Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar ... vd vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vd aleyhine 30/11/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacıların, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddolunmalıdır. 2- Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız fiile dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

    Hukukun görev alanına gören genel muvazaaya dayalı bir talepte ana uyuşmazlığın muris muvazaası sayılarak dosyada genel muvazaaya dayanan uyuşmazlık olmasına rağmen dairece bakılması gerekiyor ise de eldeki dosyada da davalı Mustafa Erkaya yönünden davanın haksız fiile-kusura dayandığı, diğer davalıların, davalı Mustafa'nın anne ve babası olması nedeni ile kusursuz sorumluluğunun bulunduğu, ancak ana uyuşmazlığın haksız fiile ilişkin olup, dairelerin temel görevi dikkate alındığında haksız fiilin 3. Hukuk Dairesinin görev alanına girdiği, davanın, davalılar T4 ve T6 hakkında öldürme eyleminden dolayı haksız fiile-kusura dayalı olarak açılmış olması, yalnızca kusursuz sorumluluüa ilişkin bir dava olmaması, iş bölümüne ilişkin ortak hükümlere göre de bu gibi davaya bakmasının zorunlu bulunması, dairenin temel görevinin Medeni Hukuk ve Gayrimenkul Hukuku olması ve kusursuz sorumluluk yetkisinin daireye istisna olarak verilmiş olması nazara alındığında kararın istinaf incelemesinin 3....

    ‚nin tüm, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, Dava, sigortalının 07/12/2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının (eş ve iki çocuk) maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacıların maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabul edilerek, davacı eş (ölü ) için 25.000,00 TL, çocuk Uğur için 25.000,00 TL, çocuk Deniz için 25.000,00 TL manevi tazminatın 07/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan alınarak davacılar Uğur Başar Keskin ve Deniz Keskin 'e verilmesine karar verilmiştir. 2-İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir....

      İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir.Somut olayda, dava konusu iş kazasının 09/09/2008 tarihinde meydana geldiği, dava dilekçesi ile maddi tazminat talebi açısından açıkça belirsiz alacak davası olduğunun belirtildiği ve HMK’na uygun olarak bir miktarı da kısmi olarak belirterek olay tarihinden itibaren yasal faiz talep edildiği anlaşılmaktadır. O halde davacı vekilinin 21/10/2015 tarihli dilekçesinde ıslah dilekçesi yazmasının sonuca etkili olmayıp söz konusu dilekçenin talep artırım dilekçesi olarak değerlendirilmek suretiyle hükmedilen bütün tazminat tutarlarına olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken artırılan maddi tazminat hakkında faize hükmedilmemesi doğru olmamıştır.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

        Yine BK'nın 49 (TBK.58) maddesinde "Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir." Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir. Somut olaya gelince, davalı ...’nun davacının eşi ile ilişkisinin davacıya yönelik ve bütün olarak aldatma mahiyetindeki davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir. Davalı ...’nun doğrudan davacının bedensel veya ruhsal bütünlüğüne yönelik hukuka aykırı bir fiilde bulunduğundan söz edilemez. Yukarıda anılan yasada yükümlülüğünü ihlal eden eşin eylemini birlikte gerçekleştirdiği kişiler yönünden herhangi bir düzenleme getirilmemiştir....

          Bu doğrultuda davalı tarafın savunmalarında da bu husus doğrulanmakla tarafların nişandan sonra düğün yaparak gayri resmi şekilde uzun süre bir arada yaşadıkları anlaşılmıştır.Yukarıda yapılan açıklamalar da dikkate alındığında somut durumda nişanlılığa dair aile hukuku kapsamında korunacak bir birliktelik söz konusu olmayıp, taraflar arasındaki uyuşmazlık da haksız fiil olarak nitelendirileceğinden, taraflar arasındaki ilişkinin aile hukuku prensiplerine göre değil, borçlar hukuku kurallarına ve özellikle de haksız fiile ilişkin hükümlere göre değerlendirilmesi gerekmektedir. O halde; temyizen incelenmesi talep edilen eldeki davada talep, nişana dayalı tazminat talebi olmayıp, uyuşmazlık çözümünün haksız fiile ilişkin olduğu gözetilerek, bu çerçevede değerlendirme yapılması ve davaya Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılması gerekmektedir....

            un karşı davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince: Asıl ve karşı dava haksız fiile dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı-karşı davacı ...'un karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hüküm onanmalıdır. SONUÇ: Davalı-karşı davacının; asıl davaya yönelik temyiz dilekçesinin yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle reddine, karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve kararın ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 08/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Haksız fiile dayalı olarak açılan bir davada davalı sayısın birden fazla olması halinde HMK 7 md uyarınca davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde davanın açılabileceği belirtilmiştir. Yİne aynı maddenin devamında dava sebebine göre kanunda davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkemenin bulunması halinde davaya o yer mahkemesinde bakılacağı hükme bağlanmıştır. Motorlu araçların neden olduğu kazadan dolayı açılan davalarda davalının yerleşim yeri (KTK 110) ve haksız fiilin vuku bulduğu yer ( KTK 110 ve HMK 16), sigortacının merkez veya şubesi veya sigorta sözleşmesinin yapan acentenin bulunduğu yer ( KTK 110/2) mahkemesinde dava açılacağı belirtilmiş ve bu haliyle davacının seçimlik hakka sahip olduğu anlaşılmaktadır....

                Mahkemece, davacı sigortalı lehine 14.594,38 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 08.01.2008 tarihinden yasal faiziyle ve 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 10.12.2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir. Somut olayda, dava konusu iş kazasının 08.01.2008 tarihinde meydana geldiği, dava ve ıslah dilekçelerinde talep edilen maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş iken; mahkemece maddi tazminata olay tarihinden faiz işletilmesine karar verilip, manevi tazminata ise dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece, yukarda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

                  (TBK’nin 56.) maddesi gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir. 1-Taraflar arasında yapılan yargılamanın sonunda gerekçede; taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı ve haksız fiile bağlı olarak manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davalının davacıya karşı sorumluluğunun taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı ve taşıma sözleşmesinin TTK’de düzenlenen sözleşmelerden olduğu ve taşıma sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların TTK 4.maddesi gereğince ticari dava olarak değerlendirilmesi suretiyle asliye ticaret mahkemelerinde çözümlenmesi gerektiği, dava konusu uyuşmazlığı mahkemenin görev yönünden inceleme yetkisinin bulunmadığından, davalı vekilinin göreve yönelik itirazı da nazara alınmak suretiyle esasa dair beyanlar ve deliller incelenmeksizin dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmişken, hüküm fıkrasında karar kesinleştiğinde dosyanın Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Böylece gerekçe ile hüküm fıkrası arasında açık bir çelişki ortaya çıkmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu