Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK md. 96 (T.B.K'nın 112). maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için, bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır: kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Kâr kaybı, kârdan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır. Genelde sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir. Aslında kâr kaybı açısından kardan yoksun kalan tarafın malvarlığında kusurlu hareketten önce ve sonra bir değişiklik yoktur. Burada kârdan yoksun kalan kusurlu hareket yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır....

    yazılı ihtarnamesinin sonuç vermemesi üzerine sözleşmeyi feshetmek durumunda kaldığını, sözleşmenin feshi nedeniyle menfi ve müsbet zararlarının oluştuğunu ileri sürerek sözleşmeye güvenilerek yapılan araç kiralama işleminin bedeli olarak 123.900 TL ve sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle mahrum kalınan kazanç kaybı olarak 25.000.- TL de dahil olmak üzere toplamda 150.000.- TL'nin temerrüt tarihi olan sözleşmenin feshinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte tahsilini istemiştir....

      BORÇLAR KANUNU [ Madde 182 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan kâr mahrumiyeti, cezai şart alacağı, manevi tazminat ve telefonların devri istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

        Ve devamı Maddesine göre; alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için, bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet (olumlu) zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar; Borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır.Menfi zarar ise, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar, borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkan zarardır. (Tandoğan, Haluk, Türk Mesuliyet Hukuku 1961 s. 426-427 vd.)....

          Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme feshedilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır. Bir diğer ifade ile genel olarak menfi zarar, sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından; müspet zarar ise, ifa edilmemesinden doğan zararı ifade eder. (Yargıtay HGK., 2020/3- 688 E., 2022/846 K.) Somut uyuşmazlıkta davacı yüklenici fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere yapılan işin bedeli, teminat mektubu bedeli ile sözleşmeden doğan menfi ve müspet zararları için şimdilik 46.000,00- TL'nin tahsiline karar verilmesini etmiştir. Davacı vekili teminat mektubu bedelinin 27.100,00- TL olduğunu belirtmiş olup ihaleye ilişkin celp edilen belgeler arasında T.C. Ziraat Bankası A.Ş....

          Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Hâluk Tandoğan, age., s. 427). Bu husus BK’nun 108. Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır....

          Menfi zarar, borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Tandoğan, Haluk; age., s. 427). Bu husus, Borçlar Kanununun 108.maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada, alacaklının sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü, sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır. Diğer bir söyleyişle, genel olarak menfi zarar, sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından; müspet zarar ise, ifa edilmemesinden doğan zararı ifade eder (HGK’ nun 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. 2010/427 K.)....

            (Davacı yanın maddi zararına konu ettiği ve dosyaya sunduğu gider belgelerinin toplam 7.817,50 TL olduğu, ancak bu belgelerin tamamının olumsuz zarar kalemi olduğu, davacının kar mahrumiyeti talep ettiği ve kar mahrumiyetinin olumlu zarar kalemi niteliğinde olduğu, davacının kar mahrumiyeti talebinin taraflar arasındaki sözleşmenin 8.maddesine göre yapılabileceği, davalının taraflar arasındaki sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği sonucuna varılacak olursa davacının zarar talep etmesinin mümkün olmadığına dair.) GEREKÇE: Dava, franchise sözleşmesine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

              Buna karşılık 87.200,00 TL nin menfi zarar kalemi olarak tahsiline karar verilmişse de, hükme dayanak raporda bu kalem hesaplama sözleşmenin ifa edilmesine yönelik zarar kalemi olarak hesaplanmıştır. Dolayısıyla bu alacak kalemi menfi değil müspet zarara dayalı kar kaybı kapsamındadır. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar: Borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır....

              Kararı doğrultusunda menfi zarar ve cezai şart talebi bulunduğundan her bir talep yönünden dava değerinin belirtilmesi için davacı vekiline süre verilmiş olup sunulan beyan dilekçesinde menfi zarar talebinin 9.000,00 TL, cezai şart talebinin 1.000,00 TL olduğu belirtilmiştir. Açıklanan nedenlerle davacının, sözleşmenin ifa edilmemesinden kaynaklı menfi zararının bulunduğu tespit edilmiş olup menfi zarar talebinin kabulüne karar verilmiştir. Sözleşmenin 4. maddesinde "... sözleşme feshedilebileceği gibi her aşamada geciken her gün için eksik imal edilen mal bedelinin %5i cezai şart talep edilebileceği" belirtilmiş olup sözleşmenin feshi tercih edilmiş olmakla cezai şart isteme koşulları gerçekleşmediğinden cezai şart talebinin reddine karar verilmiştir. Buna göre, davanın kısmen kabulüne dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur....

                UYAP Entegrasyonu