Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derce mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda "...Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında "gerçek zarar ilkesi" geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Haksız fiil yaşanmasa da zaten yapılması gereken giderler zarar mefhumu içerisinde telakki edilemez. Orman yangınından kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili temyiz davalarını gören Yargıtay 4. Hukuk Dairesi bu gibi uyuşmazlıklarda gerçek zarar belirlenirken nazara alınması gereken ilke ve esasları öz olarak aşağıdaki gibi göstermektedir: a)Yangın örtü yangını niteliğindeyse, herhangi bir orman emvali ve fidan zayiatı yoksa ağaçlandırma giderine hükmedilmemesi gerekir. b)Yangının söndürülmesinde kullanılan arazöz, pikap, iş makinesi gibi araçlar idareye aitse, bu araçlar için kiralama ücreti belirlenemez ve istenemez. Bu halde sadece araçların sarf ettiği yakıt giderleri istenebilir....

Menfi zarar, akdin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zarara ilişkindir. Sözleşmenin feshi halinde, sözleşme ortadan kalktığından sözleşmeye dayanılarak zarar istenemez. Bir başka anlatımla, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan müspet zarar fesih halinde talep edilemez. Eksik imalât bedeli akdin ifasına yönelik olumlu zarar niteliğinde olduğu gibi, aktin süresinde ifa edilmemesi nedeni ile kararlaştırılan ceza da ifaya ekli olup fesih halinde istenemez. Bu nedenle davacının cezai şart isteminin reddi yerinde olmuş ise de, ifa niteliğindeki eksik imalât bedelinin kabulü doğru olmamıştır. O halde mahkemece yapılması gereken iş; sözleşmenin götürü bedelli olduğu gözetilerek, yüklenicinin gerçekleştirdiği imalâtın sözleşmeye göre fiziki oranını belirlemek, bunu götürü bedele uygulamak suretiyle yüklenicinin hakedişini bulmak, iş sahibince yapılan ödemelerden mahsubu ile varsa fazla ödemenin istirdadına karar vermekten ibarettir....

    Bu durumda mahkemece yapılacak iş, zarar gördüğü iddia edilen emtia, bina ve demirbaşlara ilişkin konusunda uzman (tekstil mühendisi, inşaat mühendisi vs.)bilirkişilerden meydana gelen dahili su hasarı nedeni ile zarar kalemlerinin belirlenmesi, zararın niteliğine göre ilgili uzman bilirkişiden bu konuda ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınması, davalının itirazlarında belirtildiği üzere zarar gördüğü iddia edilen emtiaların yerine yenilerin alınması gerekip gerekmediğinin, kuru temizleme sureti zararın giderilmesinin mümkün olup olmadığının, emtiaların sovtaj değerinin bulunup bulunmadığının tespiti ile zarar görenin uğradığı gerçek zarar miktarının belirlenmesi yönünde tazminat raporu alınarak davalının sorumluluğuna karar vermekten ibarettir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazası dolayısıyla davacının aracında meyana gelen değer kaybının tahsiline ilişkin karşı taraf --- karşı açılan tazminat davasıdır....

        Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı ve ölen desteğin yolcusu olduğu aracın lastiğinin patlaması üzerine bariyerlere çarparak yan yattığı, araçtan inen yolcuların aracı yol kenarına ittikleri sırada arkadan gelen dava dışı kamyonun çarparak desteği öldürdüğünü,ilk kazada desteğin zarar görmediği, desteği dava dışı kamyonun çarparak öldürdüğü, oluşan ilk kazadan sonra davalıya trafik sigortalı aracın işletilme halinden çıktığı ve artık bu andan sonraki olaylardan davalının sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir....

          uymak zorunda olduğunun belirtildiğini, TMK. md. 738 hükmüne göre de taşınmaz malikleri kazı ve yapı yaparken ----- taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki ----- etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorunda olduğunu, taşınmaz malikinin mülkiyet hakkını bu hakkın yasal kısıtlamalarına aykırı kullanması sonucunda zarar gören veya zarar tehlikesi ile karşılaşan kimsenin aynı kanunun 730. maddesi hükmüne göre durumun eski hale getirilmesini, tehlikenin ve uğradığı zararın giderilmesini dava etme hakkı bulunduğu gibi TMK....

            Yargıtay 14 Hukuk Dairesi 30.04.2019 tarih ve 2016/11737 Esas 2019/3788 Karar sayılı ilamında; Mahkemece mahallinde yapılan keşifler sonucu alınan bilirkişi raporlarının çelişkili olduğu, davalı tarafından açılan artezyen kuyusunun davacıya ait suyu hangi oranda etkilediğinin kesin olarak tespit edilemediği, özellikle de artezyen kuyusunun kapatılması halinde suyun tekrar kaynağa dönüp dönmeyeceği hususunun saptanmadığı açıklanmıştır. 3.Kararda, belirtilen hususlar dikkate alınarak mahkemece, suların en az olduğu bir dönemde, su işlerinden anlayan uzman bilirkişilerle yeniden keşif yapılarak önceki raporlardaki çelişki de giderilmek suretiyle dava konusu kaynak suyunun debisi ölçülerek, tarafların yararlandığı başka sular varsa bunlarda gözetilerek, davalının açtığı artezyen kuyusunun davacılara ait kaynak suyunu hangi oranda etkilediğinin kesin olarak belirlenmesi, artezyen kuyusu kapatıldığında bu suyun tekrar kaynağa dönüp dönmeyeceğinin saptanması, suyun kaynağa dönmesi söz konusu...

              den geçen bir kaynağa rastlanılmadığı, ... Otomotiv Tic. ve San. A.Ş.'nin rekabet yasağına aykırı kurularak ticari faaliyette bulunduğundan söz edilemeyeceği, kâr ve hisse dağıtımı yönünden usulsüzlük yapıldığı yönünde dava dosyasına sunulan belgelerden ispatlanamadığı, davacıların tazminat alacaklarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacıların talep ettikleri zarar, dolaylı zarar niteliğinde olduğundan ancak şirkete verilmesinin talep edilebilecek olmasına, somut davada ise hissedar olan davacıların tazminatın kendilerine ödenmesini talep etmiş olmalarına göre, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir....

                Mahkemece, maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile 3.500 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Sigortalıya, iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle geçici iş göremez durumda bulunduğu sürece, Kurum tarafından 5510 sayılı Yasanın 12. maddesi uyarınca geçici iş göremezlik ödeneği ödenir. Bu ödenek iş kazalarında olay, meslek hastalığında da tedavinin başladığı tarihten itibaren çalışmaz durumda kaldığı (raporlu olduğu) sürece ödenir. Geçici iş göremezlik devresinde sigortalının çalışamadığı dönemde yoksun kaldığı gelirde iş kazası sonucu oluşan maddi zarar kapsamındadır. Raporlu olunan dönemde çalışamayan sigortalının bu dönemde yoksun kaldığı ücreti kadar bir zararının oluşacağı ve bu zararında maddi zarar içerisinde kabul edilmesi gerektiği açıktır....

                  Bu durumda mahkemece yapılacak iş, zarar gördüğü iddia edilen sarmal kapıya ilişkin konusunda makine mühendisi bilirkişisinden ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınması ile zarar görenin uğradığı gerçek zarar miktarının belirlenmesi yönünde tazminat raporu alınarak davalının sorumluluğuna karar vermekten ibarettir. 2-Davacı tarafın davalılardan rücuen tazminat talep ettiği, rücu şartlarının bulunup bulunmadığı ve zararın kapsamı ile miktarının belirlenmesi, yargılama kapsamında bilirkişi raporu alınmasıyla mümkün olduğundan, talep edilen tazminat miktarının likit (muayyen, belirli) olmadığı gözetilmek suretiyle, yasal şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi davalı ... Sigorta A.Ş aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesi doğru değildir....

                    UYAP Entegrasyonu