Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, toplanan delillere, tanık beyanlarına ve bilirkişi raporuna dayanılarak, taşınmazdaki hasar miktarının 6.680 TL olduğu, hasarın kullanılan borudan veya işçilik hatasından meydana gelmesi sebebiyle davalı şirketin %50 oranında, suyun basıncı yükseldiğinde su akışını kesen boyler emniyet ventilinin sistemde bulunmaması ve su akışının kesilmemesinin hasarın fazlalaşmasına neden olduğundan davalı ...’in %50 oranında kusurlu olduğu, ancak davacı ile davalı şirket arasında herhangi bir akdi ilişki olmadığı ve taşınmazın 01.02.2006 tarihinde devir yolu ile satın alındığı anlaşıldığından davalı şirket yönünden davanın reddine, 3.340,00 TL’nin 17.03.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...’ten tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1)Dava, konut sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir....

    Dava, trafik sigorta (...) poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. 1-28.11.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır....

      ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca ticari davaların asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanacağı, sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davalarında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih,----Esas, ----- Karar sayılı (03.07.1944 tarihli ----- yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında "sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir....

        Sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı iş bu itirazın iptali davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22/03/1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir. Somut olaya gelindiğinde; davacının sigortalısı ile davalı arasındaki hukuki ilişki de haksız fiilden doğmuştur. Davalı ... A.Ş. tacirdir....

          HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava; kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı yan, kasko sigortalı aracın davalıların maliki ve sürücüsü olduğu araç ile karıştığı trafik kazası sonucu hasara uğraması nedeniyle sigortalıya ödenen bedelden kusuru oranında davalıların sorumlu olduğunu iddia etmiş, davalı yan davanın reddini savunmuş, mahkemece ise bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yukarıda özetlenen şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı iş bu itirazın iptali davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22/03/1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz....

            Sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı iş bu itirazın iptali davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22/03/1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir. Somut olaya gelindiğinde; davacının sigortalısı ile davalı arasındaki hukuki ilişki de haksız fiilden doğmuştur. Davalı T3 tacirdir....

            HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava; kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı yan, kasko sigortalı aracın davalıların maliki ve sürücüsü olduğu araç ile karıştığı trafik kazası sonucu hasara uğraması nedeniyle sigortalıya ödenen bedelden kusuru oranında davalıların sorumlu olduğunu iddia etmiş, davalı yan davanın reddini savunmuş, mahkemece ise bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yukarıda özetlenen şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı iş bu itirazın iptali davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22/03/1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz....

            Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında "sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir....

              Açıklanan nedenlerle, haksız fiilden kaynaklanan ve tacir olmayan sigortalının halefiyetine dayalı açılan davada Asliye Hukuk Mahkemelerine görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Her ne kadar kısa kararda, karara karşı tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulabileceği belirtilmiş olsa da, kararın 2023 yılında verilmiş olmasına ve 2023 yılı itibarıyle yeniden değerleme oranına göre miktar yönünden istinaf kesinlik sınırının .... TL olduğunun ve halefiyete dayalı rücuen tazminat istemli açılan davada dava değerinin bu miktarın altında olması nedeniyle verilen kararın HMK.'nun 341. maddesi gereğince miktar yönünden kesin olduğunun anlaşılmasına göre, sehven yapılan bu yanlışlık gerekçeli kararın hüküm fıkrasında kararın miktar yönünden kesin olduğu belirtilmek suretiyle düzeltilmiştir.) . HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.'...

                Sigorta Anonim Şirketi, davalısının ...Yatak Anonim Şirketi olduğu, dava konusu 23.09.2022 tarihli yangın nedeniyle sigortalıya avans olarak ödenen 200.000,00-USD maddi tazminatın halefiyete dayalı rücu alacağının tahsiline yönelik dava olduğu, dosyanın derdest olduğu, davanın 22.12.2022 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizin ... Esas sayılı davasının konusunun 23.09.2022 tarihli yangın nedeniyle sigortalıya ödenen toplam 473.518,82-USD'nin tahsili talebine ilişkin olduğu, İzmir 4. ATM'nin ......

                  UYAP Entegrasyonu