Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili, davalının beyanlarına dayanılarak yapılan, Hürriyet Gazetesi'nin 25/07/2013 tarihli, "Malları Üzerine Geçiriyormuş" başlıklı gazete haberi ile internet sitesinde paylaşılan aynı konudaki haber içeriğinin gerçeği yansıtmadığını; habere konu edilen davalıya ait beyanlarda davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden ifadeler yer aldığı, manevi zararın giderimi için girişilen icra takibine davalının itirazının haksız olduğunu iddia ederek itirazın iptali isteminde bulunmuştur. Davalı, adı geçen gazeteci ile röportaj yapmadığını ve tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalının iddialarının emare ve olgulara dayanmadığı, eleştiri sınırının aşılarak davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğu kabul edilerek istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davanın tarafları, yazılı ve görsel medyada sık sık yer almaları nedeniyle kamuoyu tarafından bilinen ve tanınan kişilerdir....

    Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Davacılar vekili, davalı şirkete ait '...' isimli derginin Haziran /2009 sayısında yayınlanan ve diğer davalı tarafından kaleme alınan "Küçükoğulları ve ..." başlıklı yazıda; davacıların, Ermeni kökenli bir aileden geldiklerinin iddia edildiğini, davacılardan ...'ün faili meçhul cinayetlerden sorumlu tutulduğunu ve yolsuzluk yaptığının ileri sürüldüğünü, bu iddiaların tümünün gerçeğe aykırı olduğunu belirterek kişilik haklarına yapılan saldırı nedeniyle manevi tazminat istemiştir. Davalı taraf ise; dava konusu yazıda yer alan bilgilerin, Osmanlı arşivinden alınan döküman ve belgelere dayandığını, davacıların kişilik haklarına saldırının söz konusu olmadığını belirterek istemin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 29/05/2008 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/04/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 09/06/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalılardan ... hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, ... hakkındaki davanın ise kısmen kabulüne dair verilen 17/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı; ... ilçesinde serbest Avukat olarak görev yaptığını; davalılardan ... tarafından, ... ve ......

          A.Ş. vd. aleyhine 08/01/2007 gününde verilen dilekçe yayın yoluyla kişilik hakkına saldırı nedeniyle tazminat ile istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; verilen kararın dairece bozulması üzerine bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, yayın yoluyla kişilik hakkına saldırı nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir....

            Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine .... gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazına gelince; Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

              Oysa eldeki dosyada tazminat sorumluğundaki "hukuka aykırılık" unsuru ile kişilik haklarına saldırı olup olmadığının tartışılması gerekmektedir ve hukuka aykırılık unsurunun ceza yargılamasında değerlendirilen "kast" unsurundan daha geniş bir anlam ifade ettiği de ortadadır Buna göre, ceza yargılamasında hakaret kastı ile söylenmeyen bazı ifadeler, tazminat hukukuna göre kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden tazminatı gerekli kılabilir. Bu değerlendirmeler ışığında ceza yargılamasında verilen beraat kararının eldeki dosya yönünden bağlayıcı bir yönü bulunmamaktadır. Diğer taraftan dosya içerisinde yer alan....Üniversitesinin cevabi yazısına göre de, Yargıtay... Hukuk Dairesi başkan ve üyesinin çocuklarının davacının görev yaptığı okulda okumadığı açık olup bu yönüyle de beyanın gerçek dışı olduğu anlaşılmaktadır....

                ihmal, kusur, özensizlik gibi bir hukuki durum içermediği, yargısal faaliyetin doğallığı bulunduğu, bu itibarla CMK'nın 141/3. maddesi kapsamında sorumluluğu gerektirir bir eylem bulunmadığı gibi kişilik hakkına saldırı da oluşturmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

                  Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedebilmek için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması yanında; boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarını zedelemiş olması da gereklidir (TMK.md. 174/2). Davalı erkeğin boşanmaya neden olan kusuru davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı gibi; dosyada kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilebilecek erkekten kaynaklanan başkaca maddi bir hadisenin varlığını gösteren bir kanıt da bulunmamaktadır. Bu durumda Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları kadın yararına gerçekleşmemiştir. Öyleyse, davacının manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır....

                    Dava kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin karar Dairemiz çoğunluğunca onanmıştır. Davacı; davalı ile aynı okulda görev yaptıklarını, bölüm başkanı olan davalının, kendisine gönderdiği e-postada "... Sen kendini çakal zannediyorsun .... Sana bir tane hatamız olmamıştır bölüm olarak, ama yediğin kaba pislemeyi sen seçtin" şeklinde ifadeler kullandığını, bu ifadelerden dolayı ceza mahkemesinde yargılanarak mahkum olduğunu belirterek manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Söz konusu e-postanın davalı tarafından gönderilmiş olduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmayıp, e-postada yer alan ve yukarıda belirtilen dava konusu ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğu, bu nedenle uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyorum. 27/11/2017...

                      UYAP Entegrasyonu