Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İş Mahkemesinin 2018/711 Esas sayılı dosyası, şirket tasfiye karar tarihi olan 31/08/2019 tarihinden önce açılmıştır. Yapılan açıklamadan anlaşılacağı üzere, tasfiye kararı alındığı tarihte ihyası talep olunan şirketin davalı olarak yer aldığı tazminat davası bulunmaktadır. Şirket tasfiye memuru olan dahili davalının açılan davadan haberdar olmadığına ilişkin itirazı yerinde değildir. Hal böyle olunca mahkemece, yapılan tasfiye işleminin usul ve yasaya uygun olarak yapılmadığı, tasfiye memurunun tasfiye edilen şirket hakkında derdest dava bulunduğu halde tasfiye kararı alıp, tasfiyeye devam ederek tasfiye kapanışı yapılmak suretiyle şirketin ticaret sicilinden terkinine sebep olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

    ile dava açıldığını, sayılı işbu dosyada taraf teşkilinin sağlanması amacıyla, ihya davası açılması için kendilerine yetki ve süre verildiğini beyan ederek ------ sicilinde kayıtlı ------ tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davalıdan tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin TTK 'nın 32 maddesi ve Ticaret Sicili Yönetmeliği 34 maddeleri hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, Olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan; tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ----- sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı --------sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin...

      Şirketi'nin tasfiye memuru ...’in dava tarihinden sonra ve fakat karar tarihinden önce 22.08.2013 tarihinde vefat ettiğinin anlaşılması karşısında, şirkete yeni bir tasfiye memuru atanmasına ilişkin gerekli işlemler yürütülerek, atanan yeni tasfiye memuruna gerekçeli kararın yönetimince tebliğ edilmesi hususu geri çevirme kararında belirtilmişse de vefat eden tasfiye memuru ...yerine yeni tasfiye memurunun atanmasına yönelik işlemlerin yürütülmediği görülmekle, Yeni bir geri çevirme kararına mahal verilmeksizin vefat eden tasfiye memurunun yerine adı geçen Şirkete yeni bir tasfiye memurunun atanmasına yönelik işlemlerin yürütülerek atanacak tasfiye meuruna gerekçeli kararın yönetimince tebliğ edilmesi, temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi uyarınca 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının...

        maddesi gereğince de ortaklar karar vermedikçe tasfiye memurunun şirket mallarını toptan satamayacağını, ortaklar kurulunun şirketin tek taşınmazını satmaya yetki verebilmesi için TTK’nın 388. maddesinin 3. ve 4. fıkralarındaki nisapların şart olduğunu, 05/09/2011 tarihinde alınan kararların toplantının belirtilen yerde yapılmaması, çağrı usulüne uyulmaması, toplantıya davacıların katılmasının engellenmesi, tasfiye memurunun iyiniyetli olmaması gibi nedenlerle geçerli sayılamayacağını ileri sürerek, tasfiye memurunun iyiniyetli davranmayarak görevini kötüye kullanması nedeniyle tasfiye memurunun azlini, yeni bir tasfiye memuru tayin edilmesini, 05/09/2011 tarihli ortaklar kurulu toplantısında alınan kararlar ile şirket mevcudunun ortaklara tasfiye payı olarak dağıtılmasına ilişkin 21/09/2011 tarihli kararın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket tasfiye memuru, davanın reddini istemiştir. Müdahiller vekili, davanın reddini istemiştir....

          HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava, TTK'nın 537/2 maddesi gereği limited şirkete atanan tasfiye memurunun haklı sebeple azline ve şirkete tasfiye memuru atanması istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile davalı tasfiye memurunun azline şirkete yeni tasfiye memuru atanmasına karar verilmiştir. Kuşkusuz pay sahipleri, haklı sebeplerin varlığına dayanarak gerek mahkemece tayin olunan gerekse şirket tarafından atanan tasfiye memurlarının azli için haklı sebep veya sebeplerin varlığı halinde TTK'nın 537/2. Maddesi gereğince dava açabilirler. Eldeki davada, davacı ve dava dışı ... tasfiye halinde bulunan ...Ltd. Şti'nin eşit hisseli iki ortağıdır. Öte yandan tasfiye memurunun azli davasının ise tasfiye memuruna karşı açılması gerekli ve yeterli olup ayrıca tasfiye halinde bulunan şirkete de husumet yöneltilmesine gerek bulunmamaktadır....

            Mahallesindeki köyüne yerleştiğini, arıcılık ve fındık üreticiliği faaliyetinde bulunduğunu, halen çiftçilik faaliyetiyle uğraşmakta olup, tasfiye memurluğunu yürütecek durumda olmadığını, son tasfiye memurunun atanacağına ilişkin kesin kural yok iken ve tasfiye memurunun hukuki durumu, yerleşim yeri vs nedenler gözetilmeden doğrudan müvekkilinin tasfiye memuru olarak atanmasının hukuka aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak şirketin son kanuni temsilcilerinin ihya dönemi için tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava; sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir....

              ŞİRKETİ'ne kredi kullandırıldığı, dava konusu şirketin tasfiye sonucunda sicilden terkin edildiğinin anlaşıldığını, bu nedenlerle dava konusu şirketin TTK 547.md gereğince ek tasfiye kapsamında ihya edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün , TTK.m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluk şirket “tasfiye memuru”nda olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, tasfiye sürecini eksik/erken sonuçlandıran tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekâlet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir....

                Sayılı kararlarında da bu hususun belirtildiği) buna göre davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu anlaşılmıştır.TTK. 547/2 Maddesinde;'' Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir,'' hükmü düzenlenmiş olup son tasfiye memurunun davalı ... olduğu, buna göre TTK. 547/2 Maddesi uyarınca son tasfiye memurunun tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesi yerinde görülmüştür.Davalı tasfiye memuru şirketin tasfiye işlemlerini tamamlamadan eksik bırakarak, tasfiye işlemlerini sonlandırarak şirketin ticaret sicilden terkinine neden olarak bu davanın açılmasına sebep olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı tasfiye memuru, şirket genel kurulunun aldığı kararla tasfiye memuru olarak atanmıştır....

                  ün tasfiye işlemlerini yapması nedeniyle davayı ... yanında tasfiye memuruna da yönelttiklerini, icra takiplerine konu alacakların doğum tarihinin terkin tarihinden öncesine tekabül edip devam etmesi nedeniyle müvekkili şirketin ihya davasını açmakta hukuki yararının bulunduğunu, ticari alacak ve borçların ticari defterlere kaydının zorunlu olması nedeniyle davalı tasfiye memurunun icra takibine konu borçlardan haberdar olmamasının mümkün olmadığını, tasfiyenin bu borçlar ödenmeden gerçekleştirilmesi nedeniyle davalı tasfiye memurunun sorumlu olup icra takiplerine devam edilip alacağın tahsilinin sağlanabilmesi için borçlu şirketin ihyasının gerektiğini bildirmiş, borçlu şirketin ihyasına, ticaret siciline yeniden tescili ile ek tasfiye işlemlerinin gerçekleştirilmesi için son tasfiye memuru veya yeni bir tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                    İcra Müdürlüğü 2021/15444 ve 2021/15445 esas sayılı dosyalarında yaptığı icra takiplerinin derdest olduğunu, borçlu şirketin genel kurul kararı gereği ticaret sicilinden terkin edildiğini, tasfiye memuru olarak T4 tasfiye işlemlerini yapması nedeniyle davayı T3 yanında tasfiye memuruna da yönelttiklerini, icra takiplerine konu alacakların doğum tarihinin terkin tarihinden öncesine tekabül edip devam etmesi nedeniyle müvekkili şirketin ihya davasını açmakta hukuki yararının bulunduğunu, ticari alacak ve borçların ticari defterlere kaydının zorunlu olması nedeniyle davalı tasfiye memurunun icra takibine konu borçlardan haberdar olmamasının mümkün olmadığını, tasfiyenin bu borçlar ödenmeden gerçekleştirilmesi nedeniyle davalı tasfiye memurunun sorumlu olup icra takiplerine devam edilip alacağın tahsilinin sağlanabilmesi için borçlu şirketin ihyasının gerektiğini bildirmiş, borçlu şirketin ihyasına, ticaret siciline yeniden tescili ile ek tasfiye işlemlerinin gerçekleştirilmesi için son tasfiye...

                    UYAP Entegrasyonu