Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı ... vekili meslek hastalığı nedeniyle açılan tazminat davalarında esas alınacak zamanaşımının Borçlar Kanununun 60’ıncı maddesi gereği 1 yıl olduğunu, davada zamanaşımı süresinin geçtiğini, meslek hastalığının müvekkillinin Kurum işyeri çalışmalarından doğmadığını bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca meslek hastalıklarının özellik ve nitelikleri gereği ne kadar önlem alınırsa alınsın engel olunamayan hastalık türlerinden olduğundan müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacının meslek hastalığı nedeniyle efor kaybına uğramadığını, davacının işyerinde hâlen çalışmaya devam etmesinin bu durumu kanıtladığını, ayrıca davacının meslek hastalığının oluşumunda müterafik kusuru ile kaçınılmazlık durumunun zarar hesabında dikkate alınması gerektiğini, maddi tazminat hesaplanırken PMF cetvelinin esas alınmaması gerektiğini belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ölümün meslek hastalığı sonucu olmadığını, istenilen tazminatın fahiş olduğunu, usul ve yasaya aykırı olarak açılan davanın reddi talebinde bulunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince; " .... SGK dan getirtilen belgelere göre davacı murisinin 21/04/2018 tarihinde vefat ettiği, Zonguldak Uzunmehmet Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesi sağlık kurulu raporu ile sigortalının ölümünün tutulduğu meslek hastalığı ve buna bağlı komplikasyonlar sonucu olmadığına karar verildiği, sigortalının hak sahiplerinin itirazı üzerine YSK'nın 26/02/2020 tarihli raporu ile sigortalının ölümünün meslek hastalığı sonucu olduğuna oy birliği ile karar verildiği anlaşılmıştır. Raporlar arasındaki çelişki nedeniyle murisin sağlığındaki mesleki son malüliyet oranı nazara alınarak Adli Tıp Kurumundan da rapor aldırılması yoluna gidilmiş Adli Tıp 1....

    İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 11/02/2021 NUMARASI : 2019/260 Esas - 2021/19 Karar DAVA KONUSU : Ölümün Meslek Hastalığı Sonucu Olduğunun Tespiti KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı murisi Mehmet Karadeniz'in TTK ya ait maden ocaklarında çalışmakta iken meslek hastalığına yakalandığını, murisin meslek hastalığı nedeni ile tedavi gördüğünü, sağlığında davalı SGK tarafından meslek hastalığı sürekli iş göremezlik derecesinin %78 olduğunun belirlendiğini, murisin ölümü ile davalı kuruma başvuru yaparak ölümünün meslek hastalığı sonucu olup olmadığının tespiti taleplerinin davalı kurumca ölümünün meslek hastalığı sonucu olmadığının YSK raporu ile tespit edilmesi nedeni ile reddedildiğini ancak bu tespitin yerinde olmadığını ve Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılması gerektiğini belirterek davacı murisi Mehmet Karadeniz'in meslek hastalığı sonucu öldüğünün tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    K A R A R Dava, iş kazası sonucu oluşan sürekli iş göremezlik nedeniyle davacının manevi tazminat istemine ilişkindir. Bu tür davalarda sigortalıda oluşan iş göremezlik oranının tazminat miktarını doğrudan etkileyeceği açıktır. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 19. maddesidir. Anılan maddeye göre iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum sağlık kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalının sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanacağı, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir....

      Davacının sürekli iş göremezliğe yol açmayacak biçimde meslek hastalığı geçirdiği, meslek hastalığının meydana gelmesinde davalı işverenin % 70 oranında kusurlu olduğu, meslek hastalığının % 30 oranında kaçınılmaz nedenlerle meydana geldiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalıya verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya karşı ilk itirazlar ileri sürmüş, meslek hastalığının oluşumunda davalı kurumun kusurunun bulunmadığını belirtmiş, maluliyete itiraz edilmiş ve davanın reddinin gerektiğini beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Davanın kısmen kabulüne, Davacının maddi tazminat isteminin KABULÜ ile; 6.790,78 TL maddi tazminatın meslek hastalığı nedeniyle fark maluliyetin tespit edildiği 22/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Davacının manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ ile; 10.000,00 TL manevi tazminatın meslek hastalığı nedeniyle fark maluliyetin tespit edildiği 22/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, karar verilmiştir....

        B) Manevi Tazminat hükmü yönünden yapılan temyiz incelemesinde ise ; 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere, temyiz edenin sıfatına, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava, sigortalının 23/07/2015 tarihinde tespit edilen meslek hastalığından sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, davacı sigortalının meslek hastalığı nedeniyle 23/07/2015 tespit tarihi itibariyle % 60 oranında malul kaldığı, meslek hastalığının gelişmesinde mahkemece itibar edilen bilirkişi raporuna göre davalı işveren TTK’nın % 88,58 oranında kusurunun bulunduğu aynı zamanda, %11,42 oranında kaçınılmazlığın etkili olduğu, anlaşılmaktadır....

          İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 16/04/2019 NUMARASI : 2019/25 Esas - 2019/133 Karar DAVA KONUSU : İş (Kurumun İşverenden Rücuen Tazminat İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sigortalı İsmail Dağlı'nın davalıya ait iş yerinde çalışmaları nedeni ile yakalandığı meslek hastalığı sonucu malul kaldığını, sigortalının meslek hastalığına yakalanmasında davalı işverenin kusurlu olduğunu ve sigortalının meslek hastalığına yakalanması nedeni ile davacı kurumca sigortalıya 51.182,27 TL ilk peşin sermaye değerli gelir bağlandığını belirterek meslek hastalığına yakalanan sigortalı İsmail Dağlı'ya bağlanan gelir yönünden rücu alacağının tespiti ile kurum zararlarından şimdilik peşin sermaye değerinden kaynaklı 1,00 TL nin gelirin onay tarihi olan 24/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Mahkemece feragat nedeniyle maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmiştir. 03.09.2007 tarihli dava dilekçesinden açıkça anlaşıldığı üzere davacılar, meslek hastalığı sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunurken, miras bırakanlarının ölümünün meydana gelmesinde hiçbir kusurunun olmadığını belirtmiş, giderek davalı işverenin tam kusuruna dayanmış yargılama devam ederken kazanın kaçınılmazlık sonucu meydana geldiği davacılar vekili tarafından kabul edilmiştir. Mahkemece talep edilen miktardan bir miktar indirim yapılmak suretiyle manevi tazminatın belirlenmesi gerekirken isteğin aynen hüküm altına alınmış olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır....

            İhtisas Kurulu ile Adli Tıp Genel Kurulu’nun raporlarına göre sigortalının vefatının meslek hastalığı sonucunda gerçekleştiğinin tespit edildiği, Ordu Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 24.07.2012 tarihli yazısında, davacının kendi sigortalılığı nedeniyle 01.10.2011 tarihinden itibaren aylık almakta iken, sigortalı eşinin 13.03.2011 tarihinde vefatı nedeniyle sigortalı eşinde aylık ve gelir bağlandığı, ancak 5510 sayılı Kanunun geçici 7.maddesi gereğince “ Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce birden fazla dosyadan gelir veya aylık alınması ve Kanunun yürürlük tarihinden sonra yeni dosyadan gelir veya aylık alınmasına hak kazanılması durumunda yeni bağlanacak dosyadaki gelir ve aylık miktarı da dahil olmak üzere mukayese yapılarak en düşük miktarlı dosya kapsamdan çıkarılır.” maddesi gereğince müteveffa sigortalı eşten bağlanan Meslek Hastalığı gelirin kesildiğinin bildirildiği, mahkemece bu cevaba itibarla davacının ölenin desteğinde olmadığı kabul edilerek maddi tazminat isteminin reddine...

              UYAP Entegrasyonu