GEREKÇE:Dava rücuen tazminat istemine ilişkindir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu” başlığını taşıyan 21. maddesinin birinci fıkrası, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşullarını düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir....
Hangi hallerin meslek hastalığı sayılacağı, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usulü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir. Yönetmelikte belirlenmiş hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır." hükümlerine yer verilmiştir. Diğer taraftan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 58'inci ve 95’inci maddesinde meslekte kazanma gücü ve malûl sayılmayı gerektirecek hastalık veya arızanın bulunup bulunmadığının tespitinde izlenecek yol açıklanmıştır....
Maddesine göre davaya konu olayın meslek hastalığı olduğunu tespit ettiğini, davacının İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi'ne başvurması neticesinde İstanbul SGKB Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce ''....Sigortalıda silikozis meslek hastalığı olduğuna , lomber disk bozuklukları meslek hastalığı olduğuna , SNİK kaybı meslek hastalığı olduğuna ,MKGKO %0 olduğuna , yardıma muhtaç olmadığına ve kontrol muayenesi gerekmediğine ... '' karar verildiğini, -Bu karara davacı tarafından itiraz edildiğini, itiraz neticesinde SSYSK tarafından düzenlenen 4/11/2015 tarihli 82/11994 karar sayılı raporda davacı işçide p/s 1/1 düzeyinde pnömokonyoz meslek hastalığı olduğuna buna göre maluliyet oranının % 0 olduğuna , SNİK hastalığının mesleki olduğuna ve maluliyet gerekmediğine, Lomber disk bozukluğu hastalığının mesleki olduğuna ve maluliyet gerekmediğine, omuz tendinit hastalığının mesleki olduğuna ve düzeltme kaydıyla %20 maluliyet oranına, başka birinin sürekli bakImına muhtaç durumda olmadığına, kontrol...
Diğer yandan davacı tarafından rahatsızlığının meslek hastalığı olduğunun tespiti talebiyle dava açılmış ve ... İş Mahkemesinin 1998/158 Esas, 2001/18 Karar sayılı, 20.02.2001 tarihli kararı ile hastalığının meslek hastalığı olduğuna karar verilmiş, karar Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2001/2860 Esas, 2001/3079 Karar sayılı, 19.04.2001 tarihli ilamı ile onanmıştır. Mahkemece ... Kurumu raporları esas alınarak hüküm kurulmuş ise de davacının rahatsızlığının meslek hastalığı olduğuna dair kesin hüküm bulunduğundan o tarih itibariyle davacının meslek hastalığına yakalandığı kabul edilmelidir. ... Genel Kurulu evrak üzerinden inceleme yapmış olduğundan hangi rapor esas alınarak karar verildiği, raporun tarihi, rapor tarihinin daha sonraki bir tarih olup olmadığı, söz konusu bu rapor tarihi itibariyle mi meslek hastalığı olmadığı yönünde görüş bildirildiği, ölüm tarihine kadar iyileşme olup olmadığı araştırılmalıdır....
Hastalıkları Hastanesine 24/03/2014- 28/03/2014 tarihleri arasında yatarak sağlık kuruluna girdiğini, Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi 29/04/2014 tarihinde silikozis ILO q/q 2/2, Tinea Pedis, Tinea Unguim tanısı konularak tozsuz dumansız işyerinde çalışmasına karar verildiğini, müvekkilinin Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesine 27/04/2015- 30/04/2015 tarihleri arasında yatarak sağlık kuruluna girdiğini, Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesinin 21/05/2015 tarihinde silikozis ILOq/q 2/2 tanısı konularak tozsuz ve dumansız işyerinde çalşımasına karar verildiğini, daha sonra da müvekkiline %22 iş gücü kaybı verildiğini, müvekkilinin işverene raporunu ibraz ettiğini ancak işveren tarafından daha ağır şartlarda olan kapak üretim bölümüne gönderildiğini, müvekkilinin meslek hastalığı ve işyerinden kaynaklı tüm çalışma gücü kaybının %21 den fazla olduğunu, daha fazla meslek hastalığı nedeniyle çalışamayan müvekkilinin işten ayrılmak zorunda kaldığını, meslek hastalığının oluşmasında davalı...
DEĞERLENDİME VE GEREKÇE: İşbu dava meslek hastalığı nedeniyle rücuen tazminat istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; Davacı kurum, sigortalısının davalı işyerinde çalışması nedeniyle yakalanmış olduğu meslek hastalığı nedeniyle sigortalıya bağlanan gelir ile ödenen tedavi masrafının davalı işverenden rücuen tahsili talebiyle açtığı davada mahkemece davanın reddine karar verilip, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
Sigortalının mesleğini icrası sırasında sürekli tekrarladığı faaliyetlerden dolayı ya da icra edilen işin niteliği veya işin şartları nedeniyle mesleği ile bağlantılı olarak meydana gelen hastalıklar da sosyal güvenlik sistemi içerisinde bir sosyal risk olarak kabul edilmekte ve bu hastalıklar meslek hastalığı olarak nitelendirilmektedir. İş kazası ani bir olay olmasına karşın meslek hastalığı, belirli bir zaman dilimi içerisinde tekrarlanan bir sebeple oluşmaktadır. Meslek hastalığı, işin nitelik ve yürütüm şartlarından dolayı ya da işyerinin durumu dolayısıyla yavaş yavaş ortaya çıkan bir sağlık sorunudur....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 12/03/2020 NUMARASI : 2018/299 Esas - 2020/129 Karar DAVA KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının davalıya ait işyerinde çalışırken meslek hastalığına yakalanarak % 10,2 oranında malül kaldığını, bu nedenlerle madden ve manen zarara uğradığını belirterek; %10,30 mesleki malüliyet için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10,00 TL maddi- 10.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekilinin istinaf sebepleri yönünden; Uyuşmazlık; meslek hastalığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Yerel mahkeme gerekçeli kararında; "Davacı taraf davalı iş yerinde 01/04/2004- 04/12/2007 tarihleri arasında çalıştığını, paketleme bölümünde istif işçisi olarak görev yaptığını, yapmış olduğu görev nedeniyle hastalandığını ve kendisine bel fıtığı teşhisi konulduğunu, bel fıtığı nedeniyle ameliyat olduğunu ardından tekrardan iş yerinde çalışmaya devam ettiğin, iki yıl daha çalıştıktan sonra yeniden rahatsızlanarak ikinci kez bel fıtığı nedeniyle ameliyat olduğunu, davacı da bel fıtığı rahatsızlığı ile kemik erimesi hastalığının bulunduğunu, söz konusu rahatsızlıklarının meydana gelmesinde davalı tarafın tam kusurlu olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmektedir. Söz konusu maddi ve manevi tazminat istemi meslek hastalığı iddiasına dayandırılmaktadır....
Mahkemece, işyeri hekimince verilen sağlık raporlarında davacının işyerinde çalışmasında sakınca olmadığının belirtilmiş olması, işverence kontrollerin düzenli olarak yapılması ve davacının işten ayrıldıktan sonra benzer iş yapan başka bir işyerinde çalışmaya başlamış olması nedenleriyle, işçinin iş sözleşmesini sağlık sebepleriyle haklı fesih şartlarının oluşmadığı kabul edilmiş ise de davacının kaşıntı hastalığı sebebiyle meslek hastalığına yakalandığına dair rapor ortadadır. İşyeri hekimince verilen raporlarda davacının yaptığı işte çalışabileceği belirtilmiş ise de meslek hastalığı teşhisi Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi tarafından konulmuştur. Davacı davalıya ait işyerinde kumlama işinde çalışmış, işten ayrıldıktan sonra girdeği yeni işyerinde kauçuk bölümünde pres işçisi olarak çalışmıştır....