Davalı sigorta vekili, davaya cevap için süre istemiş ancak cevap dilekçesi sunmamıştır. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; HMK'nın 20. maddesi gereğince dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın yetkili ve görevli ...Asliye Hukuk Mahkemesi ya da Tarsus Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ..... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kasko sigorta ve satış sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davalı ..... vekili, müvekkil şirketin merkezinin ...'te olduğunu, bu nedenle davanın ...'te görülmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Bu durumda mahkemece, temyiz edenin sıfatı da gözetildiğinde dosyanın yetkisizlik kararı ile birlikte ... Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Davaların birleştirilmesi halinde her dava bağımsızlığını koruyacağından birleştirilen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde tek dava gibi hüküm kurulması ve birleştirilen dosya ile ilgili olumlu veya olumsuz hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiştir. 2-Kabul şekline göre; Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davalı ... araçta meydana gelen gerçek zarardan poliçede yazılı sigorta bedeli ile sınırlı olarak sorumludur. Davacıya ait araç kaza geçirdikten sonra yapılan ekspertiz incelemesi sonucunda 3.527 TL. hasar bedeli tespit edilmiş, davacı tarafından aracın onarıldığı belirtilerek 7.883 TL. tutarında fatura ibraz edilmiş,bilirkişi raporunda ise araçta 7.552 TL. hasar bedeli belirlenmiştir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda kasko sigortası genel şartlarının B.3.3.1.2.maddesine göre bir inceleme yapılmamış aracın onarımının mümkün olup olmadığı belirlenmemiştir....
Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacıya ait araç 14.11.2005 tarihinden çalınmış, davalı ... şirketi temyiz aşamasında aracın bulunduğunu belirtmiştir. Hırsızlık olayına ilişkin olarak yapılan hazırlık soruşturması evraklarına göre davacıya ait aracın motorunun sökülerek başka bir aracın motorunun takıldığı ve başka araca ait ruhsat ile yakalandığı anlaşılmıştır. Her nekadar kasko sigortası genel şartlarının B.3.3.3.2.maddesi gereğince çalınmış olan taşıtın bulunması, sigorta tazminatının ödenmesinden önce olmuş ise sigortalının taşıtı geri almak zorunda olduğu düzenlenmiş ise de Cumhuriyet Savcılığı dosyasında mevcut tespit tutanaklarına göre aracın bulunduğu hali ile pert olduğu sabittir....
Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davacı vekilinin aracı davalı sigorta şirketine teslim ettiğine dair belge sunamadığı, aracın ikinci el değeri olan 11.500 TL’dan sovtaj değeri olan 4.650 TL’nin ve sigorta şirketi tarafından ödenen 5.350 TL’nin mahsubu ile kalan 1.500 TL. tazminatın 2.2.2006 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasında geçerli kasko sigorta sözleşmesi Poliçe Genel Şartlarının 3.3.1.2.maddesi hükmü uyarınca "onarım masrafları, sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşar ya da taşıt onarım kabul etmez ise taşıt tam hasara uğramış sayılır. Bu durumda değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur" hükmü öngörülmüştür....
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. TTK'nun 1295. maddesi uyarınca taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulmuş olsa bile, sigortacının sorumluluğu ancak primin veya ilk taksidin ödendiği tarihte başlar. Ancak sigortacı bu hükümlere rağmen sigorta prim tahsiline daha sonra devam etmiş ise artık bu hükümlere dayanılarak sigorta tazminatını ödemekten kaçınamaz. Somut uyuşmazlıkta kaza 18.07.2006 tarihinde meydana gelmiş, prim ilk taksiti 25.07.2006'da tahsil edilmiş olması nedeni ile riziko tarihinde henüz sigortacının sorumluluğu başlamamış ise de, sigortacı tarafından prim peşinatının ve devam eden diğer taksitlerinin kabul edilmiş bulunması, sigorta sözleşmesinin devam etmesi yönünde bir irade açıklaması niteliğinde kabul edilmelidir. Bu nedenle sigorta şirketinin artık bu hükümlere dayanarak sigorta tazminatını ödemekten kaçınması mümkün değildir....
Mahkemece TTK 1448. maddesi uyarınca tazminattan indirim yapılması doğru ise de %30 oranında indirim yapılmasının somut olaya uygun olmadığının ve davacının kusuru sebebiyle tazminattan daha düşük oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir. 3-Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat talepleri sigorta ettiren ile sigortacının tarafı olduğu sözleşmeye dayanmakta olup, bu davalar 6762 Sayılı TTK’nın 1268. maddesi (6102 Sayılı TTK’nın 1420. maddesi) gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Bu düzenleme Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının C.9. maddesinde de açıkça ve aynen yer almaktadır. Somut olayda aracın çalınması olayı 27/02/2015 tarihinde gerçekleşmiş olup, dava 20.04.2015 tarihinde kısmi alacak olarak açılmış, fazlaya dair haklar saklı tutularak 40.000,00 TL maddi tazminat talep edilmiştir....
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. TTK'nun1282 nci maddesi uyarınca sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Yasa’nın 1281 nci maddesi hükmüne göre, rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin savunmanın, sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının savunduğu şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması halinde sigortacı ödeme yapmaktan kurtulabilir....
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. TTK'nun 1269.maddesi uyarınca, malı rehin alan kimse sıfatıyla o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi aynı yasanın 1270.maddesi hükmü gereğince bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 879.maddesi gereğince, sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatının alınması gerekmektedir. Taraf (husumet) ehliyeti yargılamanın her aşamasında resen gözetilecek hususlardandır. Dava konusu olayda, temyiz aşamasında sigortalı araç üzerinde rehin hakkı sahibi olan banka tarafından tazminatın öncelikle bankaya ödenmesi kaydıyla muvafakat edecekleri belirtilmiştir. Şarta bağlı muvafakatın geçerli olduğu kabul edilemez....
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. TTK'nun 1269.maddesi uyarınca, malı rehin alan kimse sıfatıyla o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi aynı yasanın 1270.maddesi hükmü gereğince bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 879.maddesi gereğince, sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatının alınması gerekmektedir. Taraf (husumet) ehliyeti yargılamanın her aşamasında resen gözetilecek hususlardandır. Somut olayda, yargılama aşamasında sigortalı araç üzerinde rehin hakkı sahibi olan ... Türk Katılım ... ...nin 26.1.2009 tarihli yazısı ile bankaya olan alacak tutarındaki kısmı üzerinde rehin hakkının devamı ve bu tutarın öncelikle bankaya ödenmesi kaydıyla muvafakat edecekleri belirtilmiştir. Şarta bağlı muvafakatın geçerli olduğu kabul edilemez....
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2.Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davalı ..., davacıya ait aracın kasko sigortacısı olup azami sigorta bedeline kadar riziko tarihinde araçta meydana gelen gerçek zarar miktarı ile sorumludur. Davacı vekili hasar bedeli yanında 2.500,00 TL araç mahrumiyeti zararının da davalıdan tahsilini istemiştir. Davacının araç mahrumiyetine ilişkin tazminat talebi, Kasko Sigortası Genel Şartları ve poliçe özel şartları uyarınca kasko sigortası teminat kapsamında bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece 2.500,00 TL araç mahrumiyetine yönelik istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde kabulüne hükmedilmesi doğru görülmemiştir....