Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, araç iz dizaynının yapılması işini konu alan eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi, müspet zararlar ile manevi tazminat talebinden ibarettir. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Davacı iş sahibi vekili, müvekkiline ait aracın iç dizaynının yapılması için davalıya teslim edildiğini ve bu iş için 23.288,48 TL bedel belirlendiğini, 23.250,00 TL bedelin davalıya ödendiğini, bedelin ödenmesine rağmen aracın tesliminin gerçekleşmediğini, müvekkilinin zarara uğradığını, banka taksitlerini ödeyememesi nedeniyle hakkında icra takibi başlatıldığını, takip sonucu aracın davalı elinde iken haczedildiğini, 23.250,00 TL menfi zarar, 1.000,00 TL yoksun kalınan gelir nedeniyle müspet zarar ve 20.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir....

    Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır. Bir sözleşme sonrası sözleşmenin ifasının mümkün olmaması durumunda ifaya bağlı müspet tazminatlar da hüküm altına alınmayıp sözleşmenin ifa edilememesine bağlı menfi zarar hakkında karar verilebilecektir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu somut olayda olduğu gibi başlangıçta geçerli olarak kurulan ancak, sonradan hükümsüz hale gelen sözleşmede zararı “Bir sözleşmenin başlangıçta geçerli olarak kurulmasına rağmen daha sonra ortaya çıkan nedenler dolayısı ile imkansız hale gelmesi durumunda, davacı gerçek ve güncel müspet zararını talep edebilmelidir.” şeklinde belirlemiştir. Burada benimsenen ilkeye göre; zarar doğurucu eylem, zarar görenin malvarlığında ne miktarda bir azalmaya neden olmuş ise, zarar verenin tazminat borcu da, o miktarda olmalıdır....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının henüz kesinleşmediğini, kabule ilişkin kısım için kanun yoluna başvurduklarını, mahkeme kararının cezai şarta ilişkin hüküm veya haklılık durumu içermediğini, davacının açtığı davalar ve bütün birlikte nazara alındığında bu davada müspet zarar talep edemeyeceğini, sözleşmenin yapılması ve icrasında muvazaalı durum olduğunu, sözleşmenin yapıldığı dönemdeki kooperatifin başkanının aynı zamanda davacı şirketin kurucu ortağı olduğundan iyi niyet ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, müvekkilinin sözleşmeyi sonuna kadar ayakta tutmaya çalıştığını, davacının eylemli feshine ilişkin hususların ve Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının hatalı olduğunu, kötüniyetli, haksız ve mesnetsiz davanın ve tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İşbu dava; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin haksız feshinden kaynaklanan tazminat davasıdır. Mahkememizce; dava dilekçeleri, cevap dilekçeleri, mahkememizin birleşen ......

      Davalı vekili, sözleşmenin feshinden dolayı meydana gelen kar kaybının tahsili için sözleşme gereğince davacıdan alınan senedin icra takibine konulduğunu belirterek davanın reddine, % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalının davacıya damacana suyu teslim etmeyerek sözleşmeyi fiilen feshettiği, bu durumda davalının cezai şart isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, davaya konu senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu senedin taraflar arsındaki bayilik sözleşmesinin 2.14 maddesi uyarınca teminat olarak alındığı ve aynı sözleşme hükmünde her ne sebeple olursa olsun veya sözleşmeye aykırılık sebebiyle sözleşmenin feshine sebep vermesi durumunda davalı ... Ltd. Şti.'...

        Dava; sözleşmenin feshinden kaynaklanan Tazminat davasıdır. 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren, 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” hükmü uyarınca ''konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda'' dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiş, eş söyleyişle arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır....

          TTK 122.maddenin üst başlığı denkleştirme istemidir. 3.fıkrasında müvekkilin fesih haklı gösterecek bir eylemi olmadan acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşmenin müvekkil tarafından haklı sebepler feshedilmesi halinde acentenin denkleştirme isteminde bulunamayacağı belirtilmiştir.Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şırketi sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa, sigorta acentesi, sigorta şirketinden tazminat talep edebilir. Ancak, sigorta acentesinin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmesi ya da kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması halinde tazminat hakkı düşer.12.02.2015 tarihli yazılı Sözleşmenin 7 nolu maddesi hükmüne göre; sözleşme belirsiz süreli olup, taraflardan herhangi biri tarafından 3 ay öncesinden ihbarda bulunmak şartıyla feshedebilir....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/340 Esas KARAR NO : 2023/404 DAVA : Tazminat (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 25/05/2023 KARAR TARİHİ : 08/06/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Vekil eden şirket ile davalı ... arasında ... tarihinde ticari araç kiralama sözleşmesi yapıldığı, sözleşmenin ... tarihine kadar geçerliliğinin olduğu, davalı yanca hiçbir gerekçe göstermeden sözleşmenin feshedildiği, ticari nitelikte araç kira sözleşmesinin davalı yanca haksız feshinden kaynaklanan cezai şart gereği belirsiz alacak davası olarak şimdilik 1.000,00 TL cezai şartın haksız fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, Antalya ......

              Düzenleme kapsamına göre tazminat istenebilmesi için alacaklının zarara uğramış olması gerektiğinden, uğranılmış bir zarar karşılığı olmayan miktara tazminat olarak hükmedilemez. Burada zarar kapsamı net ve gerçek zarar olarak düzenlenmiştir. Net ve gerçek zarar, malvarlığındaki gerçek eksilmeyi ifade eder. Bu nedenle müspet zararın tazmini halinde malvarlığının ulaşacağı değerin, sözleşmenin ifası halinde malvarlığının ulaşacağı değeri geçmemesi gerektiği gözetilerek hesaplama yapılmalıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi, sözleşmelerde; borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanımıştır: Bunlar; her zaman için ifa ve gecikme tazminatı isteğinde bulunma, derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazminini isteme ya da ifadan vazgeçip sözleşmeden dönerek menfi zararını isteyebilmedir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir....

                ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/02/2021 NUMARASI : 2019/129 ESAS - 2021/100 KARAR DAVA KONUSU : Sözleşmenin Feshinden Kaynaklanan Tazminat KARAR : Adana 5....

                Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan menfi zarar ve kira tazminatı istemlerine ilişkindir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Mahkemece somut olay her ne kadar sonradan meydana gelen objektif ifa imkansızlığı olarak değerlendirilip, davalı yüklenicinin bundan sorumlu tutulamayacağı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, imkansızlığın nedeni olan korunması gerekli kültür varlığı niteliğindeki eserden kaynaklanan kısıtlamanın sözleşme tarihinden önce de mevcut olup, düzenlenen sözleşmedeki ölçü, nitelik ve vasıflardaki bir binanın yapılamayacağının taraflarca ve özellikle basiretli bir tacir olduğu kabul edilmesi gereken yüklenici tarafından sözleşme öncesinde öngörülmesi gerekirdi....

                  UYAP Entegrasyonu