Gerçekleşen bu kusurlu davranış aynı zamanda kadının kişilik hakların saldırı niteliğinde olduğu gibi boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatlerde zedelendiğinden kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi koşulları oluşmuştur. Bu husus gözetilmeden tarafların eşit kusurlu kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı-davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin (TMK m. 174/2) reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının ise 1.bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.05.2018(Prş.)...
Davacılar ... ve diğeri vekili Avukat ... tarafından, davalılar .... ve diğeri aleyhine 17/10/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/06/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davacılar vekili tarafından ... ve ... adına ikame edilmiş, yargılama devam ederken davacılardan ... yönünden tefrik kararı verilerek bu davacı yönünden dosyanın ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş, fakat mahkemece, karar başlığında ...'a da davacı olarak yer verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının haksız ve gerçeğe aykırı ithamlarının müvekkilin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu, davalı tanıklarının müvekkil ile husumetli olduklarından beyanlarının hükme esas alınamayacağını, davalının anlatımlarının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminat istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 18/09/2017 gün ve 2015/12227 - 2017/4724 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’un 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; karar, Dairemizin 18/09/2017 gün ve 2015/12227 esas, 2017/4724 karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi talep edilmiştir. Davacı, davalının yerel gazete olan .........
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49 ve 58. maddeleri kapsamında, hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme eylemine dayalı açılan manevi tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir. Davalı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Türk Medeni Kanunu'nun 24. maddesi ve Borçlar Kanunu'nun 49 ve TBK 58. maddesi gereğince kişisel değerlere saldırı halinde manevi tazminata hükmedilmesi için; Kişilik haklarına saldırının bulunması, saldırının hukuka aykırı olması, kişinin haksız olan eylemden dolayı manevi zarara uğramış olması gerekir. Bu üç şartın bir arada olması halinde kişinin kişilik haklarına haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat sorumluluğu doğabilecektir....
zedelediğini açıkça kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini, davalı yanın müvekkili firmanın ismini kullanmak suretiyle ticari itibarına yönelik gerçeğe aykırı ve küçük düşürücü ithamlarının müvekkili firmaya yönelik açık bir saldırı olduğunu, müvekkili firmanın ekonomik itibarının düşürülmek istendiğini, beyanla müvekkili şirketin kişilik haklarına saldırı neticesinde haksız rekabet koşullarının oluştuğunun tespiti, davalının dürüstlük kuralına aykırı haksız fiili nedeniyle müvekkili firmanın zarar ve ekonomik itibar kaybına ilişkin fazlaya ilişkin hakların saklı kalarak şimdilik ------ manevi tazminata, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini arz ve talep etmiştir....
Türk Medeni kanununun 175. maddesinde öngörülen yoksulluk halinin ortadan kalkmış olduğu dikkate alınarak yoksulluk nafakasının kaldırılması isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. 3-Boşanmaya sebep olan olaylar kusursuz veya az kusurlu tarafın kişilik haklarına saldırı niteliğinde ise. manevi tazminatı gerektirir. (TMK.md. 174/2) Tarafların, Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan sebeple boşanmalarına karar verilmiş, bu sebeple verilen boşanma kararı 05.02.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma sebebi olarak kabul edilen ve diğer eşin kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi olay sebebiyle kişilik hakları zedelenen taraf, manevi tazminatı boşanma davasıyla isteyebileceği gibi, boşanmadan sonra da isteyebilir. Ya da boşanmaya bağlı olmaksızın "hakların yarışması" çerçevesinde genel hükümlere göre de talep edebilir....
aleyhine 28/06/2011 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11/10/2013 günlü direnme kararının Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30/09/2015 gün, 2014/4-96 esas ve 2015/2030 karar sayılı ilamı ile yerel mahkemenin direnme kararı yerinde bulunmakla, davalı tarafın karar düzeltme itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....
TMK’nın 24. ve 818 sayılı BK’nın 49. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Görüldüğü üzere, 818 sayılı BK'nın 49. maddesi gereğince kişisel hakları zarara uğrayanların manevi tazminat isteme hakları vardır. Burada kural olarak; doğrudan doğruya zarar görme koşulu söz konusudur. Ancak, kişilik değerlerinin kapsam ve çerçevesi; hayatın olağan akışına, yerleşik değer yargılarına ve yaşam deneyimine bağlı olarak belirlenmelidir. 818 sayılı BK'nın 49. maddesi genel bir düzenleme olup, öngördüğü koşullar gerçekleştiğinde, ruhsal uyum dengesi sarsılanın, kişilik değerlerine saldırı nedeniyle manevi tazminat isteyebilmesi olanağı vardır....
Davacı, eski kayınvalidesi olan davalının, eski eşi ile müşterek çocuklarına ilişkin aile mahkemesi tarafından verilen görüşme kararına istinaden kayınvalidesinin evine çocuğunu almaya gittiğini, davalının kendisine ''dengesiz'' diyerek hakaret ettiğini, kullanılan ifadenin kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının söylemiş olduğu sözle davacının kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Dosya kapsamından, mahkemece tazminat verilmesine gerekçe sayılan ifade, davacının çocuğunu almaya haberli gelmesi amacı ile söylenmiş olup, değer yargısını içermektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da değer yargılarının kısıtlanamayacağına vurgu yapılmaktadır. Kullanılan sözün kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu kabul edilemez....