf sorumlu olduğundan ve ayrıca davalı ... yasal hasım olup yargılama giderlerinden sorumlu olmasını gerektirir bir durum bulunmadığından, davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasında da bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve kararı isabetli olmakla, davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          Şti.’nin” ...Gazetesinde yapılan ilanlara göre ortaklar kurulu tarafından yapılan 31.01.2017 tarihli toplantıda tasfiyesine karar verildiği ve tasfiye memuru olarak ...’in atanmasına karar verildiği anlaşılmakla, iş bu davalı şirketin tasfiye sonucunda ticaret sicilinden terkin olup olmadığı, tasfiye halinin devam etmesi halinde ise yetkili tasfiye memurunun değişip değişmediği ...Memurluğundan sorulup araştırılması, gelecek yazı cevabına göre iş bu davalı yönünden tasfiyenin devam ettiğinin anlaşılması halinde yetkili tasfiye memuruna İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile davacı vekili ve davalı ...Ş. vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinin tebliğ edilerek tebligat parçasının dosyaya eklenmesi, 2-Davaya konu olaya ilişkin ceza ve rücu dosyasının aslının, mümkün olmaması halinde ise mahallince aslı gibidir onayı içeren örneğinin temin edilerek dosyaya eklenmesi için, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, bu eksiklik giderilip dosya geldikten sonra...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.04.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin reddine, tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen 11.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 26.09.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı ... vekili Av. ... geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Davalı ... Yapı Kooperatifinin statüsü, tasfiye halinde ise tasfiye memurunun kimliği ticaret sicilinden sorularak, tasfiye memuruna Av. ...'...

              -KARAR- Davacı vekili, müvekkili şirketin, ortaklar kurulunun şirketin 15.3.2006 tarihinden itibaren tasfiyesi kararı sebebi ile halen tasfiye halinde olduğunu, davalı bankanın 27.12.2006 keşide tarihli olan iki adet çeke dayalı olarak müvekkili şirket aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yaptığını, çeklerin, tasfiye halinde olan şirketin kaşesi taklit edilmek suretiyle ve sahte imza atılarak düzenlendiğini, tasfiye halindeki şirketin tasfiye memurunun ... olup, imzanın adı geçene ait olmadığını, borcu bulunmadığını iddia ederek dava konusu çeklerin sahtelik sebebi ile iptaline, müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine ve davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....

                CEVAP : Davalı ..., Tasfiye Halinde ...' nin , 14.09.2017 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiğini, tasfiye sürecinin tamamlanması ile yapılan başvuru ve sunulan karar üzerine, 29.05. 2019 tarihinde şirket kapanışının sicile tescili yapılarak ünvan ve işletme kaydının sicilden silindiğini, şirketin tasfiyesinin kanuna uygun olarak gerçekleştirilmesi ve sona erdirilmesinden tasfiye memurunun sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı tasfiye memuru ..., ....'...

                  TTK'nun 547(2) maddesi uyarınca ek tasfiye işlemleri için tasfiye memuru atanması zorunludur. Bu düzenlemede ek tasfiye işlemlerinin yapılması için mahkemece son tasfiye memurlarının veya yeni bir veya birkaç tasfiye memurunun atanabileceği belirtilmiştir. Her ne kadar davacı tarafça davalı tasfiye memurunun aynı zamanda icra dosyasında borçlu olup derdest icra takibi varken tasfiye işlemini usulsüz olarak sonlandırdığı, bu nedenle ek tasfiye memuru olarak atanmasının mümkün olmadığı iddia edilmiş ise de; bu konuda bir yasal düzenleme bulunmadığı gibi maddi gerçeklik, dürüstlük ve iyi niyet kuralları açısından bir engel bulunmamaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu