Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu 22/03/1944 gün ve 37 (E) - 9 (K) sayılı kararında "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir....

    Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.Somut olaya bakıldığında; davacı sigortanın sigortalısı ...,... Ltd. Şirketi ile davalı arasındaki hukuki ilişki de haksız fiilden doğmuştur. Sigortalı aracın hususi nitelikte olduğu da göz önüne alındığında, haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri'nin görevli olduğu, davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasında da Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilerek; davaya Asliye Ticaret Mahkemesi olarak bakılması doğru görülmemiştir.Hal böyle olunca, mahkemece, somut uyuşmazlık yönünden davaya bakmak üzere Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğundan bahisle HMK.114, 115 mad gereği davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir....

      Bu nedenle Dairemizce dosya üzerinden yapılan incelemede: Davanın sigorta poliçesine dayalı olarak açılan rücuen tazminat davası olduğu, Sakarya 4. AHM tarafından davanın TTK'da düzenlenen hususlardan olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği, Sakarya ATM tarafından ise davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşen haksız fiilenden kaynaklandığı, davalıların tacir olmadığı gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı verdiği anlaşılmaktadır. Dava, Türk Ticaret Kanunu'nun 1472. maddesinden kaynaklanan halefiyete dayalı olarak ödenen tazminatın davalılardan rücuen tahsiline ilişkin tazminat davası olup, sigorta ettirenin kendisine zarar verene açacağı davanın, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Sigorta ettirenin dava hakkı, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder....

        İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iş bu davanın ticari dava olmadığını, halefiyet gereği sigortalının hakkı ne ise müvekkilinin de hakkının aynı olup halefiyete dayalı rücuen tazminat alacağı olduğunu, müvekkilinin Ak Sigorta A.Ş.'ye kasko sigortalı 34 XX 191 plakalı araç maliki-sigortalıya halefiyet kapsamında , iş bu araca zarar veren haksız fiil sahibi davalıya karşı açılmış tazminat davası olduğunu, bu nedenle Yargıtay yerleşik içtihatlarında ve Hukukun temel prensibi gereği halef olan kişi, halefi olduğu kişinin hakları ne ise o hakları devralıp kovuşturma yapabileceğini, müvekkil şirketin sigorta şirketi olduğu izahtan vareste olduğunu ancak iş bu dava sigorta şirketinin salt alacağı nedeni temeli ile veya sigorta sözleşmesine dayalı bir nedenden açılmış olmadığını, iş bu davanın TTK m.1472....

        İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin rücuen istemine ilişkin tazminat davasıdır....

          Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında "sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir. Somut olayda; davacı ... Sigorta AŞ'nin sigortalısı ...'in tacir olduğuna dair dosyada herhangi bir iddia ve kanıt bulunmadığı gibi sigortalı araç da hususi nitelikte otomobil olup ticari araç değildir....

            Davacı sigorta şirketince sigorta sözleşmesine ve halefiyete dayalı olarak, rücuen tazminat davası açılmıştır. Sigortacının sorumlu kişi adına açacağı dava halefiyete dayandığından ticari dava sayılmaz. Halefiyete dayalı rücu davası aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir....

              Madde 1472 uyarınca sigorta ödemesine dayalı rücuen tazminat davası olduğu; TTK....

                Bu nedenle Dairemizce dosya üzerinden yapılan incelemede: Davanın sigorta poliçesine dayalı olarak açılan rücuen tazminat davası olduğu, Sakarya 4. AHM tarafından davanın TTK'da düzenlenen hususlardan olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği, Sakarya ATM tarafından ise davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşen haksız fiilenden kaynaklandığı, davalıların tacir olmadığı gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı verdiği anlaşılmaktadır. Dava, Türk Ticaret Kanunu'nun 1472. maddesinden kaynaklanan halefiyete dayalı olarak ödenen tazminatın davalılardan rücuen tahsiline ilişkin tazminat davası olup, sigorta ettirenin kendisine zarar verene açacağı davanın, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Sigorta ettirenin dava hakkı, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder....

                HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, 6102 sayılı TTK'nın 1472. maddesi gereğince, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın zarar sorumlusu olan davalıdan rücuen tazmini amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu 22/03/1944 Tarih 37 Esas, 9 Karar sayılı kararında "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." ilkesi benimsenmiştir. TTK.'...

                UYAP Entegrasyonu