, tapu maliklerinden Mehmet Ulaş tarafından Diyarbakır 5....
Maddesinde düzenlendiği ve bu maddede "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür" hükmünü içerdiğini, bu madde uyarınca tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devletin sorumlu tutulduğunu, “Devletin tapu sicillerinin tutulmasından kaynaklanan zararlardan sorumluluğu kusursuz sorumluluktur.” hususunu ve diğer hususları belirterek adli yardım taleplerinin kabulüyle değer ve faiz yönünden fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklan ve bu konuda ek dava açma hakları saklı kalmak koşuluyla, müvekkiller için 16.12.2008 tarihinden itibaren yasal faizi başlamak üzere şimdilik 75.000.000,00 TL'nin davalı idareden tahsiline, masraf ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğu kabul edilmek ve gelir esasına göre değer tespit edilmek suretiyle, dava tarihi itibarıyla hesaplanan değer üzerinden tazminat ödenmesine karar verilmiş ise de karar dosya kapsamına ve yerleşik uygulamaya uygun değildir. 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu kaydının iptalinden kaynaklı tazminat davalarında, zararın, mülkiyetin kaybedildiği tarih olan, tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği günde doğmuş olduğu, bu nedenle değer tespitinin bu tarih itibarıyla yapılacağı kabul edilmektedir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/02/2021 NUMARASI : 2019/914 ESAS, 2021/77 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat ( Tapu Sicilinin Tutulmasından Kaynaklanan ) KARAR : Mut 1....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve tazminat isteğinin temelini oluşturan tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği 23/05/1983 tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra dava açıldığına göre, mahkemece ... yönünden açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararlardan Devlet sorumlu olup, davalı ...’e herhangi bir haksız fiil isnat edilmeden, davalı ...’e karşı, tapu sicilinde yapılan yanlışlık ve TMK’nın 1007. maddesi dayanak gösterilerek açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, ...’in zamanaşımı itirazı da bulunmadığı halde ... hakkındaki davanın yazılı şekilde zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi, bundan başka; 4721 sayılı TMK’nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilamın usul hukukuna aykırı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının objektif değer artış oranının ve münavebenin hatalı olduğunu, faizin yanlış uygulandığnı belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Değerlendirme ve Gerekçe : Dava TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir....
CEVAP Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduğu, tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklı bir zararın söz konusu olmadığını, davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi ile tapu sicilinin tutulmasından doğan zarardan ötürü devletin doğrudan sorumlu olacağı ilkesinin benimsenmiş olduğunu, bu davalarda zararın sicil tutma kavramına giren bir işlemden veya böyle bir işlemin yerine getirilmemiş olmasından doğması gerektiğini; ancak kadastro işleminden kaynaklanan ve tapu sicilinin tutulması kapsamında değerlendirilmesi hukuken mümkün olmayan dava konusu işlem nedeniyle Hazinenin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, yargılamada belirecek nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın öncelikle pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden ve esastan reddini talep etmiştir. III....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı idarenin husumetinin bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu taşınmazın orman olmasına rağmen tarla olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın 5 ve 6. sınıf arazi olmasına rağmen 1. sınıf arazi olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, münavebe ürün seçiminin hatalı olduğunu, gelir hesabı yapılırken ürünlerin verim miktarlarının yüksek, giderlerin ise düşük alındığını, objektif değer artışı uygulanmasının hatalı olduğunu, ıslah edilen kısma dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasının hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup karar davalı Hazine vekili tarafından davacının tapu kaydının en başta yolsuz olduğundan tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, bilirkişi raporunun hatalı olduğu ileri sürülerek istinaf edilmiştir. Davalı vekilinin, davacı tarafın zararının bulunmadığına ve tazminat isteme hakkı olmadığına ilişkin istinaf sebebinin incelenmesinde: 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun “Sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi; “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” hükmünü içermektedir. Burada Devlete yüklenen sorumluluk kusursuz sorumluluktur....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle :yerel mahkeme kararında vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını ve bunun düzeltilmesi gerektiğini belirterek kararı istinaf etmiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Açılan dava TMK'nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat davasıdır. Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/303 esas-2003/756 karar sayılı kararı ile taşınmazın kıyı kenar çizgisinde kaldığından bahisle tapunun iptaline karar verildiği ve kararın 12.06.2006 yılında kesinleştiği anlaşılmıştır. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....