dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği” şeklinde benzer düzenlemeye yer verilmişti.)...
Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi,gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kasko ... sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davanın kasko ... sözleşmesine istinaden açılan alacak davası olup ... hukukundan kaynaklandığı ve ticari dava niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, davanın haksız fiilden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup ticari dava niteliğinde olmadığından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda uyuşmazlık, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1472. (6762 sayılı TTK'nun 1301.) maddesi uyarınca ... şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın rücuen tahsiline ilişkindir. ......
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kira sözleşmesinin iptali ile birlikte açılan menfi tespit ve icra takibinin iptali istemine ilişkindir. H.Y.U.Y.nın 8/II-1. maddesine göre kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları sulh hukuk mahkemesi görevi kapsamındadır. Somut olayda; taraflar arasında kira sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeye dayalı olarak dava açıldığı anlaşılmakla, değerine bakmaksızın uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13.07.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ : 11/02/2014 NUMARASI : 2011/21-2014/24 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanana alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kira sözleşmesinden kaynaklandığını ve 6100 sayılı HMK ‘nın 4/a maddesi geğreğince Sulh Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava 24/5/2006 tarihinde açılmış olup dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı H.U.M.K.’nun 8.maddesi II. Bendine göre; “… kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye,akdin feshi yahut tespit davaları,bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalar, dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girmektedir....
Aynı maddenin II-1'e fıkrasına göre ise "kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaları" Sulh Hukuk Mahkemeleri sonuçlandırmakla görevlidir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir (HUMK'md.7). Somut olayda uyuşmazlık, kira sözleşmesindeki artış şartının geçersizliğinin tespiti ve buna göre fazladan ödenen bedelin geri tahsili istemine ilişkin olup; davacı, tahliye, kira sözleşmesinin feshi veya kira parasının tesbiti yönünde bir talepte bulunmadığına göre, görevli mahkemenin; uyuşmazlığın dayanağını oluşturan kira sözleşmesine göre halen ödenen bir yıllık kira miktarının değeri esas alınarak belirlenmesi gerekir. Yıllık kira tutarı 5910 TL'nin çok üzerinde ödenmektedir....
Valiliği İl Özel İdaresi tarafından 01.01.2008 tarihinden itibaren aylık 4.500,00 TL kira ödenmesinin istenildiği, bu miktarın fahiş olduğu ileri sürülerek, indirilerek 1.388,00 TL olarak tespiti istenilmiş, mahkemece, davanın kısmen kabulü ile aylık kira parasının 1.731,03 TL olarak tespiti cihetine gidilmiş, hüküm, süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesine konu "su" olarak belirtilmiş olup, bu durumda kiralananın niteliğinin gayrimusakkaf kabulü zorunludur. HUMK'nın 1711 sayılı Kanunla değiştirilen 8/II-1. maddesi "kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davalarına, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davalarına ve bunlara karşılık olarak açılan davalara" bakmaya Sulh Mahkemelerini görevli kılarken, 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun'un uygulama alanı içinde kalan kiralananları amaçladığında kuşku bulunmamaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kira sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, taraflar arasında kira ilişkisi olmadığı ve davacı tarafın sözleşmeye dayanmadığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 1086 Sayılı HUMK.'nun görev hususunu düzenleyen 8. maddesinin II/1 bendinde İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların, dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği hükmüne yer verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kira sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, taraflar arasında kira ilişkisi olmadığı ve davacı tarafın sözleşmeye dayanmadığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 1086 Sayılı HUMK.'nun görev hususunu düzenleyen 8. maddesinin II/1 bendinde İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların, dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği hükmüne yer verilmiştir....
İstek her ne kadar kira süresi içindeyse de sözleşmedeki bu artış şartının niteliğine göre davada istenen kira tespitidir. HUMK. mad. 8/11-1'e göre: "kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davalarına, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık açılacak davalara" Sulh Mahkemeleri bakmakla görevli kılınmıştır. Öyle ise mahkemece, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kira bedeli alacağı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, Termal Otel ve eklentileri için 25 yıllık kira sözleşmesi düzenlendiği, davanın ödenmeyen 166.000.00.- YTL. kira ve 15143.00- YTL. yakıt bedeline ilişkin olduğu, tahliye istemi bulunmadığı anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.'nın 8/I. maddesine göre "kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi, yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları" Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi kapsamındadır. Somut olayda; tahliye talebi bulunmadığına göre H.Y.U.Y.'nın 8/I. maddesindeki değer gözönünde bulundurulduğunda davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince .......