Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz. (2) Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. Bunların dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları saklıdır." Ayıplı mal sebebiyle tüketicinin seçimlik hakları aynı yasanın 11.maddesinde düzenlenmiş olup, şu şekilde hükme yer verilmiştir:"(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,seçimlik haklarından birini kullanabilir....

Ayıbın çok erken bir safhada tespit edilmiş olmasına rağmen tüketicinin uzun bir süre seçimlik haklarını kullanmamış olması duruma göre Türk Medenî Kanunu'nun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde bir hakkın kötüye kullanılması itirazı ile karşılaşabilecektir. 2. Bu durumda 10 uncu madde gereğince ayıbın açık ya da gizli olduğu husususun bir öneminin bulunmadığı, malın teslim ya da taşınmazın devir tarihinden itibaren zamanaşımı süreleri içinde 6 ay içinde bildirilen ya da dava açılan uyuşmazlıklarda malın ayıplı olmadığının isbat yükünün satıcıda, 6 ay sonra bildirilen ya da açılan davalarda da malın ayıplı olduğunun isbatının alıcıda olduğunun kabulü gerekmiştir. Zamanaşımı sürelerinin değerlendirilmesinde de aynı kanunun 12/3 maddesinde açıklanan şekilde ayıbın ağır kusur ya da hile ile gizlenmesi durumunda satıcının zamanaşımı hükümlerinden yararlanamayacağının da gözden kaçırılmaması gerekecektir. 3....

    Uyuşmazlık davacı tarafından davalıya satılan malların bir kısmının ayıplı olduğu iddiasına dayanmakta olup, tüm malın davalı tarafından teslim alındığı hususu tarafların da kabulündedir. Bu durumda, davacının bir kısım malın ayıplı olduğu yönündeki iddiasını taraflar tacir olduğundan TTK hükümlerine göre kanıtlamak zorundadır. Davacı tarafça düzenlenen ve davalı tarafından kabul edilen 1 adet reklamasyon faturasının bulunması, davacı tarafından düzenlenen ve davalı tarafından kabul edilmeyen faturalar yönünden emsal teşkil etmez. Hal böyle olunca, davalı tarafından kabul edilmeyen reklamasyon faturalarındaki ayıpların davacı tarafça kanıtlanmamış olduğu gözetilerek bir hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi isabetsizdir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 18/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      DELİLLER : -Davaya konu fatura, sertifika ve taşıma belgeleri, ------ talimat sayılı dosyası ile yapılan keşif ve aldırılan bilirkişi raporu, -----sayılı dosyası ile aldırılan bilirkişi raporu, ----- sayılı dosyası ile aldırılan bilirkişi raporu, ---- sayılı dosyası ile aldırılan bilirkişi raporu, -Davacı vekilinin mahkememize sunduğu ----tarihli talep arttırım dilekçesi, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT: Dava, taraflar arasında ticari ilişkiye istinaden ayıplı ürün/mal satışından kaynaklanan ayıplı ürün/mal satış bedeli ile ayıplı ürünün/malın kullanılmasından doğan hür türlü zarara dayalı olarak açılan alacak davasıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Bozdoğan Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 24.9.2007 gün, 11093-10684 sayılı, 15.Hukuk Dairesinin 26.10.2007 gün 6446-6656 sayılı 3.Hukuk Dairesinin 4.12.2007 gün 18912-18490 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava; satılanın ayıplı olduğu iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 13.3.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, sıfır km olarak satın alınan aracın üretimden kaynaklı boya hatası ve ayıplı olması nedeni ile malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi ikinci kademede ayıplı malın bedelinin iadesi, üçüncü kademede ayıp oranında bedelden indirim istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

          İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava; davalıdan satın alınan mobilyaların ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve bedel iadesi istemine ilişkindir....

          Malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 8. maddesinde düzenlenmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı TKHK.’nun 10. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre; teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir, bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bir malın altı ay boyunca sorunsuz çalışması, hayatın olağan akışına uygun olarak kabul edilmiş ve bu süre içinde mal yine de bozulmuşsa, kaynağında yani teslim anında var olan bir ayıbın yattığı sonucuna varılmıştır. Kuşkusuz satıcının bunun aksini ispat etmesi imkânı her zaman vardır....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, ayıp iddiasına dayalı ürün bedelinin iadesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgeler incelenmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. maddesi uyarınca inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde re'sen gözetilecektir. Somut olayda, davacının davalıdan yatak odası, baza, başlık, yatak, orta sehpa satın aldığı, ürünlerin 09/08/2019 tarihli teslim fişi ile davacıya teslim edildiği, davacının davalıdan satın aldığı ürünlerin ayıplı olduğunu ileri sürerek ürün bedelinin iadesini ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, davalının ise ürünlerin ayıplı olmadığını savunduğu, davacının davadan sonra bir kısım ürünleri evde çok yer kapladığı gerekçesiyle mobilyacı marifetiyle söktürerek depoya kaldırdığı, bilirkişinin ürünleri depoda inceleyerek mevcut durum itibariyle kök ve ek rapor düzenlendiği anlaşılmıştır....

          bu dava ile talep edilen alacak kalemlerinin dava konusu malın satımı ile ilgili olmadığını, itiraz ettiklerini, talebe konu alacak kalemlerinin fahiş olduğunu talep edilemeyeceğini, dava konusunun ayıplı olup ayıplı maldan satıcı davacının sorumlu olduğunu, müvekkilinin TBK 220 maddesi uyarınca sözleşmeden dönme hakkının bulunduğunu, müvekkiline satılmış olan malın ayıplı olması nedeniyle oluşan zararın tazminine ilişkin hakları saklı tuttuklarını, malın ayıplı olmasına rağmen dava açmakta kötü niyetli davranan davacı olup HMK 329 maddesinin uygulaması talebinin yerinde olmadığını, müvekkili kötü niyetli olmadığından disiplin para cezasının uygulanmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, davanın öncelikle yetki yönünden ve esas yönünden reddine karar verilmesini savunmuştur....

            UYAP Entegrasyonu