Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan da TMK'nun 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Hal böyle olunca, devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan bir zararın oluştuğu ve kadastro işlemlerinden kaynaklanan bu sorumluluğun da TMK'nun 1007. maddesi anlamında tazmini gerektiği muhakkattır. (Hukuk Genel Kurulunun 16.06.2010 gün ve 2010/4- 349/318 sayılı kararı) Davacının, maliki olduğu taşınmazın mülkiyetini kaybetme nedeniyle doğacak zararının tazminini, tapu iptal edilmeden istemesine engel bir durum bulunmamaktadır. Yargıtayın yerleşik içtihatlarında yer aldığı üzere, bu durumda mahkemece tazminat isteminin, tapu iptali tescil istemini de içerdiği kabul edilmelidir....
Bakanlığından alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 5.000,00.-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Bakanlığından alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi “ tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur” hükmünü içermektedir. Devletin buradaki sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescil sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır....
Tapu sicilinin tutulmasından yapılan yanlışlıklar sebebiyle Tapu Sicil Müdürlüğü ayna zamanda kusursuz olarak da sorumlu olduğunu, tapu kayıtlarının gerçeğe uygun olarak düzeltilmesini, müvekkilinin uğramış olduğu tapu kaybının tespiti ile davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı T3 vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zarar nedeniyle tazminat talep ettiklerini davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, Hazine yönünden reddi gerektiğini, Tapu sicilinin tutulması ile düzenlenmesi işlemlerinin birbirinden farklı olduğunu, Medeni Kanunun 107. Maddesi açıkça Tapu Sicilinin tutulmasından kasıt, Yargıtay içtihadı ile kararlılık kazandığı üzere, sicilin tutulmasına neden olan işlem yapmak değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumludur. Tapu sicilinin tutulmasını üzerine alan Devlet, tapu siciline tanınan güvenden ötürü, hak durumuna aykırı kayıtlardan doğan tehlikeyi de üstlenmektedir. Tapu müdürü ya da memurunun kusuru olsun olmasın, tapu sicilinin tutulmasında kişilerin çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin memuruna rücu halinde, iç ilişkide etkisi söz konusu olmaktadır....
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; davanın Tapu Sicilinin Tutulmasından Dolayı Maddi Tazminat davası olduğunu, davacının oluşan zararında ve tapu sicillerinin tutulmasında davalı hazinenin kusursuz sorumluluğunun bulunduğunu gerekçe olarak belirtip davanın kabulüne yönelik karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tapu Sicilinin Tutulmasından Kaynaklanan Tazminat istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 3. Hukuk Dairesi iş bölümünün 19. maddesinde; " Tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat davaları (TMK m. 1007) sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne aittir....
(mülga 818 sayılı Borçlar Kanunun 125. maddesindeki) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması söz konusu olacaktır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (YHGK'nun 05/03/2003 gün ve 2003/19- 152 E. - 2003/125 K.; 29/09/2010 gün ve 2010/14- 386 E. - 2010/427 K.; 15/12/2010 gün ve 2010/13- 618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı)....
Anılan madde uyarınca Devletin sorumluluğunun kapsamı, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini izleyen işlemler olup tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda oluşan hataları da kapsamaktadır. Bir başka deyişle, kadastro işlemleri, tapu kütüğünün oluşumuna dayanak oluşturduğundan, bu işlemler nedeniyle tapu kütüğünde oluşacak yanlışlıklar nedeniyle doğacak zararlar da TMK'nın 1007. maddesi kapsamındadır. Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluk niteliğinde olup, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin (ayni) hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir....
(mülga 818 sayılı Borçlar Kanunun 125. maddesindeki) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması söz konusu olacaktır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (YHGK'nun 05/03/2003 gün ve 2003/19- 152 E. - 2003/125 K.; 29/09/2010 gün ve 2010/14- 386 E. - 2010/427 K.; 15/12/2010 gün ve 2010/13- 618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı)....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tapu iptal ve tescil davası yönünden Kadastro Mahkemesinin 1988/302 Esas, 1994/2476 Karar ve 2004/1 Esas, 2005/5 Karar sayılı kararlarının 590 ve 299 parseller yönünden kesin hüküm oluşturduğu, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı uğranılan zararın giderilmesine ilişkin tazminat davasının ise Yargıtay (Kapatılan) 20....
(mülga 818 sayılı Borçlar Kanunun 125. maddesindeki) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması söz konusu olacaktır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (YHGK'nun 05/03/2003 gün ve 2003/19- 152 E. - 2003/125 K.; 29/09/2010 gün ve 2010/14- 386 E. - 2010/427 K.; 15/12/2010 gün ve 2010/13- 618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı)....