Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; reddedilen manevi tazminat talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, "davalı erkeğin eşine ilgisiz davrandığı, eşine ısınamadığını ve onu sevmediğini söylediği" gerekçesiyle boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına, bu olayların kadının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı gerekçesiyle kadının manevi tazminat (TMK m. 174/2) isteğinin reddine karar verilmiş, hüküm manevi tazminatın reddi yönünden davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür....

    Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2001/280 esas sayılı dosyasında, kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat davası açıldığını, davalının anılan dava dosyasına verdiği cevap dilekçesinde; savunma sınırlarını aşan ve davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde beyanlara yer verdiğini, bu beyanlar nedeniyle davalının hakaret suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini belirterek oluşan maddi ve manevi zararın tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının yasal savunma hakkını kullandığı, bu durumun davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından; dava dilekçesinde yer alan iddialarla ilgili olarak davalının, ... 9. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/555 esas ve 2014/217 karar sayılı dosyasında yargılandığı ve davalı hakkında davacıya karşı hakaret suçundan kesin adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....

      Davacı, davalı eşinin evlilik birliği devam ederken kendisini aldattığını, davalının kendisi ile evli olduğu dönemde başkası ile birlikte olması eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının, davacı ile evli olduğu tarihte sadakat yükümlülüğüne aykırı olarak başka bir kişi ile duygusal ve cinsel birliktelik kurması eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemesinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasa'nın 4/1. maddesi gereğince, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun İkinci Kitabı'ndan doğan dava ve işlere aile mahkemesinde bakılır. Dava konusu olayda davacı, 4721 sayılı TMK'nın 185. maddesinde belirtilen sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmaktan dolayı, davalı eşinden manevi tazminat talep etmektedir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/05/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan davalının temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Davacının temyizi yönünden; Karar, taraflarca temyiz edilmiştir. Bunlardan davacı HUMK’nun 432/1. maddesinde yazılı on beş günlük ve 427/4 ve 433/2. maddelerinde belirlenen on günlük süreleri geçirdikten sonra kararı temyiz ettiğine göre temyiz istemi reddedilmelidir. 2- Davalının temyizi yönünden; Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE Dava kişilik haklarına saldırı nedeni ile tazminat istemini konu almaktadır. 6100 sayılı Yasanın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere ve fakat kamu düzenine ilişkin hususlarda re'sen tekmil dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirilmekle, Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan, acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek bazı olguları özel olarak düzenlemiştir....

          Davacı, 09.09.2009 günlü ... gazetesinde, davalılardan ... tarafından yazılan “Solduyu” başlıklı köşe yazısında yer alan sözlerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarını istemiştir. Davalı yan ise, yazı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sert bir anlatım içerse de yazıda yer verilen sözlerin basın özgürlüğü kapsamında olduğunu ileri sürerek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Yerel mahkemece, tümü incelenenen yazının eleştiri sınırları içersinde kalındığı, basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı gerekçesiyle, istem reddedilmiştir. Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir....

            Dava, davalı ... yönetiminin yönetiminde ve diğer davalı güvenlik şirketince güvenlik hizmeti verilen evine hırsız girmesi nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, “manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişilik haklarının zarara uğraması gerektiği, kişilik haklarının zarar görmediği hallerde eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesinin olanaklı olmadığı, hırsızlık nedeni ile uğranılan maddi kaybın sigorta şirketi tarafından karşılandığı zaten manevi tazminat istemine dayanak teşkil etmeyeceği, hırsızlık olayının kişilik haklarına bir saldırı içermediği, dolayısıyla manevi tazminat koşullarının oluşmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacının site içindeki evine hırsız girdiği, toplanan deliller ve tüm dosya mündericatı ile sabittir. Davacının, evine hırsız girmesiyle ruhsal bütünlüğünün bozulduğu, özel hayatına müdahale edildiği ve kişilik haklarına saldırı olduğunun kabulü gerekir....

              Dava, haksız eylem nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan zararın giderilmesi istemini ilişkindir. Haksız eylem nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat davasının, genel yetkili mahkemeyi düzenleyen HUMK. nun 9/1. maddesi uyarınca davalının ikametgâhı mahkemesinde açılabileceği gibi, aynı Kanunun 21. maddesi uyarınca haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinde de açılabileceği; kişilik hakkı ihlaliyle ilgili özel yetki kuralı getiren 4721 sayılı TMK. nun 25/son maddesine göre davacının, kendi yerleşim yeri mahkemesinde de dava açabileceği, bu bağlamda kişilik hakları saldırıya uğrayan kimseye, yetki konusunda geniş bir seçimlik hakkının tanındığı her türlü duraksamadan uzaktır (HGK. 13.02.2008 gün ve 2008/4-127 E. 2008/130 K. sayılı ilamı)....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 14/05/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklaranı saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/02/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, ... ilçesinde avukat olarak görev yaptığını, davalının hakkında avukatlık yapamayacak durumda olduğu iddiası ile ......

                  Mahkemece, anayasal şikayet hakkının kullanımı kapsamında kalan ve davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayan ifadelerden dolayı istemin tümden reddi yerine kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu