Boşanma kararı verilmiş olması manevi tazminat ödenmesine gerekçe yapılamaz. Zira evliliğin sona ermesi, tek başına kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilemez. Aynı şekilde birlik görevlerini yerine getirmemek, evin ihtiyaçları ile ilgilenmemek, ev kirasını veya faturaları ödememek, evi sebepsiz terk etmek, eve bakmamak, eve geç gelmek, bağımsız konut temin etmemek, birlikte yaşamaktan kaçınmak, çalışmamak, sık iş değiştirmek, mali yükümlülükleri yerine getirmemek, dava açarak fiili ayrılığa sebebiyet vermek gibi kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu kabul edilmeyen kusurlu davranışlar nedeniyle manevi tazminat ödenmesine karar verilemez. 8....
Boşanma kararı verilmiş olması manevi tazminat ödenmesine gerekçe yapılamaz. Zira evliliğin sona ermesi, tek başına kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilemez. Aynı şekilde birlik görevlerini yerine getirmemek, evin ihtiyaçları ile ilgilenmemek, ev kirasını veya faturaları ödememek, evi sebepsiz terk etmek, eve bakmamak, eve geç gelmek, bağımsız konut temin etmemek, birlikte yaşamaktan kaçınmak, çalışmamak, sık iş değiştirmek, mali yükümlülükleri yerine getirmemek, dava açarak fiili ayrılığa sebebiyet vermek gibi kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu kabul edilmeyen kusurlu davranışlar nedeniyle manevi tazminat ödenmesine karar verilemez. 8....
Somut uyuşmazlıkta, Türk Medeni Kanunu'nun 24. maddesi ve Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesi gereğince kişisel değerlere saldırı halinde manevi tazminat istemli davada Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Şu halde, davanın yargılama yeri genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna göre, işin esası incelenip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden davalı vekilinin istinaf istemi yerindedir." şeklindeki açıklamalarının ışığı altında, davalıya karşı açılan davanın sosyal medya yolu ile davacının kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, manevi tazminat istemli davalarda Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu hususları hep bir aradadeğerlendirilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Açıklanan nedenlerle, TBK'nın 58. maddesine göre, davalının eylemi, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemez. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının tüm, davalının öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/04/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dava; davacının dava dışı eşi ile davalının evlilik dışı birlikteliğinden kaynaklanan kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir....
M.. aleyhine 02/12/2013 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/03/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, halen Türkiye Büyük Millet Meclisinde görev yapan milletvekili olduğunu, davalının da aynı sıfatla görev yaptığını, meclis çalışmaları sırasında davalının hakaret yoluyla kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu iddia ederek, uğradığı manevi zararın davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 11/03/2009 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 07/10/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava; yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Dava konusu röportajda davalının söylediği sözler davacının müzik tarzı, giyimi, davranışları ve makyajını eleştiri mahiyetinde olup kişilik haklarına saldırı teşkil edecek nitelikte değildir; bu sözler davalının değer yargısını içermektedir.Yerleşmiş Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi uygulamasına göre değer yargısının aksinin kanıtlanması olanaksız ya da zor olup kişilik haklarına saldırı niteliğinde kabul edilemez. Dolayısıyla bu röportajdaki beyanlar için istenen manevi tazminatın reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
aleyhine 08/12/2014 gününde verilen dilekçe ile yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı; ......
Eleştiri yazısının genel havası dikkate alındığında bu benzetmenin saldırı nitelikli olduğu açıktır. Yerel mahkemece anılan yön gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN : Davacı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, haberde kullanılan dil ve yapılan eleştirinin davacının kişilik haklarına saldırı anlamında görülmediği, yayının eleştiri sınırları içinde kaldığı, davacının kişilik haklarına saldırının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....
Kişilik hakkı hukuka aykırı bir şekilde zedelenen kişinin Aynı Kanunun 58. maddesi gereğince manevi tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan nesnel (objektif) eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK 158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (Türk Borçlar Kanunu 56) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (Türk Borçlar Kanunu 58). Bunlardan TMK.'nun 24. maddesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesi daha kapsamlıdır....