Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine .... gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazına gelince; Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
A.Ş. vd. aleyhine 08/01/2007 gününde verilen dilekçe yayın yoluyla kişilik hakkına saldırı nedeniyle tazminat ile istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; verilen kararın dairece bozulması üzerine bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, yayın yoluyla kişilik hakkına saldırı nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir....
Açıklanan nedenlerle, BK.49 maddesine göre, davalının eylemi, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemez. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerektiği düşüncesiyle çoğunluğun karar düzeltme görüşüne katılmıyoruz....
Aile Mahkemesi’nin 2014/620 Esas sayılı 04/12/2014 tarihli kararı ile tanıma ve tenfizine karar verildiği, eldeki davada önceden dinlenen tanık beyanlarında davacı kadının iddialarına ilişkin tanıkların bizzat görgüye dayalı beyanlarının bulunmadığı ve destekleyecek herhangi bir başkaca delilin de dosyaya sunulmadığı görülmekle TMK m.174 kapsamında manevi tazminat takdir etmeyi gerektirecek bir kusurun varlığı ispat edilemediği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın, kusursuz veya diğer tarafa göre az kusurlu olması ve boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunması gerekir (TMK m. 174/2). O halde, yabancı mahkeme kararında, boşanmaya sebebiyet veren olay olarak kabul edilen ayrı yaşama olgusunun kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....
tarafından, davalı ... aleyhine 26/03/2015 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 10/11/2015 günlü kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 19/06/2018 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşülmesine geçildi....
Mahkemenin boşanma sebebi olarak kabul ettiği olaylar, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı gibi; dosyada kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilebilecek kocadan kaynaklanan başkaca maddi bir hadisenin varlığını gösteren bir kanıt da bulunmamaktadır. Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları kadın yararına gerçekleşmemiştir. Öyleyse, davacının manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.03.2015 (Salı)...
ihmal, kusur, özensizlik gibi bir hukuki durum içermediği, yargısal faaliyetin doğallığı bulunduğu, bu itibarla CMK'nın 141/3. maddesi kapsamında sorumluluğu gerektirir bir eylem bulunmadığı gibi kişilik hakkına saldırı da oluşturmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Dava kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin karar Dairemiz çoğunluğunca onanmıştır. Davacı; davalı ile aynı okulda görev yaptıklarını, bölüm başkanı olan davalının, kendisine gönderdiği e-postada "... Sen kendini çakal zannediyorsun .... Sana bir tane hatamız olmamıştır bölüm olarak, ama yediğin kaba pislemeyi sen seçtin" şeklinde ifadeler kullandığını, bu ifadelerden dolayı ceza mahkemesinde yargılanarak mahkum olduğunu belirterek manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Söz konusu e-postanın davalı tarafından gönderilmiş olduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmayıp, e-postada yer alan ve yukarıda belirtilen dava konusu ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğu, bu nedenle uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyorum. 27/11/2017...
Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedebilmek için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması yanında; boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarını zedelemiş olması da gereklidir (TMK.md. 174/2). Davalı erkeğin boşanmaya neden olan kusuru davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı gibi; dosyada kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilebilecek erkekten kaynaklanan başkaca maddi bir hadisenin varlığını gösteren bir kanıt da bulunmamaktadır. Bu durumda Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları kadın yararına gerçekleşmemiştir. Öyleyse, davacının manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır....
Boşanma sebebi olarak kabul edilen ve diğer eşin kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi olay sebebiyle kişilik hakları zedelenen taraf, manevi tazminatı boşanma davasıyla isteyebileceği gibi, boşanmadan sonra da isteyebilir. Ya da boşanmaya bağlı olmaksızın "hakların yarışması" çerçevesinde genel hükümlere göre de talep edebilir. Bir kişinin sorumluluğu birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa hakim, zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe zarar görene en iyi giderim imkanı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verebilir. (6098 Sayılı TBK.m.60) Davacı Türk Medeni Kanununun 166/1 e dayanan boşanma davasıyla birlikte manevi tazminat istemiştir. Daha önceki davada verilen boşanma kararının kesinleşmiş olması karşısında davacının aynı zamanda boşanma sebebi oluşturan eyleme dayanan manevi tazminat isteği artık boşanma sebebine bağlı olmaktan çıkmış, bağımsız bir talep haline dönüşmüştür....