Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın Tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan (mk 1007. Maddesi gereğince) tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 20. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 24/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan (TMK 1007) rucuen tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14.maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 20 Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında, dosyanın görevli Dairesi belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 24.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan (TMK 1007) rucuen tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14.maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında, dosyanın görevli Dairesi belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 24.04.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın tapu sicilinin tutulmasından (TMK 1007 maddesi) kaynaklanan tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay (20.) Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 11/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Görülmektedir ki; kusursuz sorumluluğun bir biçimi olan tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan Devletin sorumluluğu, bir tehlike sorumluluğudur. Tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, tapu sicilinin tutulmasında kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin memuruna rücu durumundaki iç ilişkide etkisi söz konusu olmaktadır. Tapu sicilinin tutulmasında kişi çıkarlarının korunması bakımından uyulması gereken kurallar tapu sicilinin tutulmasına ilişkin yasal düzenlemelerle sınırlı olmayıp bu yasal düzenlemeler dışındaki hukuk kurallarına ve hukukun genel ilkelerine de uyulması gerekmektedir. Tapu müdür ya da memurlarının ihlal ettikleri hukuk kuralları ister genel olsun ister salt sicilin tutulmasıyla ilgili olsun, her iki durumda da ortaya çıkan sonuç tapu sicilinin hukuka aykırı tutulmuş olmasıdır (Dr....

            Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince ... yönünden davanın reddine, diğer davacılar yönünden açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi'nce esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir....

              Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle “Cebri İcra suretiyle yapılan satış sonucu alıcının satın aldığı 252 m2'ye göre taşınmazın tamamının yüzölçümü olan 122.500 m2 üzerinden 252/122.500 pay verilmesi yerine; satışa konu hisse miktarı olan 9.187 m2 üzerinden verilen 252/9187 payının tapuya tescili sonucu hatalı pay dağılımı yapıldığı ve bu hata sonucu gerçekte 252 m2 olması gereken payın karşılığının tapuda 3360,18 m2'ye tekabül ettiği ve davacının da hatalı tescil edilen payı satın almak suretiyle zararının oluştuğu anlaşılmakla tapuda hatalı olan payın düzeltilmesi doğru olduğu gibi, 4721 sayılı Kanunun 1007. maddesi uyarınca Tapu Sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan sorumluluk şartlarının oluştuğu anlaşıldığından mahkemece davalı ... yönünden tazminatın tahsiline ve tapuda hatalı olan payın düzeltilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

                Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.03.2011 gün ve 2010/273-161 sayılı kararının kesinleşmesiyle tapu kayıtlarının iptal edilip, 18 sayılı parselin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescil edildiği, adlarına olan tapu kaydının iptali nedeniyle uğradıkları zararın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 567.000,00.- TL'sinin davalıdan alınarak kendilerine verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, zarara neden olan işlemin kadastro çalışmasından kaynaklandığı, kadastro tespit çalışmalarının denetiminde Hazinenin kusurlu olduğu, bu nedenle uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerektiği belirtilerek davanın görev nedeniyle REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava; Türk Medeni Yasasının 1007 maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....

                  Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı, 2004/519 esas sayılı dosya üzerinden görülen tapu iptali ve tescil davasının da reddedilmesi üzerine davacı tarafından tazminat istemli iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, ... hakkında açılan davanın esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1)4721 sayılı TMK'nun sorumluluk kenar başlığı taşıyan 1007. Maddesinde '' Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur....

                    Tapu müdürü ya da memurunun kusuru olsun olmasın, tapu sicilinin tutulmasında kişilerin çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin memuruna rücu halinde, iç ilişkide etkisi söz konusu olmaktadır. Bu sorumluluk türünün, Borçlar Kanununun haksız fiil sorumluluğu, adam çalıştıranın sorumluluğu ve diğer objektif sorumluluk halleri, sebepsiz mal iktisap edenlerin sorumluluğu ile karıştırılmamalıdır. Bu nedenle, Devletin tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan sorumluluğuna dayanılarak açılan davalarda, bu sorumluluk hallerine ilişkin olarak düzenlenen zamanaşımı, munzam zarar ve hakkaniyet indirimi ya da makul indirim kurallarının uygulanma imkanı yoktur. T.M.K.nun 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için ayrıca zamanaşımı öngörülmediğinden, 6098 sayılı Borçlar Kanunun 146....

                    UYAP Entegrasyonu