Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; tapu memurlarının eylemi ile meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının mevcut olduğu kanaatiyle davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı, ihbar olunanlar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun istinaf etme hakları bulunmadığından reddine, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklı bir zarar söz konusu olmadığı gerekçesi ile TMK'nın 1007.maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkin koşullar oluşmadığından davanın reddine karar verilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nun 370. maddesi gereğince ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 17/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    -TL maddi tazminat talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacı ...'e yükletilmesine, ...den harç alınmasına yer olmadığına 18/05/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararın 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi gereğince tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararın 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi gereğince tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

        Bu nedenle, davacıların murisi adına 57 parsel numarası ile tapuya kaydedildikten sonra tapusunun iptaline karar verilen dava konusu ifraz parselleri açısından davacının tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklı tazminat talebi yerinde olup, davanın esasına girilerek zarar kapsamının belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, dosyanın duruşmalı olarak incelenmesi sebebiyle AAÜT'ne göre duruşma tarihinde yürürlükte bulunan 1.100.-TL'nin davalı Hazineden alınıp davacılara verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Tazminat sorumluluğu ilkeleri incelendiğinde tapunun üçüncü kişilere yönelik şerhi tapuya işleyerek üçüncü kişiler açısından üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiği, bu nedenle tapunun satın alan kişilere yönelik hukuka aykırı bir eyleminin olmadığı gibi davacı üçüncü kişi satın aldığı taşınmazın bir kısmının öncesinin orman alanı olduğunu ve 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince orman alanı dışına çıkarılan yer olduğunu bilerek bu taşınmazı satın almak suretiyle zararın meydana gelmesinde ağır kusurlu olduğu ve bu ağır kusurun illiyet bağını kestiği, yine tapu müdürlüğünün taşınmazın kaydına gerekli şerhleri işlediği ve bu nedenle satın alan kişiyi yanıltan hukuka aykırı bir eyleminin olmadığı kanaatinde olduğumdan davacı üçüncü kişinin tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı bir tazminat alamayacağı, bu nedenle kararın bozulması gerektiği kanaatindeyim. Dairemizin yerleşik kararları da bu doğrultudadır....

            Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır....

              Dosya içeriğinden; davacının, dava konusu Silivri ilçesi, ...249 parsel sayılı taşınmazı 30.12.1997 günü satın aldığı; Hazine tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazın 1954 yılında yapılıp kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı sonucuna varılarak davacı adına oluşan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği, onanan kararın 21.10.2005 günü kesinleştiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Yasası'nın “Sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi gereğince “Tapu Sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” Dava konusu olayda, Hazine adına itiraz etmekle yükümlü olan görevliler üzerlerine düşen görevlerini yapmamışlardır....

                Dosya içeriğinden; davacının, dava konusu Silivri ilçesi, ... 249 parsel sayılı taşınmazı 30.12.1997 günü satın aldığı; Hazine tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazın 1954 yılında yapılıp kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı sonucuna varılarak davacı adına oluşan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği, onanan kararın 21.10.2005 günü kesinleştiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Yasası'nın “Sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi gereğince “Tapu Sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” Dava konusu olayda, Hazine adına itiraz etmekle yükümlü olan görevliler üzerlerine düşen görevlerini yapmamışlardır....

                  Maddesinde düzenlenen içeriğinin doğruluğu karine olarak kabul edilen resmi sicillerden biri olduğunu tapu kütüğü kayıtlarının yanlışlığı kanıtlansa bile üçüncü kişilerin bunlara dayanarak kazandıkları ayni hakların korunduğu gibi TMK 1023 maddesi hak sahiplerinin tapu kütüğünün kanun ve nizamnameye aykırı tutulmasından doğabilecek zararlarından devletin sorumlu tuttuğunu TMK 1007 madde ile de tapu sicilinin mevzuata uygun tutulmasının devletin garantisi altına alındığını, tapu sicilinin yolsuz tutulmasından meydana gelen zararlardan devletin sorumluluğunun kusursuz bir sorumluluk olduğunu, TMK 1007 maddesinde açıkça Tapu sicilinin kusuru bulunan görevlilere rücu eder....

                  Bu nedenle eldeki davada tapu sicilinin tutulmasından doğduğu iddia edilen zararın tazmini istendiğine ve bu tazmini alacakla ilgili kanunda aksine bir hüküm bulunmadığına göre bu zarar alacağının da 6098 sayılı TBK'nın 146. maddesinde (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunun 125. maddesinde) öngörülen 10 yıllık genel zamanaşımı süresine tâbi olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan tapu işlemleri kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, kadastro kayıtlarından kaynaklanan hatalardan da TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Zira kesinleşen kadastro işlemi sonrasında bu işlem esas alınarak tapu sicili oluşturulmaktadır. Bu itibarla tapu sicili kavramı geniş anlamda kadastro işlemlerini de kapsamaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu