Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının, sözleşmenin 11.3.a maddesi uyarınca yapmış olduğu 50.000,00 TL ödemeyi sözleşmenin bir yıl boyunca uygulanacağı yönünde haklı güven ve inancıyla yaptığı, sözleşmenin süresinden önce fiilen haksız olarak sonlandırılması sebebiyle sözleşmenin sona erdiği Aralık 2014 tarihinden sözleşmenin sona ermesi gerektiği 14.07.2015 tarihi arasına tekabül eden kısmının davacıya iade edilmesi gerektiği, buna göre yapılan hesaplamaya göre davacının 26.712,32 TL'yi talep edebileceği, davacının ayrıca, denetime elverişli bilirkişi raporuna göre akdi ilişkinin süresinden önce feshinden dolayı 4.518,00 TL kâr kaybının bulunduğu, sözleşmenin haksız olarak feshinden kaynaklı olarak davalının bu bedeli de davacıya ödemesi gerektiği, ancak davacı yanca istihdam ettirildiği iddia olunan işçilere ilişkin olarak sözleşmenin 14.07.2014 tarihinde kurulduğu, işçilerin ise Ocak - Temmuz 2015 tarihleri arasındaki dönem için istihdam edildiği, davacının bu işçileri davalı için istihdam ettiği hususunda dosyaya...

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Sözleşmenin önceki sayfaları imzasız olduğundan geçersiz olduğunu, sözleşmenin yürürlükte bulunduğu 14 ay boyunca işlerin beklenen düzeye çıkmaması üzerine haricen davalının müvekkilinin distribütörlüğünü yaptığı sigara ve diğer tütün ürünlerini el altından düşük fiyatla sattığının tespit edildiğini, sözleşmenin davalı tarafından haksız ve keyfi olarak feshedildiğini istinaf başvuru sebepleri olarak ileri sürmüş, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılması ile davanın kabulünü talep etmiştir. Dava, sözleşmenin feshi nedeniyle davacının cari hesaptan kaynaklanan alacağının davalı tarafından haksız olarak kesildiği iddiası ile cari hesaptan kaynaklanan alacak, kazanç kaybı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçeyle, davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmiştir....

      Davacı vekili 23/11/2022 tarihli dilekçesi ile asgari alım taahhüdünden kaynaklanan daha önce 5.000,00 USD olarak talep edilen cezai şart alacağı 10.000,00 USD arttırılmak suretiyle 15.000,00 USD olarak, akaryakıt bayilik sözleşmesinin erken feshinden kaynaklanan cezai şart nedeniyle talep edilen 2.500,00 USD 12.500,00 USD arttırılmak suretiyle toplam 15.000,00 USD, otogaz bayilik sözleşmesinin erken feshinden kaynaklanan cezai şart nedeniyle talep edilen 2.500,00 USD 12.500,00 USD arttırılmak suretiyle toplam 15.000,00 USD olmak üzere toplam 45.000,00 USD cezai şart alacağı ile daha önce talep edilmiş olan 10.000,00 TL kar mahrumiyeti alacaklarının tahsilini talep ve dava etmiştir....

        Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının 112.maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için, bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Menfi zarar, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşme hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar....

          Bilirkişi kurulu raporunda davacının 11 aylık satış yüzdesi ortalamasına göre performansının yeterli olduğu belirtilmişse de, sözleşmenin 13.3.e bendindeki "satış hedeflerinin aynı takvim yılı içinde arka arkaya iki defa veya toplamda üç defa gerçekleştirilememesi" açıkça fesih nedeni kabul edilmiş olmakla, rapordaki bu tespit yerinde görülmemiştir. Bu durumda davalının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği sonucuna varılmış olmakla, davacının sözleşmenin feshinden kaynaklanan maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi isabetlidir....

            Davalı vekili, savunmasında özetle; davacının taleplerinin haksız olduğunun ve davalının kendi kusuruyla sözleşmenin feshine sebep olduğundan tazminat talep edemeyeceğini, sözleşmenin feshi nedeniyle davacının bir zararının bulunmadığını, aksine müvekkilinin zarar gördüğünü, sözleşmenin davacının kusuru ile haklı nedenle feshedildiğini, davacının bayilik sözleşmesi kapsamında ödemelerinin düzenli olarak yapmadığını, kambiyo senetlerini vadesinde ödemediğini ve sözleşmenin 13/3. maddesini ihlal ettiğini, sözleşmenin 7/4. maddesinde de bayinin satın aldığı ürün bedelinin, fatura tarihinden itibaren 5 gün içerisinde ödenmesi gerektiğinin belirtildiğini, davacının iddiasının aksine müvekkilinin davacıyı fazladan borçlandırmadığını, davacının borcunu kabul etmesine rağmen yazılı mutabakat vermediğini, sözleşmesinin feshinden sonrada borcu inkar ettiğini, sözleşmeden kaynaklı borcun yazılı olarak talep edildiğini, ödenmemesi üzerine takip başlatıldığını ve sözleşme ilişkisinin çekilmez hale...

              Madde cezai şart hükmü “işbu sözleşmenin franchise alan dan kaynaklanan sebeplerle feshi halinde franchise alan, franchise veren e 50.000.- USD’yi hiçbir ihtara ve ihbara gerek kalmaksızın nakden ve defaten ödemeyi gayrikabili rücu taahhüt ve kabul eder” gereğince davalı tarafın müvekkili şirkete 50.000 USD ödemesi gerektiğini, cezai şart tutarını aşan müspet zarar için de şimdilik 1.000 TL tutarında müspet zarar talebinde bulunulduğunu, sözleşmenin davalı tarafından haksız feshedilmiş olacağını, bu durumda sözleşmenin diğer tarafının müspet zararını talep etme hakkı olduğunu iddia ederek, 50.000.- USD cezai şartın ödenmesine, (USD: 7,7 TL-Harca esas değer 385.000.- TL)(mevduata uygulanacak en yüksek mevduat faizi ile birlikte ödenmesine), cezai şart tutarını aşan müspet zararın şimdilik (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) 1.000 TL’lık kısmının (tazminat ödemesinin) mevduata uygulanacak en yüksek mevduat faizi ile birlikte ödenmesine, cezai şart talebinin reddedilmesi halinde...

                Dava konusu taşınmazın davacıdan başka paydaşlarının bulunduğu, dosya kapsamında yansıyan beyan ve belgelere göre davalı yüklenicinin tüm paydaşlar ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdetmemiş olduğu, yerel mahkeme kararının gerekçesinde belirtildiği üzere TMK'nın 692. maddesi uyarınca arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin tüm paydaşlar tarafından yapılması gereken sözleşmelerden olup tüm paydaşlarca akdedilmemesi halinde sözleşmenin geçersiz olduğu anlaşılmakla mahkemece sözleşmenin geçersizliğini tespiti ile sözleşme kapsamında davalı yükleniciye temlik edilen davacıya ait hissenin tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön tespit edilmemiştir. Menfi zarara ilişkin değerlendirmede; geçersiz sözleşmelerde menfi zarar talep edilebilecek olup menfi zararı sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından kaynaklanan zarar olarak tarif etmek mümkündür. (HGK 'nun 29.09.2010 gün ve 2010/14- 386 E. 2010/427 K.)...

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/762 Esas KARAR NO : 2022/81 DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 10/11/2021 KARAR TARİHİ : 11/02/2022 Mahkememizde görülen Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı firma ile müvekkili arasında ----sözleşmesi akdedildiğini, işbu sözleşmenin eki niteliğinde olan yine aynı tarihli ürün alım taahhütnamesinin taraflar arasında akdedildiğini, işbu sözleşmenin, davalı---- işbu taahhütnamede yıllık asgarinin ------- satılacağının taahhüt ve beyan edildiğini, işbu yükümlülüğe aykırı davranılması halinde---deneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından işbu ceza koşuluna istinaden davalı firmaya, ---- sözleşmesine teminat olarak sunulan ----teminat mektubunun müvekkili firma tarafından haksız ve kötü niyetli olarak nakde çevirdiğini, işbu durumun, müvekkili firma açısından bayilik sözleşmesini haklı nedenle...

                  Davalı vekili, davalı ile müvekkili arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin zarar eden portföy nedeniyle feshedildiğini, davacının tazminat hakkının bulunmadığını savunarak, davanın reddi talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu