Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında "sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir. Somut olayda; davacı Quick Sigorta A.Ş'nin TTK'nın 1472. Maddesi uyarınca halefi olduğu sigortalısı Şevki Boncuk tacir olmadığı gibi sigortalı araç da hususi kullanım amaçlı otomobildir....

Halefiyete dayalı olarak açılan rücuan tazminat davalarında görev, sigortalı ile davalılar arasındaki ilişkiye göre belirlenecektir. Somut olayda davacının sigortalısı ile davalılar arasında 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. ve 5. maddesi kapsamında ticari nitelikte bir dava bulunmadığından mahkemece yukarıda numarası yazılı bozma ilamı doğrultusunda işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken HSK kararı dayanak yapılarak yazılı şekilde ticaret mahkemesine gönderme kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı .... Kelebek Halı ve Mob.İnş. Petr. Tek.Gıda Paz.San.Tur.Ltd.Şti. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Kelebek Halı ve Mob.İnş.Petr.Tek.Gıda Paz.San.Tur.Ltd.Şti.'ye geri verilmesine 23/12/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İcra Müdürlüğü’nün ----- Esas sayılı dosyalarına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Dava, TTK.nın 1472. maddesi gereğince sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödeme yapıldıktan sonra, zarar sorumlusu olduğu iddia edilen davalıya karşı açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesine dair esaslar 22/03/1944 tarih,----esas, ----- karar sayılı Yargıtay İBK ile belirlenmiştir. Buna göre, halefiyet esasına göre açılan dava sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi kabul edilerek, sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası içinde var kabul edilmiştir....

      Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir. Her ne kadar dava mahkememizde ikame edilmiş ise de; somut olaya bakıldığında, dava dışı sigortalı aracın hususi olduğu göz önüne alınarak, davalı ile aralarındaki hukuki ilişki de haksız fiilden doğmuştur. bu durum karşısında haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu, davacının halefiyete dayalı olarak açtığı işbu rücuen tazminat davasında da asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu ve uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemelerinde görülmesi gerektiği kanaatine varılmakla, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği anlaşılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK m.114/1-c, 115/2 uyarınca göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine, .......

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı araçta meydana gelen 6.001.796.000.TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalı ... şirketi tarafından ödenen 1.200.000.000.TL'nin mahsubu ile kalan 4.801.796.000.TL'sı tazminatın ödeme tarihinden işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili kusur oranı ve tazminat miktarını kabul etmediğini, müvekkiline ait araçta meydana gelen 4.047.500.000.TL hasar bedelinin yasal faizi ile davacıdan tahsilini talep etmiştir....

          Mahkemece, davanın halefiyete dayalı davanın rücuen tazminat davası olduğu, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, ticari nitelikte bulunmadığı, genel hükümler çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği anlaşıldığından davanın görev yönünden reddine, dosyanın karar kesinleştikten sonra talep halinde görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 25,20 TL peşin harcının onama harcına mahsubuna 18.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında "sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir....

              Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir. Davacı sigortalısı davalılar gibi kat maliki sıfatına sahiptir....

              Bu durum karşısında, her iki taraf da tacir olduğundan, tacirler arasındaki haksız fiilden doğan davada Asliye Ticaret Mahkemeleri'nin görevli olduğu, davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasında da Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gözetilerek; mahkemenin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114-115 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı olduğu biçimde işin esası hakkında karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 09/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava, kasko sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin rücuen tahsili talebine ilişkindir. Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22/03/1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03/07/1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" ilkesi benimsenmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu