Mahkemece; davaya konu köşe yazılarından dolayı davacının kişilik haklarına saldırı mahiyetinde davalının hukuka aykırı bir eyleminden söz edilemeyeceği; ancak tanık beyanları, davacı tarafın ibraz ettiği sosyal medya paylaşımları ve bilirkişi raporuyla tespit edilen sosyal medya hesabında yapılan paylaşımlarda davalı tarafından davacıya yönelik olarak doğrudan kişilik haklarını hedef alacak biçimde sözler sarfedildiği, davacının gerek kişilik ve gerekse de mesleki yeterliliğine dair tahkir edici ifadeler kullanıldığı ve bu sözler ile davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükme karşı davacı vekili ve davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur....
Okuyucunun ilgisini artırmak amacıyla, habercilik tekniğine uygun olarak, özle biçim arasındaki denge korunarak kullanılan çarpıcı başlık kişilik haklarına saldırı oluşturmaz. Dava konusu haberde kullanılan başlık haberin içeriği ile birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde; özle biçim arasındaki dengenin korunduğu, yargılamanın dayanağı olan belgelere dayanılarak yayımlanan haberin görünür gerçekliğe uygun olduğu, hukuka aykırılık unsurunun gerçekleşmediği ve davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı sonucuna varılmaktadır. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davalı tarafın manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....
Manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişilik haklarına hukuka aykırı saldırının varlığı da gereklidir. Somut olayda yayın konusu yapılan haberin dayanağı olan davalı ...' in .. ilişkiniz mi oldu o dönem? sorusuna " .. " şeklindeki sözlerinin, haberde -günlük, .. ile zaten şey olmaz şeklinde aktarılması kişilik değerlerine saldırı mahiyetinde olmadığından davanın bütünüyle reddi gerektiği düşüncesiyle, kısmen kabul kararının onanmasına yönelik çoğunluk görüşüne katılmıyorum.04/04/2016...
Gazetesinde ".... ... ...'' başlıklı haberde, davalının, müvekkilinin kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, hakaret kastı olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, dava konusu yazıda eleştiri sınırlarının aşıldığı, kullanılan ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir....
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 18.04.2022 tarihli ve 2022/1392 Esas, 2022/3704 Karar sayılı kararı ile davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî tazminatın az olduğu ve davalı-karşı davacı erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu bu nedenle davacı-karşı davalı kadın yararına marevî tazminat hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile karar bozulmuştur....
Mahkemece, toplanan deliller ve tanık anlatımlarına göre, davalının davacıyı evlenme vaadiyle kandırdığı ve bir çocuk dünyaya getirdiği, bu durumun kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, maddi tazminat isteminin de ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacı ile davalının 2005 yılında tanıştıkları, daha sonra ayrıldıkları, davalının bu süreçte evlendiği ve evli olduğu sırada davacı ile rızaya dayalı birliktelik yaşadığı, bu birlikteliğin sonucunda bir çocuğu dünyaya geldiği anlaşılmaktadır. Davacının, bu olaylar yaşandığı sırada ergin olduğu sabittir. Şu durumda, davacı ile davalının rızaya dayalı birliktelik yaşaması ve davacının da ergin (reşit) olması gözetildiğinde, davalının eylemi kişilik haklarına saldırı teşkil etmediğinden mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....
aleyhine 24/04/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 06/02/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı tarafından sosyal paylaşım sitesinde yazılan yazı nedeni ile kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu beyanla, manevi zararının giderilmesi istemiştir. Davalı ise, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı .... aleyhine 29/02/2012 gününde verilen dilekçe ile dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle açılmış manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin yetkisizliğine dair verilen 22/08/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiş, hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava konusu ulusal gazetede yayınlanan yazıların kişilik haklarını ihlal ettiğini belirterek manevi tazminat talebinde bulunmuştur....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki basın yoluyla kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminat ve kararın yayınlanması istemli davanın yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25....
Mahkemenin boşanma sebebi olarak kabul ettiği olaylar, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı gibi; dosyada kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilebilecek erkekten kaynaklanan başkaca maddi bir hadisenin varlığını gösteren bir kanıt da bulunmamaktadır. Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları kadın yararına gerçekleşmemiştir. Öyleyse, davacının manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple manevi tazminat yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.11.2015 (Pzt.)...