Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 29.03.2012 gün ve 2011/844-2012/140 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık yanlış teşhis ve tedavi iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin bulunduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir Mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kabulüne manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 8.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir ....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, iş kazasına dayanan % 2 fark maluliyet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 500,00 TL maddi ve 3.500,00 TL manevi tazminatın 01.08.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir....
Maddi tazminat gelince: İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi amacıyla açılan maddi ve manevi tazminat davalarında; zamanaşımı süresi gerek olay tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı yasanın 146. maddesi gereğince haksız fiilin meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıldır. Somut olayda, davacı 11.09.2005 tarihli kısmi dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000,00-TL maddi ve 3.000,00-TL manevi tazminat istemli olarak dava açmış ve bu dava görülmekte iken 18.03.2015 tarihinde maddi tazminata ilişkin istemini ıslah suretiyle 19.596,92-TL artırarak toplamda 24.596,92-TL maddi tazminat isteminde bulunmuştur. Davacının maddi tazminatın artırımına yönelik ıslahı üzerine, davalı tarafça süresinde zaman aşımı def-i ileri sürülmüş ve mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kabulü sırasında ıslah konusu maddi tazminat istemi de dikkate alınmıştır....
Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca açılan maddi ve manevi istemine ilişkindir. 1) Davalı Hazinenin TMK’nın 1007. maddesine dayalı olarak hükmedilen maddi tazminata ilişkin temyiz itirazları bakımından; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün maddi tazminata ilişkin kısmının onanması gerekmiştir. 2) Davalı Hazinenin manevi tazminata ilişkin temyiz itirazları bakımından; Mahkemece davacının manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmişse de; manevi zarar kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan, acılarını içinde gizleyenleri tazminat haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır....
Davacılar vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde; davacılar vekili dava dilekçesinde şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminat ve müvekkil T4 için 150.000,00 TL, T1 için 35.000 TL manevi tazminat, T3 için 15.000,00 TL manevi tazminat, T2 için 15.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 215.000,00 TL tazminatın müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Haksız fiil iddiasına dayalı maddi ve manevi zararların tazmini istemiyle açılan davada HMK’nın 389. ve devamı maddeleri gereğince davalının menkul ve gayrimenkulleri üzerine ihtiyati tedbir konulması talebi yönünden koşulların oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep, haksız fiil iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemli açılan davada, davalının malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, 29/09/2022 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, davacılar vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır....
Somut olayda ise; davacıların murisinin davalı işyerinin veya davalının işyerinde çalışan taşeron firmaların işçisi olduğu yönünde bilgi ve belge bulunmadığı gibi bu yönde açılmış bir hizmet tespiti davası da yoktur, sadece trafik kazasının iş yerinde meydana gelmiş olması davacıların murisi ile davalı kurum arasında işçi -işveren ilişkisinin bulunduğu anlamına gelmeyeceğinden taraflar arasında işçi ve işveren ilişkisi ve uyuşmazlığın bu ilişkiden kaynaklandığı mahkemece yapılan araştırmalar ve başka bilgi ve belgelerle ispatlanamamıştır Davanın BK'nın 49. maddesine dayalı haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası olduğu, davalıların açtığı destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat davasının çözüm yerinin iş mahkemesi olmayıp genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 2....
ederken eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir....
(M) 2013/14098-2014/9401 KARŞI OY YAZISI Dava, evli olduğunu bildiği halde onunla duygusal ve cinsel ilişkiye girmek suretiyle kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat davasıdır. Eşler evlenmekle birbirlerine karşı cinsel anlamda sadakat yükümlülüğü altına girerler. (MK.185/III) Bu yükümlülüğün ihlali halinde diğer eş TMK 161 maddesine dayalı olarak zina nedenine dayalı boşanma davası açar ve bu davada MK 174/2 maddesinde düzenlenen manevi tazminat isteminde bulunabilir. Böyle bir boşanma davası açarak eşinden tazminat alan kişinin manevi zararı karşılanmış demektir. Boşanma davası açmayan eş, sadakat yükümlülüğüne uymayan eşi affetmiş demektir. Affeden eş manevi tazminat isteminde bulunamaz. Diğer yandan boşanma davası açmakla birlikte hangi sebeple olursa olsun eşinden bu nedenle manevi tazminat istemeyen eşin durumuda aynıdır....