Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ayıplı hizmet olarak değerlendirilmediği,----- numaralı fatura ile ----- bakımında------------ sarfedildiği, fatura içeriğinde sarfedilen bu parçaların aracın yaptığı kilometreye bağlı olarak yapılması gereken tamir, onarım ve bakım hizmetlerinden olduğu cihetiyle davalı servis tarafından yapılan bu hizmetin ayıplı hizmet olarak değerlendirilmediği, ancak tespit konusu aracın deneme/test sürüşünde ön camına zarar verildiği, bu kapsamda aracın markası, tipi, cinsi gibi teknik özellikleri kapsamında yapılan piyasa araştırmasında ön camına verilen hasarın giderilmesine yönelik ön cam ve ön cam fitilinin yenilenmesi bedelinin --------olduğu belirtilmiştir....

    Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ayıplı mal satışı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. ... 18. Asliye Ticaret Mahkemesince, dava konusu aracın trafik kayıtlarında kullanım amacı olarak "HUSUSİ" olarak belirtildiğini ve aracı ticari amaçlı kullanıldığına dair bir delil bulunmadığı gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 9....

      Şti. “ olarak değiştirdiğini, müvekkili firmanın sözleşmeden kaynaklı hizmetlerin hiç yapılmaması, yapılanların ayıplı yapılmış olması ve müvekkili firmadan ... orijinal bedeli olarak tahsil edilen bedelin alıcıya ödememesi nedeniyle 25.02.2021 tarihinden itibaren ...ist firmasıyla tüm çalışmalarını durdurduğunu, ayıplı hizmete ilişkin kanuni düzenlemeye göre hizmet sağlayıcı tarafından sunulan hizmetin ayıplı olması halinde, şirket ile birlikte hareket edenlerinde sorumlu olacağının düzenlendiğini beyanla davalıların sözleşmeden kaynaklı hizmetin ayıplı veya hiç görülmemesi, müvekkil firmadan orijinal program ödemesi için tahsil edilip de ödenmeyen kısımları iade edilmemesi, reklam için alınıp da reklamların yapılmaması ve ödemesi alınıp da kesilmeyen faturalar nedeniyle doğan KDV kaybı nedeni ile uğranılan zararlarımızın HMK m.107 gereği bilirkişi tarafından tespiti halinde artırmak şartı ile şimdilik 30.000,00 TL uzlaşmazlık tutanak tarihi 15.10.2021 itibaren ticari avans faizi...

        Katılımcı boşa harcanan tatil zamanı için de uygun bir tazminat talep edebilir" şeklinde düzenleme bulunduğu, ayıplı hizmette iade oranı, Türsab Tüketici Talepleri Değerlendirme Çizelgesindeki oranlar dikkate alınarak yapılan hesaplama neticesinde çizelgenin 12- 1 maddesinde "yurt dışı ve yurt içi turlarda paket fiyat içinde ulaşım bedelinin tespiti mümkün değilse paket fiyatının %30'u ulaşım bedeli olarak hesaplanır" denilmekle 4.194 Euro iadeden sonraki tur bedelinin %30'u olan 1258,2 Euro ulaşım bedeli düşüldükten sonra kalan 2935,8 Euronun konaklama bedeli olacağı, çizelgenin 6.maddesinde; eksiklik iddiasının tüketiciye reklam, broşür ve diğer tanıtım araçları ile ve sözleşme ile taahhüt edilen unsurların veya mevzuat ve yaygın örf gereği olması gerektiği unsurların eksik olması durumunda değerlendirmeye alınacağı, çizelgenin 6.1 maddesinde; eksiklik iddiasına konu unsur, mevzuat ve yaygın örf gereği olması gereken bir unsur değilse bu unsurun tüketiciye taahhüt edildiği, yazılı veya...

        Hukuk Dairesinin 2014/1944 E., 2014/7000 K. sayılı ilamında da belirtildiği şekilde kapanış tasdiki olmayan defterlerin davacı lehine delil olmasının mümkün olmadığı, yine faturalar için davalının tutanakları mevcut olup, o dönem bu husumet ayrı bir tespit veya dava konusu olmadığı için davacı lehine ispatı mümkün olmayan bir alacak haline geldiği gerekçesiyle davanın reddine, şartlar oluşmadığından davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacak nedeniyle itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece sırf davacı defterlerinin usulüne uygun olmamasından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı ile davalı arasında bir hizmet ilişkisi bulunduğu, davacı tarafça bu hizmetin verildiğinin sabit olduğu ancak dosyaya ibraz edilen tutanaklarda verilen bu hizmetin ayıplı olduğunun ve gereği gibi ifa edilmediğinin davalı tarafından iddia edildiği anlaşılmaktadır....

          Huzurda görülen dava, 6098 sayılı TBK'nın 227. maddesine dayalı araç satışından kaynaklı alıcının ayıba karşı seçimlik haklarının kulanılması talebi ile davalı tarafından verilen ekspertiz hizmetinin ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat talebine ilişkindir. Türk Borçlar Kanunu'nun 219. maddesine göre; "Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur." TBK'nın 223. maddesine göre; "Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır....

            Dava, davacının temyiz eden davalıdan satın almış olduğu otomobilin ayıplı olması iddiasına dayalı ayıpsız misli ile değişimi talebine ilişkindir....

              Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın satım sözleşmesine dayalı ayıplı ifa nedeniyle genel hükümlere göre açılan rücuen tazminat davası olduğu, alacağın bu sebeple ---- yıllık genel zamanaşımına tabi olduğu, rücu hakkının doğduğu tarihin ------dosyasının hüküm tarihi olduğu, bu tarihten itibaren on yılın geçmemiş olması nedeniyle alacağın zamanaşımına uğramadığı, yukarıda da ortaya konulduğu üzere, öncelikle anılan ilamda eldeki davanın tarafları arasında satım sözleşmesi bulunduğunun tespit edildiği, bu tespitin ---- geçerek kesinleştiği, yine satıma konu-----kazanın durumu itibariyle gizli ayıplı mal olarak davacıya (dava dışı -----satıldığı hususunda da kesinleşmiş mahkeme ilamı bulunduğu, bu sebeple malın eldeki davanın tarafları arasındaki satım sözleşmesinde de davalı tarafından niteliği itibariyle gizli ayıplı olarak davacıya satılmış olduğunun kabul edilmesi gerektiği, gizli ayıbın kötü ifa kapsamında borcun gereği gibi yerine getirilmemesi kavramı altında değerlendirilmesi...

                Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın satım sözleşmesine dayalı ayıplı ifa nedeniyle genel hükümlere göre açılan rücuen tazminat davası olduğu, alacağın bu sebeple ---- yıllık genel zamanaşımına tabi olduğu, rücu hakkının doğduğu tarihin ------dosyasının hüküm tarihi olduğu, bu tarihten itibaren on yılın geçmemiş olması nedeniyle alacağın zamanaşımına uğramadığı, yukarıda da ortaya konulduğu üzere, öncelikle anılan ilamda eldeki davanın tarafları arasında satım sözleşmesi bulunduğunun tespit edildiği, bu tespitin ---- geçerek kesinleştiği, yine satıma konu-----kazanın durumu itibariyle gizli ayıplı mal olarak davacıya (dava dışı -----satıldığı hususunda da kesinleşmiş mahkeme ilamı bulunduğu, bu sebeple malın eldeki davanın tarafları arasındaki satım sözleşmesinde de davalı tarafından niteliği itibariyle gizli ayıplı olarak davacıya satılmış olduğunun kabul edilmesi gerektiği, gizli ayıbın kötü ifa kapsamında borcun gereği gibi yerine getirilmemesi kavramı altında değerlendirilmesi...

                  İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucu; Dava, hizmetin ayıplı olduğu iddiasına dayalı alacak ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Alacak(maddi tazminat) talebine yönelik davacı tarafın reddedilen kısma, davalı tarafın kabul edilen kısma yönelik istinaf başvuruları yönünden; Yerel mahkemelerce verilen kararlar aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Ancak; yerel mahkeme tarafından kararın verildiği tarih itibarı ile yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nun 341/2. maddesinde; "Miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir," hükmü mevcuttur. Ayrıca, 6100 sayılı HMK'nun Ek 1. Maddesinin 1....

                  UYAP Entegrasyonu