Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asıl dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi ve menfi zararların tazmini, karşı dava yoğunluğun artırılması için yapılan masrafların tazmini, birleşen dava ise menfi zarar, yoksun kalınan kâr ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı ve karşı dava ile birleşen davada davacı yüklenici şirket vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

    Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır: burada alacaklının sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır. Menfi zarar kavramına şunların gireceği kabul edilmektedir (Tandoğan, age., s. 427-428): Sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler: Harçlar, posta giderleri, noter ücreti gibi; Sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar; Sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla uğranılan zarar: gönderilen şeyin yolda kaybolması gibi; sözleşmenin geçerliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zarar; hükümsüz sayılan sözleşmeyle satın alınan şey, örneğin o zaman başkasından 100 liraya alınabilirken şimdi 120 liraya alınabilmesi; başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zarar; dava masrafları....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; temerrüt başlangıcına ilişkin mahkeme kararının hatalı olduğunu, fesih kararının davalı tarafından tebliğ alındığını, davalının 23/12/2016 tarihinde temerrüde düşmüş olduğunu, menfi zarara ilişkin hesabın da hatalı olduğunu, diğer zarar kalemlerinin eklenerek menfi zararın hesaplanabileceğini, zarar hesabının eksik olduğunu, sözleşme feshinden önce de zarar oluştuğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulünü talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, Eser Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

        zararın ödenmesi istemi olduğu belirtilmekle, sözleşmenin ayakta kalmasının istenip istenmediğinin bir diğer ifade ile yüklenicinin işbu tazminat davasını açtığı tarihte fesih iradelerinin birleşip birleşmediğinin değerlendirilmesi (Yargıtay 23.Hukuk Dairesi'nin 21/12/2017 tarih, 2016/74 esas ve 2017/3805 karar sayılı ilamı; Yargıtay 23.Hukuk Dairesi'nin 04/03/2016 tarih, 2014/9421 esas ve 2016/1340 karar sayılı ilamı); dava dilekçesinde menfi ve müspet zararlar için şimdilik 50.000,00 TL'nin işlemiş faiziyle tahsili istenmiş olup mahkemece, bu miktarın ne kadarının menfi zarar, ne kadarının müspet zarar olduğuna ilişkin davacı taraftan herhangi bir açıklama alınmadığı nazara alınarak, davacının talebinin ne kadarının menfi zarara ne kadarının müspet zarara ilişkin olduğunun ve menfi zararının hangi kalemlere ilişkin olduğunun açıklattırılması, feshe hangi tarafın sebep olduğu ve haklı olup olmadığı üzerinde durulup müspet zarar şartlarının oluşup oluşmadığı, yine 6098 sayılı TBK'nın...

        Dosya ve tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; davalı tarafından taraflar arasında imzalanan sözleşmenin haksız olarak feshedildiği; mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde haksız fesih nedeni ile davacının dava tarihi itibariyle 25.285,56 TL menfi ve 6.308,26 TL müspet zararının olduğunun tespit edildiği; mahkemece davacının her iki zarar kalemi yönünden davasının kabul edildiği; Yargıtay tarafından ise davacının sadece menfi zararı talep edebileceği gerekçesi ile mahkememiz kararının bozulduğu; bozma ilamı doğrultusunda davacının sadece menfi zarar talep edebileceğinin kabulü ile ayrıntılı ve denetime elverişli olarak hazırlandığı kabul edilen bilirkişi kurulu tarafından hesaplanan 25.285,56 TL menfi zararının Yargıtay ilamı ile dava öncesi işlemiş faiz talebinin kabulünün bozma konusu yapılmamasından dolayı dava tarihine kadar işlemiş 630,58 TL faizi ile birlikte toplam 25.916,14 TL yönünden davanın kabulüne; davacının fazlaya ilişkin talebinin ise reddine karar...

          Noterliği'nin 06.02.2010 tarih ve 4184 sayılı düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklenici şirketin binayı süresinde tamamladığını, tapu devirlerini istemesine rağmen arsa sahiplerinin tapuda devir yapmadığı iddiası ile, sözleşmenin aynen ifasına, sözleşmenin ifasının imkansız hale getirilmesi nedeniyle uğradığı şimdilik 5.000,00 TL müspet zararının davalılardan tahsiline, aynen ifaya karar verilememesi halinde bitirilmiş yapı bedelinin ve davalıların sebep olduğu davacının uğradığı 5.000,00 TL menfi zararının davalılardan tahsiline, ayrıca 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra müspet zarar ve menfi zarar talepleri ile manevi tazminat taleplerini atiye bıraktıklarını belirtmiştir....

            Belirtilen gerekçelerle maddi tazminat istemi yönünden davanın reddine, dava konusu manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 50.000,00-TL'ye ilişkin kısmının dava açma tarihi olan 30/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yasaklama nedeniyle işlerine devam edemediği bu nedenle zararın sözleşmenin feshinden kaynaklanmadığı, yasaklama nedeniyle iş deneyim belgesi iptal olduğundan iş yapamaz duruma geldiği, yasaklama nedeniyle menfi ve müspet zararının hesaplanabileceği, ticari itibarı ciddi şekilde zarar gördüğünden hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğu; davalı idare tarafından, ......

              Olumlu zarar (pozitiv interesse); sözleşmenin, hiç veya gereği gibi yahut vadesinde yerine getirilmemesinden kaynaklanan zarar olarak tanımlanabilir. Olumlu zarar, alacaklının, ifaya olan çıkarının beklentisinin gerçekleşmemesi sebebiyle uğradığı zarar olarak da tanımlanabilir. Başka bir anlatımla alacaklının mal varlığının mevcut durumu ile sözleşmenin tam ve gereği gibi yerine getirilmiş olsaydı ulaşacağı durum arasındaki farktır. Kural olarak, cebe girmesi beklenen paradır....

                imzalanmasından dolayı yapılan bir harcama olduğundan bu harcamanın menfi zarar kapsamında değerlendirilebileceği, sözleşmenin feshinde taraflar ortak kusurlu olduğundan tarafların birbirinden menfi zarar talebinde bulunamayacakları anlaşılmış ve bu nedenden ötürü davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                  -KARAR- Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 10.05.2010 tarihinde imzalanan bakım hizmeti verilmesine ilişkin sözleşmenin davalı tarafından süresinden önce haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere sözleşmeye aykırılık nedeniyle uğradığı 78.227,92 TL maddi zarar ile 287.852,32 TL müspet zarar toplamı olan 366.080,24 TL'nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı ile müvekkil arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, tazminat istemlerinin de yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu