Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, malın tesliminden itibaren 6 aylık sürenin geçmiş olduğunu, TTK.25/4 maddesine göre zamanaşımı definde bulunduklarını, dava konusu malın davacı şirkete teslim edildiğini, her ne kadar malın ayıplı olduğunu kabul etmeseler de müvekkilinin itibar kaybına uğramamak amacıyla 472 ton yağı bedelsiz olarak verdiğini, müvekkilinin verdiği mallardan kaynaklı açık ya da gizli ayıbın mevcut olmadığını, belirtilen ayıbın da malın boşaltma limanında bekletilmesinden kaynaklandığını ve müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacının veya dava dışı Cezayir firmasının TTK 25/3 maddesi uyarınca 2 gün içinde malı muayene ettirip 8 gün içinde itirazda bulunmadıklarını, Cezayir ile ülkemiz arasında tenfiz anlaşması olmadığından Cezayir’deki davanın kesin hüküm veya kesin delil niteliği taşımayacağını, bu nedenlerle davacının müvekkilinden talepte bulunmasının yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

    Maddesinde ayıplı malın tanımı "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir...." şeklinde yapılmıştır. 6502 sayılı yasanın 11....

    kalemleri toplamının 16.282,47- TL olduğu, yine sözleşmeye ve ekli projeye göre 2.90 metre olması gereken yüksekliğin 2.60 metre olması dolayısıyla davacının bağımsız bölümünde 100.000,00- TL değer kaybının oluşacağı, bu haliyle davacının toplam zararının 116.282,47- TL olup alınan bilirkişi raporunun bu haliyle hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmış, davacının maddi tazminat talebinin kabulüne; davacının manevi tazminat talebinin ise mal varlığına yönelik davalarda davacının manevi zararının oluşmayacağı, bu yönde de bir delilinin bulunmadığı anlaşıldığından reddine, yönelik karar verilmiştir....

    Uyuşmazlık noktası ise dava konusu ürünün ayıplı olup olmadığı ve bu ayıptan davalının sorumlu olup olmadığına ilişkindir. Yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere satıcı satılan maldaki ayıptan sorumludur. Ancak bu sorumluluğun doğması için TTK ve TBK’da ayıp ihbar süreleri düzenlenmiştir. Satışa konu malın açıkça ayıplı olması halinde teslimden itibaren --- gün, açıkça ayıp olduğu belli değil ise ---- gün, ayıp gizli ayıp niteliğinde ise ayıbın ortaya çıktığı andan itibaren makul sürede satıcıya ayıp ihbarında bulunulması gerekmektedir. Belirtilen bu sürelerde ve usulüne uygun şekilde ayıp ihbarında bulunulduğu davalı tarafından ispat edilememiştir. Bu nedenle davalının ayıplı ifa iddiasına itibar edilmemiştir. Takibe konu edilen fatura davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalının ticari defterlerinde kayıtlı değildir. Davacının ticari defterlerinin delil olarak kabul edilebilmesi için davalının defterlerindeki kayıtlar ile çelişmemesi gerekmektedir....

      Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir." hükmüne yer verilmiştir. 6502 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde, malın ayıplı olması durumunda tüketicinin seçimlik haklarından tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ne var ki, tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır. Davacı vekili 18/12/2019 tarihli dilekçesi ile davalı vekili rapora itiraz dilekçesinde "seçimlik haklarımızın ayıpsız misli ile değiştirilmesi mi yoksa bedelinin iadesi hususunu sormaktadır....

      -KARAR- Davacı vekili, faturaya dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini, müvekkilinden alınan malın ayıplı olmadığını, sorun varsa da bunun davalının uygulama aşamasındaki deneyimsizliğinden kaynaklandığını ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıdan alınan zemin kaplama malzemesinin ayıplı olduğunu, durumun 05.12.2011 tarihli ihtarname ile davacıya bildirildiğini, tespit raporu ile de malzemenin ayıplı olduğunun anlaşıldığını belirterek, davanın reddini istemiştir....

        Yine aynı kanunun 10. maddesinde "Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz." olarak tarif edildiğini, malın ayıplı olduğunu kabul etmemekle birlikte, malın ayıplı olduğu varsayılsa bile süresi içerisinde davacı tarafça yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığını, iddiaya göre malın ayıplı olduğunun tespit edildiği ve defalarca görüşüp yenilenmesinin istediğini, bu şekliyle davacı varlığını iddia ettiği ayıbı çok önce fark ettiğini ancak yazılı bir ayıp ihbarı yapmadığını beyan ettiğini, yasal süre içerisinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığından davanın reddinin gerektiğini, bilirkişi raporunda bile davacı tarafa satılarak teslim edilen ürünlerdeki tüm ayıpların gizli ayıp niteliğinde olmadığı yani açık ayıp niteliğinde olduğunun tespit edildiğini, ancak malın ayıplı olduğunu kabul etmemekle birlikte, malın ayıplı olduğu varsayılsa bile varlığı iddia olunan ayıpların...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın yerel mahkemenin gerekçeli kararında açıkça belirtildiği üzere, yanlar arasındaki sözleşme gereğince davalının konaklama hizmetlerini gereği gibi yerine getirmediğinden asıl davanın ayıplı hizmet ve bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit; birleşen davaların ise maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olmasına ve böylece mahkemenin benimsemesine göre, uyuşmazlığın tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklanmasına, bu tür uyuşmazlıkların tacirler arası hizmet sözleşmesi niteliğinde kabul edildiği yolunda son Başkanlar Kurulu toplantılarında kararlaştırılarak görevli dairenin Yüksek 23. Hukuk Dairesi olduğunun belirlenmesine göre, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 23. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 15.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          DEĞERLENDİRME VE SONUÇ : Dava, 6098 Sayılı TBK'nin 217-231 Maddelerinde Düzenlenen Ayıplı Mal Nedeniyle Düzenlenen İade Faturasına Dayalı Olarak Başlatılan İcra Takibine Yapılan İtirazın İptali, Takibin Devamı Ve Tazminat İstemine İlişkindir. (Ticari Satıma Konu Ayıplı Maldan Kaynaklanan ) 6102 sayılı TTK'nin 4/2 maddesi gereğince davanın değerine göre 6100 Sayılı HMK'nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi hale gelen işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve uyuşmazlık belirlenmiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak - tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R AR- Davacı vekili, Amerikan bezi teslimine ilişkin ihaleyi kazanan müvekkilinin davalı ile hambez alım sözleşmesini imzaladığını, şartnamede yazılı koşullara göre malın tesliminin sözleşmede açıkça kararlaştırıldığını ve davalıdan 50.000 metre bez satın alınarak bedelinin ödendiğini ancak ihale verenin yaptığı muayene sonucu malın fiziksel niteliklerinin şartnameye uygun olmadığı tespit edilerek, malın ayıplı olması nedeniyle müvekkilinin teminat mektubunu nakde çevrilip, irat kaydedildiğini davalının akde aykırı ve ayıplı mal satması nedeniyle müvekkilinin kar kaybı olduğunu, ayrıca davalının ayıplı mal vermesi ve ihalenin feshi nedeniyle müvekkili...

              UYAP Entegrasyonu