Dava konusu yayında davacıların murisi ...’e kanıtlanamayan bir şekilde açıkça kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu tartışmasızdır. Bir kimsenin kişilik haklarına saldırı niteliğindeki 3. kişilere ait sözlerin bir yayın organında aynen yayınlanması ile o yayın organının sorumluluktan kurtulamayacağı kabul edilmelidir. Diğer bir anlatımla hukuka aykırı olan bir olayı ya da beyanı yayınlayan yayın organı da diğer sorumlu kişinin eylemine katılmış durumdadır. Gerek dairemizin istikrar bulmuş içtihatları ve gerekse Hukuk Genel Kurulu'nun benzeri kararları karşısında davacıların murislerinin kişilik haklarına saldırı teşkil eden sözler ve yayınla davacıların kişilik haklarına saldırı olduğu görüşünde olduğumuzdan çoğunluğun onama görüşüne katılmıyoruz. 13/03/2012...
(TBK 58) madde gereğince kişilik hakkına saldırı nedeniyle manevi tazminat davasıdır. İş bedeliyle ilgili olarak; sözleşmedeki bedelin BK'nın 365. (TBK 480.) maddesinde belirtilen götürü bedel olarak kararlaştırıldığı işlerde, yüklenicinin hak ettiği iş bedelinin saptanması ya da iş sahibinin ödemesinin fazla olup olmadığının belirlenmesi için gerçekleştirilen imalâtın eksik ve kusurlar da dikkate alınarak tüm işe oranının tespiti, bulunacak bu oranın toplam iş bedeline uygulanarak hak edilen bedelin saptanması ve bulunacak bu rakamdan kanıtlanan ödemeler düşülerek hesaplama yapılıp fazla ödeme bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi fazla ödeme varsa iadesi yoksa davanın reddine karar verilmelidir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2014/37 ESAS 2022/301 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Kişilik Haklarına Saldırı Nedenli) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden 6100 sayılı HMK'nun 353/1(b-1/son) cümle uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi; G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından; 01/04/2010 tarihli "Tanıma - Tenfiz davası ile Velayet ve Nafaka Davası" konulu Avukatlık Ücret Sözleşmesi çerçevesinde davalının vekilliğini yürüten davacı Av....
Hukuk Dairesi’nin 12/12/2014 tarihli kararı ile uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşmeye ilişkin bulunduğu gerekçesiyle dava dosyası temyiz incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de uyuşmazlığın özü, taraflar arasında imzalanan göçmenlik başvurusu danışmanlık hizmeti sözleşmesinden kaynaklanmayıp taraflar ve mahkemenin de kabulünden açıkça anlaşıldığı üzere davacıya e-posta yoluyla gönderilen hakaret içerikli yazılardan mütevellit kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat talebine ilişkindir. 04.12.2014 gün ve 6572 Sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 27. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesinde yapılan değişikliğe göre; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı karar uyarınca “Tarafların sıfatına bakılmaksızın, TMK'nın 24 ve TBK'nın 58. maddeleri gereğince kişilik haklarına saldırı nedeniyle (basın yoluyla saldırı dâhil) açılan tazminat davaları...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve ... aleyhine 22/09/2014 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; ... hakkında açılan davanın reddine, ... hakkında açılan davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalılardan ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalılardan ... aleyhine açılan davanın reddine, davalılardan ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/42 esas sayılı dosyasında davalı avukat ile karşılıklı olarak taraf vekilliklerini üstlendiklerini, davalının 24/05/2013 gününde duruşma sonrası adliye koridorunda kalabalığın önünde gıyabında kendisine yönelik hakaretlerde bulunduğunu beyanla, kişilik haklarına yönelik bu saldırı nedeniyle manevi tazminat talep etmiştir. Davalı, davacıya kesinlikle hakaret etmediğini, kendisine yöneltilen ithamların doğru olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır....
Gazetesinde yazı işleri müdürü olan davalı ... tarafından kaleme alınan 08/03/2009 tarihinde internet sitesinde ve 09/03/2009 tarihinde gazetede yayınlanan "eğitilmeye muhtaç eğitimci" başlıklı yazının müvekkilinin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir. Davalılar vekili, haberde kamu yararının bulunduğu, davacının kurumdaki bir bayan öğretmene karşı meslektaşları önünde hakaret ve rencide edici davranışları dolayısıyla eleştirisel bir dil kullanıldığını, cümlenin özellikle seçildiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir. Yerel mahkemece, yazıda kullanılan ifadelerin davacının kişilik haklarının ihlali niteliğinde olduğu gerekçesiyle maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Davacı, resmi nikahlı eşinin davalı ile kendisini aldattığını, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde eşi ile birlikte olması eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı ise, davacının eşi ile aralarında iddia edildiği gibi bir ilişki olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının davacının eşi ile evli olduğunu bildiği halde birlikte olma eylemi nedeni ile davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı kabul edilerek istemin bir bölümünün ödetilmesine karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 26/01/2012 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....
Davacı, TBMM 23. dönem milletvekili olduğunu, Milliyet Gazetesinin 06/12/2012 tarihli sayısında dokunulmazlıkları kaldırılacak milletvekilleri ile ilgili haber yapılırken kendisi hakkında yasadışı PKK terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan dokunulmazlık dosyası bulunduğunun belirtildiğini oysa kendisi hakkındaki dokunulmazlık dosyasının 298 sayılı kanunla ilgili olduğunu, gerçeğe aykırı haber nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, haberin TBMM kayıtlarına dayanarak yapıldığını, istenen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davaya konu yayının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir....