Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ortak Girişimi arasında sözleşme imzalandıktan sonra, davalı ... şirketi ile akdedilen sözleşmenin feshinden dolayı müvekkili ...'ın uğradığı zararların tazmini amacıyla işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu belirterek; Sözleşmenin feshinden dolayı oluşan zararın; 1....'ün Bakım Onarımının Yapılması İşi/Kalan işler bedeli: 537.116,86 ... Dolan (Sözleşme tarihindeki ...Döviz Kuru “5,2116" TL üzerinden hesaplanan tutar: 2.799.238,23 TL) 2....'ün Kalan Bakım-Onarım İşlerinin Tamamlatılması Bedeli 4.936.118,58 TL Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin feshinden dolayı müvekkili ...'ın uğramış olduğu zararın 4,936.118,58 TL - 2.799.238,23 TL = 2.136.880,35 TL olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin feshinden dolayı müvekkili kuruluşun uğradığı 2.136.880,35 TL zararın uygulanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle müvekkiline verilmesine talep etmiştir....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi İnceleme konusu karar, sözleşmenin feshinden kaynaklanan itirazın iptali isteğine ilişkin olup, dosyanın Yargıtay 22. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 23.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacının stok maliyet zararı, yatırım giderleri, ve sair menfi ve müspet zarar nedeniyle tazminat taleplerinin incelenmesinde ise davalının Türkiye'deki faaliyetlerini sonlandırması sebebiyle bayilik sözleşmesinin feshedildiği, bu nedenle davalının haksız feshinden bahsedilemeyeceği, davalının sözleşmenin X/1 maddesi hükümlerine uygun olarak sözleşmeyi olağan yolla feshettiği, sözleşmenin X/4-g maddesinde davalıya fesih sonrası bayinin elinde kalan malları geri alma opsiyonunun bulunduğunun kararlaştırıldığı, sözleşme ile davalının bu hususta bir zorunluluğa tabi olmadığı, yine sözleşmenin X/4-k maddesinde bayinin sona erme ve fesih halinde bayilik haklarının kaybı, kar kaybı, bir müşteri portföyü yaratılması veya başka bir sebeple ...'...

        Yüklenici kooperatif arsa sahiplerinin fesih bildirimlerine karşı itirazda bulunmuşlarsa da, yaptıkları imalât bedelinin tahsili için 09.08.2002 tarihinde dava açtıklarından tarafların sözleşmenin feshi konusunda iradelerinin birleştiği sonucuna varılmaktadır. Sözleşmenin feshi durumunda kusurları olmadığı anlaşılan LO ./.. s.2 15.H.D. 2008/7209 2009/4136 arsa sahiplerinin menfi zararlarının tazmini için dava açma hakları mevcuttur. Bu davanın fesih konusunda iradelerin birleştiği, diğer bir deyimle sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren BK’nın 126/IV. maddesindeki 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılması mümkündür. Ancak arsa sahipleri bu davayı sözleşmenin feshi tarihinden itibaren makul süre içerisinde açmamışlarsa, menfi zarar değerlendirmesi ve hesabının makul süre sonundaki tarihe göre yapılması gerekir....

          Bu hükümler gereğince davacının talebinin işin kabule zorlanamayacak ölçüde ayıplı yapılması sonucu sözleşmenin yüklenicinin kusuruyla feshi ve işin yeniden başka bir yükleniciye yaptırılmış olması sebebiyle 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 108/II. maddesi kapsamındaki menfi zarar olduğu anlaşılmaktadır. Toplanan delillerden yapılan işin, tekniğine uygun yapılmadığı ve iş sahibinin kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı olduğu, davacının da sözleşmeden dönerek işi başkasına yaptırdığı anlaşılmış olup, sözleşmeden dönen tarafın müspet zarar kapsamında talepte bulunması mümkün olmayıp ancak menfi zararını istemesi mümkündür. Karşı davacının maddi tazminat talebinin menfi zarara ilişkin olduğu kabul edilerek inceleme ve değerlendirme yapılması gerekmektedir....

            Burada kârdan yoksun kalan kusurlu hareket yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır.Menfi zarar ise borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşme hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar. Burada alacaklının sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır. Diğer bir söyleyişle, genel olarak menfi zarar, sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından; müspet zarar ise, ifa edilmemesinden doğan zararı ifade eder (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 12. Baskı, İstanbul 2010, s. 482)....

              Davada, 8 adet billboardla ilgili yüklenici davalının edimini ifa etmemesi sebebiyle sözleşme konusu bu iş için davalıya ödenen bedelin iadesi sözleşmenin feshi ve billboardların kiraya verilmemesinden kaynaklanan zarar sebebiyle maddi tazminat istenmektedir. Buna göre, çöp sepeti ve otobüs durağı ile ilgili yüklenicinin edimini ifa etmiş ve yüklenicinin belirtilen kısmi ifasının Belediye tarafından kabul edilmiş olduğunun kabulü gerekmektedir. O halde, davacının istemleri nitelendirildiğinde; sözleşmenin sadece billboardlarla ilgili olarak kısmen geriye etkili sonuç doğurur şekilde feshinin istendiği ortaya çıkmaktadır. Mahkemece kararın hüküm fıkrasında 31.12.2005 tarihli sözleşmenin feshine şeklinde hüküm kurulmuş ise de; sözleşmenin 30.12.2005 tarihli olmasına karşın, hüküm fıkrasında açıklanan tarihin maddi hataya dayandığı anlaşıldığı gibi; sözleşmenin de yukarıda açıklandığı üzere, billboardlarla ilgili olarak kısmen feshine karar verilmiş olduğunun kabulü gerekir....

                arasındaki farkın menfi zarar olarak hesaplanmasından ibarettir....

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih : 13/07/2006 No : 2004/589-2006/399 Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, taraflararasında akdedilen bayilik sözleşmesinin feshinden kaynaklanan maddi ve manevi zararın tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, müvekkilinin sözleşmenin tüm sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmekte iken davacının sözleşmeyi haksız ve mesnetsiz iddialarla feshettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalının başka firma marka su sattığı hususunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                    Hukuk Dairesince bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece, B Bloktaki inşaatın tamamlanma oranının %40 olduğunun tespit edildiği, davacı yüklenicinin, inşaatın güçlendirme bedeli düşüldükten sonra yüklenicinin ....554,00 TL talep edebileceği, arsa sahibinin ise menfi zarar olarak dört daire ve bir dükkan bedeli olarak 144.000,00 TL tazminat talep edebileceği gerekçesiyle, davacı yüklenicinin tapu iptali ve tescil talebinin kesin hüküm nedeniyle reddine, tazminat talebinin kısmen kabulü ile kısmen reddine dair verilen karar, taraf vekilleri temyiz istemi üzerine Dairemizin 31.....2012 tarih 2012/2479 Esas ve 2012/6291 Karar sayılı ilamıyla bozulmuştur. Bu kez, davalı-karşı davacı arsa sahibi vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. ...-... ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan davalı- karış davacı vekilinin, aşağıdaki bent dışında kalan diğer karar düzeltme istemlerinin reddi gerekmiştir. ......

                      UYAP Entegrasyonu