KORUMA YÜKÜMÜNE AYKIRILIKNÜFUS BİLGİLERİNİN RIZA DIŞI KULLANILMASIKİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI NEDENİMANEVİ TAZMİNAT İSTEMİABONELİK SÖZLEŞMESİ GEREĞİ KİMLİK BİLGİLERİNİN VERİLMESİNÜFUS HİZMETLERİ KANUNU (5490) Madde 9TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 24TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 2BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 49 "İçtihat Metni"Taraflar arasındaki “kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 1.Tüketici Mahkemesince davanın reddine dair verilen 12.02.2013 gün ve E:2012/947, K:2013/83 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 19.09.2013 gün ve E:2013/11865, K:2013/14563 sayılı ilamı ile; (…Dava kişilik haklarına saldırı nedeni ile tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; karar davacı tarafından temyiz edilmiştir....
G.. aleyhine 14/05/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 24/04/2013 tarihinde yayınlanan, davalının konuk olarak katıldığı, Genç Bakış isimli programda, kendisi hakkında söylediği sözler nedeniyle, kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur....
Ben, seni yapacağın bilimsel çalışmalarınla görmek isterim, Sana her türlü yardımı yapmaya hazırım. ile birlikte hareket edip adını kirletme" dediğini öğrendiğini, bu sözlerle davalının hakaret yoluyla kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu iddia ederek, uğradığı manevi zararın davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece , davalı tarafından söylenen sözlerin davacının kişilik haklarını ihlal eder nitelikte olduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından, taraflar arasında öteden beri süregelen anlaşmazlıklar olduğu, hakaret, tehdit ve kasten yaralamaya teşebbüs suçlarına dayanarak açılan başka manevi tazminat davasının olduğu, aralarındaki anlaşmazlığa yönelik tanık beyanlarının da bulunduğu anlaşılmakla, tüm bu hususlar değerlendirildiğinde davalı tarafından söylendiği iddia olunan sözlerin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığının kabulü gerekmektedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... vd. tarafından, davalılar ... vd. aleyhine 24/01/2012 gününde verilen dilekçe ile basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı şirkete ait ... Gazetesinde yayınlanan haberde kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu ileri sürerek manevi tazminat talebinde bulunmuştur....
Oysa, Özel Daire, bozma kararında; “davacı lehine manevi tazminat verilmelidir” sonucuna ulaşırken; “dinlenen tanık beyanlarına göre, boşanma davasından önce ve dava sırasında davalının bir başka kadınla yaşadığı gerçekleşmiştir. Davalı, boşanmada daha fazla kusurludur, davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı bu eylemi davacının kişilik değerlerine saldırı niteliğindendir.” gerekçesine yer vermiştir. Başka bir ifade ile, Yargıtay, davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını sabit görmüş ve bu eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu” bozma kararında kabul etmiştir. Eş deyişle Yargıtay, yerel mahkemenin direnme kararında yer alan “kişilik haklarına saldırı ispatlanmadı” şeklindeki gerekçesini, esasen ilk kararda bu yönde bir gerekçeye yer verilmemiş olduğu halde, değerlendirmiş ve bozma kararında peşinen karşılamıştır....
Bu eylemlerden tehdit vakıası davacının kişilik değerlerine saldırı niteliğinde olup, manevi tazminatı gerektirir. Davacı yararına uygun miktarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, “davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı yönünde tarafsız görgüye dayalı tanık beyanları ile ispat edilemediğinden" bahisle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.10.2018 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 16/07/2009 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/12/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yayın yolu ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, gerçeğe aykırı beyanlarla kişilik haklarını zarara uğratan davalılardan manevi zararının tazmini istemiştir....
ın sorduğu sorulara kitabın yazarı diğer davalı ...’nın verdiği yanıtların Posta gazetesinin 16.12.2007 günlü sayısında “Kadınlık dersi eğreti erkekten” başlığı altında yapılan yayında davacının sürekli bekareti ile övündüğü belirtilmekle birlikte burada kullanılan ifadelerin içeriği gözetildiğinde onun kişilik haklarına saldırı oluşturduğu kabul edilmeli ve davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken istemin tümden reddi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/02/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İNCELEME VE GEREKÇE Dava hukuki niteliği itibari ile kişilik haklarına saldırı sebebiyle açılan manevi tazminat davasıdır. Davanın ---- dosyasından açıldığı ve ----- numarası ile görevsizlikle mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili celse arasında ---- sunduğu anlaşılmıştır. 7155 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK'ya eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde; "(1) Bu kanunun 4'üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır."...
Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü. 1) Davacının davalı şirkete yönelik temyiz itirazları yönünden; Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili; ...Haber TV kanalında 01/07/2011 tarihinde “Org. ... Bilvanis Harekatını İtiraf Etti” başlığı ile yapılan yayının müvekkilinin kişilik haklarına ağır saldırı mahiyetinde olduğunu, yayında yer alan ifadelerin gerçeğe aykırı olduğunu belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar vekili; genel yayın yönetmeni ve programın yapımcısı olmayan davalı ... yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, yayının görünür gerçeğe uygun olduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....