Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicillerinin tutulması bir takım prensiplere bağlı olup; bunlardan ilki tescil, ikincisi sicilin güvenilirliği(aleniliği), diğeri Hazine'nin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise; geçerli bir hukuki sebebin bulunması, bir başka ifadeyle, illetten mücerret olmamasıdır. Oluşan bir sicil kaydının korunabilmesi bakımından, illetini teşkil eden geçerli bir sebebin olması zorunludur. Somut olayda, davalı adına oluşan sicil kaydının hukuki mesnedi, ihale olup; bu da iptal edilmiştir. O halde, ihalenin iptali ile sicilin hukuki dayanaktan yoksun kalacağı ve TMK'nun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği aşikârdır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/229 E. - 2016/48 K.sayılı dosyasında Bodrum Belediyesi ve Maliye Hazinesi adına kayıtlı taşınmazların murisin zilyetinde olduğu iddiasına dayanarak açılan tapu kaydının iptali ve tescil davasının Kadastro Kanunu'nun 12. maddesi gereğince 10 yıllık süre geçtiğinden bahisle 04/02/2016 tarihinde davanın reddine karar verildiği, ancak bu davanın derdest olduğu, kaldı ki davacının dava konusu taşınmazda tapu ile malik olmadığı, zilyetliğe dayalı olarak dava açtığı da gözetildiğinde davanın esastan reddi yerine, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi sonucu itibarıyla doğru olduğu gibi, ... hakkında açılan dava bakımından ise tapu sicillerinin hatalı tutulmasından kaynaklı davada Belediyenin taraf sıfatı olmadığından husumetten red kararı verilmesine ilişkin ilk derece mahkemesince verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/329 ESAS KARAR NO : 2023/333 KARAR DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) DAVA TARİHİ : 27/12/2021 KARAR TARİHİ : 28/04/2023 Mahkememizde görülen Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İstanbul Anadolu ... Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından İzmir ... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... esas sayılı dosyası ile birleştirme kararı verildiği ancak İzmir Hukuk Mahkemeleri Tevzii Bürosunca sehven mahkememize gönderilen işbu dosyanın İzmir ... Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1-Dosya mahkememize sehven tevzi edildiğinden işbu dosya esasının kapatılarak dosyanın İzmir ... Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.28/04/2023 Katip ... e-imzalı Hakim ... e-imzalı...
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinde, işçilerin iş akitlerinden doğacak tazminattan hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğu hususunda bir düzenleme bulunmadığı ancak alt işveren olan davalı şirketin sözleşmeyi fesheden işveren olması sebebiyle ödenmesi gereken işçilik alacaklarından sorumlu tutulması gerektiği, davacının ödediği bedeli davalıdan rücuen talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 16.449,39 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, hizmet alımı sözleşmesinden kaynaklı rücuen tazminat talebine ilişkindir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1592 KARAR NO : 2022/2891 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : 1.ASLİYE TARİHİ : 04/03/2020 NUMARASI : 2018/69 ESAS - 2020/88 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : Bursa 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda numarası yazılı dava dosyasının istinaf incelemesi sonucunda; G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı Songül Eraydın isimli kişiden Bursa, Nilüfer, Badırga, Ova Mevkii, 1025 parsel, 2.056,00 m2 taşınmazı tapu kütüğüne güvenerek satın alan müvekkilinin, 19/06/2017 tarihinde aynı m2 ile dava dışı Hayati Güneş'e sattığını, satıştan sonra Hayati Güneş'in taşınmazın kadastro kayıtlarında 1.056,00 m2 göründüğünden bahisle taşınmazı almaktan vazgeçtiğini beyan etmesi üzerine 12/07/2017 tarihinde taşınmazı geri aldığını, bedelini iade ettiğini...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/397 E. 2015/204 Karar sayılı kararının incelenmesinde; davacı Maliye Hazinesi tarafından iş bu dosyanın davalısı aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile Karacabey İlçesi, Boğazköy mah. 887 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının bir kısmının iptali ile tescil harici bırakılmasına kararın 22/02/2016 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır....
Mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılama sonunda olay tarihine göre belirlenen tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen rücuen tazminine karar verilmiştir. Oysa davalı ... ilk karardaki tazminat miktarından eşit olarak sorumlu olacağı hususu kazanılmış hak oluşturduğundan, bozmadan sonra hüküm altına alınan miktarın üçte birinden .. sorumlu tutulması gerekirken tamamından diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden bu yönüyle de kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalılar ... ve ... yararına, (3) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA; davalıların diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazların bulunduğu yörede arazi kadastro çalışmalarının yapılarak 27.12.1995 ila 25.01.1996 tarihleri arasında ilana çıkartılıp kesinleştiği, böylelikle tapu sicillerinin oluştuğu anlaşılmaktadır. 3402 Sayılı Yasanın 26. maddesinde kadastro mahkemesinin yetkisinin her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlayacağı açıklanmıştır. Somut olayda; taşınmazların kadastro tutanağı düzenlenip, ilan edilerek kesinleştiği ve tapu sicillerinin oluştuğu saptanmıştır. Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın çözümünde Hanak Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Hanak Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09.07.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı Maliye Hazinesi vekili; iş bu davada nizalı 846 parselin davacı tarafından Devlet'in Tapu Müdürlüğünde satın alınmış bir parsel olmadığını, yolsuz tescil ile elde ettiği bir yer olduğunu, ancak daha sonra kamu malı içerisinde kaldığı anlaşılınca davanın açıldığını, neticede orman vasfı ile Hazine adına tescil olduğunu, bu kabil durumlarda tazminat istenemeyeceğini, nizalı taşınmazın öncesinde de hali hazır durumunun da orman olduğunu, bunun yanında bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TMK'nın 1007. Maddesine dayalı tapu sicillerinin tutulamasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/07/2020 NUMARASI : 2019/333 ESAS 2020/144 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : Yalova 4. asliye hukuk mahkemesi' nin 2019/333 Esas 2020/144 Karar sayılı dosyasının yapılan istinaf incelemesinde: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin Ali Osman oğlu Nebi’nin ve Hüseyin’in mirasçıları olduğunu, Muris Nebi ve Hüseyin ' in Karamürsel cilt 2 sayfa 55 de bulunan sıra 3,4,5,6,11,12,13,14,16 ve 17 ve Muris Nebi Karamürsel cilt 9 sayfa 80 sıra 33 ‘de bulunan taşınmazların malikleri olduğunu, zabıt defterlerinde bu şekilde kaydı bulunan taşınmazların kadastro tespiti yapılırken 3. Şahıslar adına tescil edilmiş olduğunu müvekkillerinin tapu kaydı uygulanmadığını, müvekkillerin mülkiyet hakkının yok edildiğini, HGK'nın 2009/4- 383 E, 2009/517 K....