nun kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davanın tapu iptali ve tescil talebi yönünden reddine, terditli tazminat talebi yönünden davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalı aleyhine açılan tazminat talebine ilişkin davanın kabulüne karar verilmiştir. 2. İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde, davacı ile davalı şirket arasında akdedilen yazılı sözleşmenin Türk Borçlar Kanunu'nun 184 üncü maddesi uyarınca alacağın temliki hükümlerine göre gayrimenkul (konut) satış vaadi ön sözleşmesi niteliğinde olup geçerli olduğunu, davalı kayıt maliki ...'nin kötü niyetle iktisabı kanıtlanamadığından ve tapuya güven ilkesinden yararlanması gerektiğinden tapu iptali ve tescil talebinin reddinin gerektiğini; ancak, davalı şirketin tazminat sorumluluğu bulunduğunu, davalı şirket aleyhine tazminat talebinin kabulünün gerektiğini; fakat sözleşmenin tarafı olmayan davalılar ... ve ...'...
Dairemiz bozma ilamı hakkında davacı yanca karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair Karar düzeltme taleplerinin reddi gerekir. 2-Davacı, davalının avukatı olarak aralarındaki yazılı ücret sözleşmesi gereğince vekilliğini üstlendiğini, tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat ödenmesine ilişkin dava açtığını, davanın lehe sonuçlandığı halde sözleşmede yazılı vekalet ücreti ödenmediğinden, davalıdan tahsili için eldeki davayı açmıştır....
Ancak dava tarihinde kayden malik değil ise sözleşmenin ifa olanağından söz edilemez. 2. Sözleşmede ödendiği yazılan satış bedelinin alınmadığı savunması ancak aynı güçte yazılı delille kanıtlanmalıdır. 3.a-Somut olayda; vaat borçlusu davalının satış sözleşmesinin düzenlendiği tarihte ve dava tarihinde kayden malik olmadığı bu hali ile sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığı anlaşıldığından tapu iptali ve tescil isteminin reddinde bir usulsüzlük görülmemiştir. b-Davadaki ikinci kademedeki istek olarak ileri sürülen tazminat talebinin dayanağı BK'nun 96. maddesidir. Madde gereğince ödenmesi gereken tazminat ise alacaklının müspet zararıdır....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/409 E. sayılı dosyasıyla açılan davanın feshin iptali olmayıp feshin haksız olduğunun tespiti ile tazminat isteğine ilişkin olduğu, neticede mahkemece 29.05.2013 tarihinde feshin haklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla gerek sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve gerekse de davacının fesih talep etmekle menfi zararını isteyebileceği, menfi zararın alacaklının sözleşme yapılmasaydı uğramayacağı fiili zararlar ile yoksun kaldığı kârı kapsadığı, bunun da sözleşme kapsamında ödenen bedel ile taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark olduğu, Belediyenin sorumluluğunun güven sorumluluğu olduğu, TBK'nın 51 inci maddesi uyarınca somut olayın özelliği ve hakkaniyet gereği belediyenin kusuru daha hafif olduğundan belediyenin sadece sözleşme kapsamında ödenen bedel yönünden sorumlu tutulması gerektiği, zarar yönünden yüklenici firmanın kusurlu olduğu dikkate alınarak zarardan sadece Boytaş Boyacıoğlu...
Davanın İİK 67 maddesine göre açılan itirazın iptali davası olduğu, celp edilen --- esas sayılı dosyasının incelenemesinde; davacı tarafın cari hesap alacağına istinaden ----- ve daha uzun vadeli---- alacaklarının tahsili için icra takibi başlattıkları, davalı tarafın süresi içerisinde yapmış oldukları itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın İİK 67 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır. Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, ---- sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali ile % 20 icra inkar tazminat noktasında toplandığı anlaşılmıştır....
Somut olayda, Mahkemece verilen ilk kararda terditli taleplerden tapu iptali ve tescil talebinin reddine, bağımsız bölümlerin değerine ilişkin tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Kararda mahkeme bir yandan şekil koşuluna uyulmuş tapu iptali isteme hakkını veren bir sözleşme bulunmadığını kabul ederek tapu iptali istemini reddederken diğer yandan taşınmazların değerinin istenebilmesini mümkün kılan bir sözleşmenin varlığı kabul edilerek sonuca gidilmiştir. Bu karar yüklenici davacı tarafından temyiz edilmemiş ancak arsa sahibi davalı temyizi yönünden yapılan inceleme sonucu bozma kararı verilmiştir. Bozma kararı davalı arsa sahibi yararına ise de arsa sahibinin tüm temyiz itirazları kabul edilerek bir bozma yapılmış değildir. Zira bozma kararı içeriğinde, davalı tarafın iddia ettiğinin aksine olarak sözleşme ilişkisinin varlığı, mahkemenin kabul ettiğinin aksine olarak da tapu iptali isteme hakkı dahi veren geçerli bir sözleşmenin varlığı kabul edilmiştir....
Davalı ve vekili , sözleşme noterde yapılmadığından cezai şartın geçerli olmadığını, davacı tarafça hiç bir ürün teslim edilmediğinden sözleşmenin yürürlüğe girmediğini, davacının başka firmalara ait ürünlerin davalı işyerinde satıldığını bilerek sözleşmeyi imzaladığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre, davalı tarafça açılan sözleşmenin iptali davasının reddedilerek kararın kesinleştiği , sözleşmeye aykırı davranıldığı anlaşılmakla davalının sözleşmenin 6.maddesinde kararlaştırılan 5.000 USD cezai şartı ödemesi gerektiği, davalı tacir olduğundan cezai şartta indirim yapılmasına gerek bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Oysa, devam eden bir sözleşmenin feshi işleminde idarenin, feshin haklılığını ispat etmek diğer bir anlatımla sözleşmenin niçin feshedildiğini somut gerekçelerle ortaya koymak zorunluluğu bulunmasına karşın, süresi bitmiş bir sözleşmenin yenilenmemesi konusunda idareye ispat külfeti yüklemek yani sözleşmenin niçin yenilenmediğinin somut gerekçelerle ortaya konulmasını beklemek ya da mahkeme kararlarıyla idareyi sözleşme yenilemeye zorlamak, kanun koyucunun idareye tanıdığı takdir yetkisini büsbütün ortadan kaldırma, her nasılsa bir defa sözleşme imzalayan bir kişinin disipliner sonuç doğuran bir eylemde bulunmadığı ve bu eylemin soruşturma raporuyla tespit edilmediği sürece sözleşmesinin yargı kararıyla mütemadiyen yenilenmesini sağlama sonucunu doğuracaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen davada Kadıköy 4.Sulh Hukuk ve Kadıköy 1.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kira sözleşmesinin haklı sebeplerle feshedilmiş olduğunun ve borçlu olmadığının tespiti ile teminatın iadesi ve tazminat istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, davada sözleşmenin irade sakatlığı nedeni ile iptali istendiğine göre mahkemenin görevinin yıllık kira bedeli ve tazminat miktarı üzerinden belirleneceği bildirilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, HUMK'nun 8. maddesi hükmüne göre görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve para cezasının iptali, tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....