Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bendine göre, “dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi veya tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve buna karşılık olarak açılan davalar” dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girmektedir. Buna göre, H.U.M.K.’nun 8.maddesi II. Bendi gereğince tahliye, akdin davaları ile birlikte açılan kira alacağı ve tazminat davaları Sulh Hukuk Mahkemesinde görülür. Sadece kira alacağı ve tazminat istemi halinde dava konusu alacağın miktarına göre görevli mahkeme belirlenir. Davacı, dava dilekçesinde dava değerini 8.000 TL olarak göstermiştir. Bu davalara bakma görevi genel hükümler çerçevesinde dava değerine göre Asliye Mahkemeleridir....

    ne ait davacı yan davacı tarafından sigortalı iş yerinde meydana gelen hasar bedelinden davalının sorumlu olduğu iddiası ile yapılan ödemenin rücuen tahsili talebinde bulunmuştur. 23.09.2021 tarihli duruşmada davanın halefiyet esasına dayalı olarak sigortalı ... Tekstil ve Deri Sanayi ve Ticaret A.Ş'ne rücuen tazminat yönünde rücuen tazminat talebine ilişkin asıl ve birleşen davada tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir. Asıl ve birleşen davada dosya kapsamı uyarınca davacının sigortalısı ... Tekstil ve Deri Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile davalı arasında kira sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Dava, sigorta şirketi tarafından sigortalısının halefi olarak açıldığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır....

      Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak davalıların kira sözleşmesi ile alt kiracı istemediklerine dair beyanlarını ortaya koydukları,bu nedenle talebin bina malikinden istenemeyeceği, ancak alacağın ancak kira sözleşmesi esas alınarak kiralayanın kusuru bağlamında tazminat talep edilebileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır....

        Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 4. maddesinde ise dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın kiralanan taşınmazların, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların sulh hukuk mahkemesinin görevinde olduğu düzenlenmiştir. Somut olayda, sigortalı işyerinde oluşan yangın hasarı sebebiyle meydana gelen zarar sigortacı tarafından sigortalıya ödenmiş olup ödenen tazminatın işyerinin maliki olan davalıdan tahsili talep edilmiştir. Dava dışı sigortalı..., sigortalı işyerinde kiracı olarak bulunmaktadır. Bu nedenle dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki temel hukuki ilişki kira sözleşmesine dayanmaktadır....

          Bu nedenle dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki temel hukuki ilişki kira sözleşmesine dayanmaktadır. Sigortalı ile davalı arasında uyuşmazlık kira ilişkisinden doğduğuna göre; davaya bakma görevi sulh hukuk mahkemesindedir. Bu nedenle sigortacı tarafından halefiyet yoluyla açılan davanın da sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. O halde, mahkemece uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği nazara alınarak, HMK 4 ve 114/1-C maddeleri gereğince mahkemenin görevli olmaması nedeniyle HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2-) Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/38 Esas KARAR NO : 2023/337 DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) DAVA TARİHİ : 17/01/2023 KARAR TARİHİ : 22/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile sigortalısının iş yerinde elektrik dalgalanmalarından kaynaklı makine arızası yaşandığını, ilgili makine bedelinin sigortalıya ödendiğini, arızanın davalının kusurundan ileri geldiğini, öne sürmüş ödenen bedelin tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacının sigortalısının ... sahip bir abone olduğunu, zararın meydana geldiği yerin kendi denetim ve bakımında olduğunu müvekkilinin verdiği hizmette bir kusuru olmadığını öne sürmüş davanın reddini talep etmiştir. Arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği görülmüştür....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2017/1164 Esas KARAR NO : 2021/375 DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat) DAVA TARİHİ : 08/03/2017 KARAR TARİHİ : 08/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket nezdinde sigortalı kiracı ... Tic. Ltd.Şti'ye ait ... Mahallesi ... Cad. ... No: ... /İstanbul adresinde mukim işyerinde, binadan kaynaklandığı tespit edilen yangın nedeniyle hasarın meydana geldiğini, bu kapsamsa müvekkil şirkete sigortalı işyerinde toplam 51.768,76 TL hasarın meydana geldiğinin ekspertiz incelemesi sonucunda belirlendiğini, sigortanın zararı müvekkil şirketçe 08/11/2016 tarihinde tazmin edildiğini beyanla müvekkilinin sigortalısının tazmin edilen 51.768,76 TL'nin sigorta zararının tazmin tarihi olan 08/11/2016'den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Ancak; Az yukarıda sözü edildiği üzere dava kira sözleşmesine dayanılarak kiracılık sıfatının tespiti ve muarazanın giderilmesi istemlerini kapsamaktadır. HUMK.nun Sulh Mahkemelerinin görevini belirleyen 8. maddesinin II. Fıkrası 1.nci bendi uyarınca, dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış, kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaları görmekle görevlidir. Mahkemenin yasanın bu açık hükmüne rağmen taraf vekillerinin beyanlarına dayanılarak bakmakla görevli olduğu davada görevsizlik kararı vermesi açıklanan nedenle doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 15.03.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kira alacağından kaynaklanan menfi tesbit istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacı aleyhine 16.176.00.- YTL. asıl alacak ve 3.152.00.- YTL. işlemiş faiz olmak üzere kira alacağı için icra takibi yapıldığı, takibin kesinleştiği, davanın 06.09.2006 tarihinde menfi tesbit davası olarak açıldığı anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.'nın 8/II-1. maddesinde "Kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları" Sulh Hukuk Mahkemesi görevi kapsamında olup, somut olayda davanın yalnızca menfi tesbit istemine ilişkin olduğu anlaşılmakla, görevin değerine göre belirlenmesi gerekir. Bu nedenle, dava tarihi ve değeri esas alındığında H.Y.U.Y.'nın 8/1. maddesine göre görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir....

                    Dosya kapsamından, kira sözleşmesinden kaynaklanan 3.000.000.000.-TL alacak için icra takibi yapıldığı, davacının sadece icra takibine itirazın iptalini talep ettiği, taraflar arasında kira sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.'nın 8/II.-1. maddesine göre kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi, yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış, kira alacağı ve tazminat davalarının sulh hukuk mahkemesinin görevinde olduğu açık yasa hükmü olup, somut olayda tahliye ya da aktin feshi talebi bulunmadığı anlaşılmakla, H.Y.U.Y.'nın 8/1. maddesine göre dava tarihi esas alındığında, 400.000.000.-TL görev sınırını geçen uyuşmazlığın, asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Düzce 2. Asliye Hukuk Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 07/11/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu