Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; davalı noter tarafından düzenlenen vekaletnameye dayalı olarak davacıya satılan taşınmazın tapusunun mahkeme kararıyla iptal edilmiş olması nedeniyle, davacı tarafından davalılar Tapu Sicil Müdürlüğü (Hazine), noter, taşınmaz maliki ve emlakçı aleyhine açılan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece Yargıtay (kapatılan) 20. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamına uyularak karar verilmiş; hüküm davalılardan Tapu Sicil Müdürlüğü (Hazine) vekili ve noter tarafından temyiz edilmiştir. Davanın açıklanan niteliğe ve özellikle uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkinin tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkin olmasına, Yargıtay (kapatılan) 20. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamına uyularak karar verilmiş olduğunun anlaşılmasına göre hükmü temyizen inceleme görevi Yargıtay 5. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 5....

    anlaşıldığını, müvekkilinin İstanbul da yaşadığını, bu nedenle yılın belli zamanlarında ilçeye geldiğini, en son ocak ayı içerisinde ilçeye geldiğinde kendisİne ait tapu kayıtları üzerinde bir kısım işlerin intikal ve işlem yaptıklarını duyduğunu, bunun üzerine taşınmazın eldeki kayıtlara göre kendisine ait olduğunu, bir sıkıntı olmadığını söylediğini, bununla da yetinmeyen müvekkilinin Akkuş Tapu Sicil Müdürlüğüne gittiğinde taşınmazın 1/3 hissesinin kendisine ait olduğunu, 2/3 hisselik kısmın başkaları adına tescili olduğunu öğrendiğini, müvekkilinin bu durumu öğrenir öğrenmez, taşınmazı satan Sadık Oral ile görüştüğünü, Sadık Oral'ın kendisinin taşınmazını sattığını, ancak m² olarak bilmediğini söylediğini, tapu kayıtlarının doğru tutulmasından devletin sorumlu olduğunu, sicil memurlarının dayanaksız ve hukuksal duruma uymayan tapu kaydı düzenlemesinin devletin sorumluluğu altında olduğunu, bu nedenle taşınmazın cins ve nevi yüzülçömü gibi taşınmazı ve değerini belirleyen unsurların...

    Mahkemece davanın yargı yolunun caiz olmaması sebebi ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı idare vekilince istinaf edilmiştir. 4721 sayılı TMK'nun 38. maddesi "kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlar, kusurlu memura rücu edilmek kaydıyla Devletçe tazmin edilir"; sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ise; "tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devlet sorumludur." hükümlerini içermektedir. Dava konusu olayda, yanlış tapu kaydı üzerine haciz şerhi konulması ve taşınmazın ihale yoluyla alıcıya satılması nedeniyle Devletin kusursuz sorumlu olduğu bir zararın oluştuğu muhakkak olup, bu zararın tazmininin ise Devletten istenebileceği gözetilerek, davanın esasına girilip kabulüne karar verilmesi gerekirken yargı yolunun caiz olmaması sebebi ile reddi usul ve yasaya aykırı görülmekle (benzer bir uyuşmazlığa ilişkin bkz. Y. 5....

    Sevimli’den satın aldığı ancak dava konusu taşınmazın Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce 2001 yılında kamulaştırıldığı ;kamulaştırma nedeniyle dava konusu taşınmazın 16.842,57 m2 yüzölçümlü 710 parsel ve göl alanı olarak 5.416,75 m2 yüzölçümlü 711 parsel sayılı taşınmazlara ifraz edildiği ve DSİ adına tesciline karar verildiği halde tescilin tapu sicilinde işlem görmediği Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından 711 parsel sayılı taşınmaza ilişkin çifte tapudan kaynaklı olarak açılmış olan Oğuzeli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/165 E. sayılı dosyanın 08/09/2015 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise tapu iptal tescil davası derdest iken 06/06/2011 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresinde açıldığı tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arazi niteliğindeki 711 parsel sayılı taşınmaz bakımından davalı ... Hazinesi aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

      Davacıların, davalı bakanlığa yönelik tazminat isteminin yasal dayanağı TMK’nın 38 inci maddesidir. Anılan maddenin birinci fıkrası; "Kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlar, kusurlu memura rücu edilmek kaydıyla, Devletçe tazmin edilir." hükmünü içermekte olup, devletin kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlardan sorumluluğu düzenlenmiştir. Yasanın bu açık hükmünün kaynak olduğu devletin sorumluluğundan söz edebilmek için, kişisel durum sicilinin tutulmasında nüfüs memurunun hukuka aykırı bir işleminin ve bununla zararlı sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekmektedir. Somut olayda; davacılar, kimlik bilgilerini kullanan kişilerin başvurusu üzerine nüfus memurluklarınca (sahte) nüfus cüzdanlarının düzenlendiğini ve sonrasında bu nüfus cüzdanları kullanılarak düzenlenen vekaletname ile taşınmazların satılması nedeniyle zararın doğduğunu ileri sürmüşlerdir....

        Maddesine göre Devletin tapu sicil kayıtlarının tutulmasından kaynaklanan bir kusuru bulunmadığı kanaatine varılmakla açılan davanın reddine karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tapu Sicilinin Tutulmasından Kaynaklanan Tazminat istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2022 tarihinden itibaren geçerli 1047 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 4. Hukuk Dairesi iş bölümünün 26. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat davaları (TMK m. 1007) sonucu verilen hüküm ve kararlar" şeklindeki düzenleme, 27. maddesinde ise; "Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptalinden kaynaklanan ve Devlet aleyhine açılan tazminat davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenlemeler karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'ne aittir....

        Birinci aşamada sahte bir belgeye (sahte vekaletname, sahte veraset belgesi veya dava konusu olayda olduğu gibi sahte nüfus örneği) dayalı olarak gerçekleştirilen ve oluşturulan bir tapu sicil kaydıdır. Bu işlemle doğru bir sicil kaydı kaldırılmakta ve yerine doğuşu sakat bir sicil kaydı oluşturulmaktadır, işte bu durumda, asıl ve gerek kayıt malikinin eski MK.nun 917 veya yeni MK.nun 1007. maddelerine dayalı olarak Devlet'in kusursuz sorumluluğuna gidebilmesi yerinde ve zorunludur. Ne var ki, gerek öğreti, gerekse uygulamada bu halde dahi gerçek kayıt malikine anılan maddelere göre, doğrudan dava hakkı tanınmamaktadır....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/05/2019 NUMARASI : 2018/342 ESAS, 2019/315 KARAR DAVA KONUSU : Kişisel Durum Sicil Kaydı Tutulmasından Kaynaklı KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Altınova ilçesi, 748 parsel sayılı ve 1610 m2 yüzölçümlü taşınmazın tamamının tapuda müvekkili adına kayıt ve tescilli bulunduğunu, müvekkilinin dava konusu taşınmazın tapuda orman ile ilgili herhangi bir kısıtlayıcı ibare olmaksızın 12/11/2012 tarihinde satın aldığını, satın almasından çok sonraki bir tarihte 10/10/2013 tarihinde tapu kaydının beyanlar hanesine davalı tarafından tescilli orman arazisi kaydı konularak müvekkilinin taşınmaz üzerindeki mülkiyet ve tasarruf haklarının tamamen kısıtlandığını ve taşınmazın Yalova 3.Asliye Hukuk Mahkemseinin 2016/541 esas 2017/567 karar sayılı ilamı ile orman olarak tescil edildiğini...

          Tapu sicilini düzenleyen kişiler, Tapu Sicil Müdürlüğü dışında kaldığı, Kadastro işlemi, satış, devir gibi kişilerarası işlemlerle düzenlenen sicil tapu kaydına aktaran ve bu şekilde sicili tutan ise Tapu Sicil Müdürlüğüdür, sicili düzenleyen kişiler arası işlemler için Devletin sorumluluğunun söz konusu olmadığını, sorumluluğu doğuracak uygun illiyet bağı olmadığını, Tapu Sicilinin tutulmasından kaynaklanan MK.107. maddesine dayalı bir tazminat yükümlülüğünden bahsedilemeyeceğini, Devlete atfedilecek bir kusur olmadığından Hazine yönünden reddi gerektiğini, 3402 sayılı Kadastro Kanunu 41....

          İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre; dava, tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin 01.09.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 25/06/2020 tarihli, 564 ve 586 sayılı Bölge Adliye Mahkemeleri İş Bölümü Kararı gereğince; "Tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat davaları (TMK m. 1007) sonucu verilen hüküm ve kararlar," a ilişkin incelemenin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, işbölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, Dair; dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 08/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

          UYAP Entegrasyonu