Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 2018/3765 Esas sayılı ilamında da belirlendiği gibi munzam zararın kök ilişkiden tamamen bağımsız yeni bir borç olduğunu, bu itibarla her ne kadar icra dosyasına konu alacak kira sözleşmesinden kaynaklanmış olsa da munzam zararın kök ilişkiden tamamen bağımsız yeni bir borç olması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, kök ilişkinin niteliğinin ne olduğunun munzam zarar davalarında özellikle görev ve yetki yönünden bir önemi olmadığını, borçlunun munzam zararının tazmin yükümlülüğünün (BK 105), asıl borç ve temerrüt faizi yükümlülüğünden tamamen farklı, temerrüt ile oluşmaya başlayan asıl borcun ifasına kadar zaman içinde artarak devam eden, asıl borçtan tamamen bağımsız yeni bir borç olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    Hukuk Dairesinin 2018/3765 Esas sayılı ilamında da belirlendiği gibi munzam zararın kök ilişkiden tamamen bağımsız yeni bir borç olduğunu, bu itibarla her ne kadar icra dosyasına konu alacak kira sözleşmesinden kaynaklanmış olsa da munzam zararın kök ilişkiden tamamen bağımsız yeni bir borç olması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, kök ilişkinin niteliğinin ne olduğunun munzam zarar davalarında özellikle görev ve yetki yönünden bir önemi olmadığını, borçlunun munzam zararının tazmin yükümlülüğünün (BK 105), asıl borç ve temerrüt faizi yükümlülüğünden tamamen farklı, temerrüt ile oluşmaya başlayan asıl borcun ifasına kadar zaman içinde artarak devam eden, asıl borçtan tamamen bağımsız yeni bir borç olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan zarar bedelinin tahsili davasının reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca BOZULMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 27.02.2014 gün ve 2013/21782 Esas - 2014/5319 Karar sayılı ilama karşı davalı idare vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü: -K A R A R- Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, Yargıtay kararında yazılı gerekçelere göre karar düzeltme isteği HUMK'nun 440. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından REDDİNE, peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, H.U.M.K’nun 442.maddesi göz önünde bulundurularak takdiren 228,00-TL. para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydedilmesine 15.09.2014 gününde oybirliğiyle...

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/369 Esas KARAR NO : 2022/677 DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 20/05/2022 KARAR TARİHİ : 18/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin 20/05/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle, davalının müvekkile olan borcu nedeniyle 7.12.2018 - tarihinde başlatılan ... 28.lera Dairesinin ...E sayılı dosyasına konu alacak davalının haksız itirazı nedeniyle ancak 29.11.2021 tarihinde tahsil edilebildiğini, icra dosyasına konu alacağın geç tahsili nedeniyle faiz İle karşılanamayan zararların tahsilini amaçladıklarını, davaya konu uyuşmazlık alacağın geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zarar alacağı olmakla Yargıtay. 15.Hukuk Dalresinin 2018/3765 E sayılı İlamında da belirlendiği gibi munzam zarar kök İlişklden (asıl borç) tamamen bağımsız yeni bir borç olduğunu, bu...

          Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir Aşkın (munzam) zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken ilk koşul, bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. Bu para borcunun kaynağının, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliği için herhangi bir önemi bulunmamaktadır....

            Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir Aşkın (munzam) zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken ilk koşul, bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. Bu para borcunun kaynağının, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliği için herhangi bir önemi bulunmamaktadır....

              Yine munzam zararın tazmin edilebilmesi için davacı - zarar gördüğünü iddia edenin uğranılan zararın varlığı ile miktarının kanıtlanması gerektiği, bu zarar kanıtlandığı takdirde borçlunun ancak kendisinin geç ödemeden kaynaklı hiçbir kusurunun bulunmadığını ispat etmesi halinde zararı ödeme yükümlüğünün ortadan kalkacaktır. ----- ------ sayılı kararına göre; Türk Borçlar Kanunu’nun 122. maddesi kapsamında aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliğinin bir koşulu da alacaklı yönünden mevcut olan zararın açık ve somut bir biçimde ispatıdır. Bu bağlamda ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, alacaklı yönünden aşkın (munzam) zarar olarak nitelendirilemeyeceği gibi salt bu olguya dayanılması neticesinde zararın ispatına dair koşulun gerçekleştiği söylenemez....

                yükümlü olduğunu belirterek müvekkilinin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan HMK 107 maddesi uyarınca şimdilik 500,00 TL munzam zararın davalıdan avans faiziyle tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, aynı kaza nedeniyle müvekkili şirkete ----- tazminat talepli başvuru yapıldığını, tahkim yargılaması sonunda müvekkili şirket aleyhine tazminata hükmedildiğini, bu nedenle davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini, taleplerin zaman aşımına uğradığını, sigortanın kapsamının üçüncü kişilerin sigortalının KTK çerçevesinde sorumluluk riski kapsamında sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlı olduğunu, munzam zarar gibi dolaylı zararlarla ilgili işletenin sorumluluğunun KTK değil Borçlar Kanununa tabi olduğunu, sigortacının işletenin KTK gereğince sorumluluğu kapsamında olmayan dolaylı zararlarla ilgili sorumluluğunun olmadığını, müvekkili...

                  yükümlü olduğunu belirterek müvekkilinin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan HMK 107 maddesi uyarınca şimdilik 500,00 TL munzam zararın davalıdan avans faiziyle tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, aynı kaza nedeniyle müvekkili şirkete ----- tazminat talepli başvuru yapıldığını, tahkim yargılaması sonunda müvekkili şirket aleyhine tazminata hükmedildiğini, bu nedenle davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini, taleplerin zaman aşımına uğradığını, sigortanın kapsamının üçüncü kişilerin sigortalının KTK çerçevesinde sorumluluk riski kapsamında sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlı olduğunu, munzam zarar gibi dolaylı zararlarla ilgili işletenin sorumluluğunun KTK değil Borçlar Kanununa tabi olduğunu, sigortacının işletenin KTK gereğince sorumluluğu kapsamında olmayan dolaylı zararlarla ilgili sorumluluğunun olmadığını, müvekkili...

                    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; Dava, davacı tarafın alacağını geç tahsil etmesi nedeniyle munzam zararının davalıdan avans faizi ile tahsili istemli açtığı davadır. Munzam zarar, borçlu temerrüte düşmemiş ve borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan durum arasındaki farktır. Munzam zarardan sorumluluk, borçlunun temerrüte düşmekteki kusuruna dayanan bir sorumluluk olup kural olarak munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüte uğrayan asıl alacağının varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararını, zarar ile borçlunun temerrütü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlüdür. Dava, miktar itibari ile basit yargılama usulüne tabi davalardandır....

                      UYAP Entegrasyonu