Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği üzere, tapu sicillerinin tutulması ve oluşturulması kamu düzeni ile ilgili olup hakim doğru sicil oluşturmakla görevlidir. Nevar ki, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılamaksızın neticeye gidilmiştir. O halde, davalıların bu yöne değine temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. md. gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,16.6.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Ancak, davacılar murislerine ait taşınmazların dava dışı ...’a verdiği vekaletnamenin kötüye kullanılarak davalıya devredildiğini belirterek taşınmazlardaki tapunun iptali ile murisin terekesine iadesini talep etmişler, mahkemece talep gibi karar verilmiştir. Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK'nın 297/2. maddesi uyarınca hüküm kısmında isteklerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Oysa, tapusu iptal edilen taşınmazlar yönünde verilen terekeye iade kararının infaz kabiliyetinin bulunmadığı kuşkusuzdur. Tapu sicillerinin tutulması ve doğru sicil oluşturulması kamu düzeniyle ilgili olduğundan mahkemece bu hususun re'sen gözetilmesi gerekmektedir. Hâl böyle olunca; mahkemece infaz kabiliyeti olacak şekilde karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde karar verilmesi isabetsizdir. Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU SİCİLLERİNİN TUTULMASI KAYNAKLI RÜCUEN -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2015 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 20. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, 2797 Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 20. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 21.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1051 KARAR NO : 2022/2883 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : .ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/01/2022 NUMARASI : 2021/109 ESAS - 2022/8 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : Ayvalık 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda numarası yazılı dava dosyasının istinaf incelemesi sonucunda; G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Balıkesir ili, Ayvalık ilçesi Namıkkemal Mahallesi 2009 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hissedarı olduğunu, müvekkilinin hissedar olduğu bu taşınmazın imar planında yol ve yeşil alanda kaldığını, Ayvalık belediyesi tarafından bir kısmına yol ve yeşil alan yapıldığını ve zemin katından da boru hattı geçirilerek el atıldığını bu nedenle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL nin dava tarihinden itibaren...

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/168 KARAR NO : 2022/1113 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/09/2020 NUMARASI : 2016/26 ESAS, 2020/316 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : Yalova 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/26 s.lı ilamının istinaf incelemesi sonunda; G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri adına kayıtlı Yalova İli, Çınarcık İlçesi, Hasanbaba mevkii, 1137 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilip orman vasfıyla tescil edildiğinden bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL.sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir....

        DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE : Dava TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı T5 sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır....

        Yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda somut olay incelendiğinde, davalının tapusunun iptal edilerek taşınmazın kayıt dışı bırakılmasında hukuka aykırı bir durum bulunmayıp, tapu sicillerinin tutulmasının kamu düzeni ile ilgili olması ve Devletin, tapu sicillerinin tutulmasından kusursuz sorumlu olduğu gözetilerek ve davalının tapu taydının iptalinden dolayı ancak, tazminat talebinde bulunabileceğinden usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.80.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 28.2.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle, müvekkiline ait Amasya Merkez Fındıklı Köyü 191, 192, 193, 194 ve 195 parsel sayılı taşınmazların 1974 tarihli Genel Kadastro çalışması ile T5 adına tescil edildiğini, söz konusu taşınmazların 1996 tarihli kamulaştırma işlemi ile Karayolları Genel Müdürlüğü'ne devredildiğini, müvekkilinin Karayolları Genel Müdürlüğünce yapılan ihale ile taşınmazları imar parseli olarak ve bedeli ödenmek suretiyle tek tek satın aldığını, müvekkilinin TMK dairesinde Tapu Sicilindeki kayıtlara güvenerek yaptığı edinimleri olan taşınmazları Orman Genel Müdürlüğünün 6831 sayılı Orman Kanunu değişik 1. maddesi uygulaması ile yapmış olduğu 2/B uygulama çalışması tarihi olan 23.09.2006 tarihine kadar sorunsuz bir şekilde kullanmaya devam ettiğini, ancak, yapılan bu hukuka aykırı 2/B uygulaması ile durumdan haberdar...

          Tapunun iptalinden kaynaklanan tazminat davalarının görülebilmesi için tapunun iptaline ilişkin mahkeme kararlarının kesinleşmiş olmasına gerek yoktur. Esasen, tapu kaydının iptaline ilişkin idarece dava açılmadan önce dahi tapu maliklerinin taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmının tapu kaydının iptal edilerek terkini ile tazminat davasını açması da mümkündür. Tapunun iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesi, tapusu iptal edilen kısmın yüzölçümünün ve zararın meydana geldiği tarihin belirlenebilmesi için önemli olup kesinleşmeden önce açılan tazminat davalarında değerlendirme tarihi tazminat davasının açıldığı tarihtir. (Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/3812 E- 2018/7447) Şu halde eldeki dava, dava konusu taşınmazın bir bölümünün iptali ile kıyı kenar olarak terkinine ilişkin Van 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/152 Esas dosyasında, TMK 1007....

          Hemen belirtmek gerekir ki, Anayasa'nın 40 ncı maddesinin 3.fıkrasında "kişinin resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da kanuna göre Devletçe tazmin edilir." hükmü öngörülmüş, 129 ncu maddenin 5 nci fıkrasında ise; " memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği..." açıklanmıştır.M.K.nun 1007 nci maddesi bu bağlamda yorumlandığında, tapu sicillerinin tutulmasından ve bundan doğan zararlardan devletin sorumlu olacağı ilkesinin benimsendiği anlaşılmaktadır.Yasanın bu açık hükmünün kaynak olduğu devletin sorumluluğu tapu sicilinin tutulması sırasında, sicil memurunun hukuka aykırı işlemi ile sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekli ise de eylem yada işlemin kusura dayanması gerekmez.Zira devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur....

            UYAP Entegrasyonu